Gelişin Bilmecesi – V. S. Naipaul
Tür: | Yaşam Öyküsü |
Yazar: | V. S. Naipaul |
Yayınlanma Tarihi: | 1987 |
Yayınevi: | Can Yayınları |
Konusu
Çoğunlukla bir otobiyografi olan, memleketi Trinidad ve Tobago’dan ayrıldıktan sonra çeşitli ülkelere vardığında Naipaul’un artan aşinalığını ve değişen algılarını konu edinen beş bölümlük bir kitaptır.
Gelişin Bilmecesi Özeti
Romanın aksiyonunun çoğu, Naipaul’un kırsalda bir kulübe kiraladığı İngiltere, Wiltshire’da geçiyor. İlk geldiğinde, kulübesini çevreleyen bölgeyi, yüzlerce yıldır değişmemiş donmuş bir tarih parçası olarak görür. Bununla birlikte, başka bir kitap üzerinde çalıştığı kulübede kalış süresi uzadıkça, bölgeyi olduğu gibi görmeye başlar. Sıradan insanların dünyanın geri kalanından uzakta yaşamlarını sürdürdüğü sürekli değişen bir yerdir. Bu, Naipaul’un çevremizle ilgili algılarımızın doğası ve bu algıların bir yer hakkındaki kendi önyargılarımızdan ne kadar etkilendiği üzerine düşünmesine neden olur.
Trinidad’dan New York City’ye kendi göçünü ve ardından İngiltere ve Oxford’a taşınmasını yeniden inceliyor. Naipaul’un anlatımı, onun bu yeni ortamdaki yeri ve insanlar ile çevrelerindeki topraklar arasındaki karmaşık ilişkiler hakkında artan anlayışı göstermektedir.
Gelişin Bilmecesi – Kitap Açıklaması
Sürrealist ressam Giorgio de Chirico’nun Gelişin Bilmecesi adlı dizi tablosundan esinlenen kitap, İmparatorluk sonrası dönemde Karayiplerden İngiltere’ye gelen genç bir Hintlin’in öyküsünü anlatıyor. Naipaul’un en önemli otobiyografik eserlerinden biri olarak, bir diyardan bambaşka bir diyara gitmenin, bir ruh halinden başka bir ruh haline geçmenin hikâyesi üzerinden, en geniş anlamda “yolculuk” temasını işliyor. Ancak yazar, yaratıcılık ve gözlemle birleştirdiği bambaşka bir ağ da örüyor romanda. İngiliz dünyasının, sömürgeciliğin sona ermesiyle başlayan küçülme ve eski görkemini yitirme sürecini, bir malikânenin geçirdiği değişim aşamalarıyla simgeliyor.
Bir komşunun ölümü, malikânenin bahçıvanının işten çıkarılması gibi, gündelik hayatın içindeki sıradan anlarda bile bir derinlik ve dokunaklılık bulan Naipaul, ayrıntılardan geniş manzaralara uzanıyor; “ilerleme” fikrinin engellenemez yükselişiyle yitip giden eski dünyayı, İngiliz coğrafyasında yavaş yavaş meydana gelen kalıcı değişimleri gözler önüne seriyor.
(Tanıtım Bülteninden)