Mahatma Gandhi

Mahatma Gandhi – Cem Yüksekdağ

Tür:Yaşam Öyküsü
Yazar:Cem Yüksekdağ
Yayınlanma Tarihi:2019
Yayınevi:
Konusu

2 Ekim 1869 tarihinde, Hindistan’ın Ponpandar şehrinde dünyaya gelen, Mohandas Karamçand Gandhi; Özgürlükçü insanlara ilham kaynağı olan Satyagraha felsefesinin öncüsüdür. Bu felsefe, kötülüğe ve şiddete karşı durmayı ilke edinir. Gandhi bu felsefeyle Hindistan’ı bağımsızlığına kavuşturmayı başarmıştır.

Mahatma kelimesi “yüce ruh” anlamına gelir. Aynı zamanda Hindistanlılar Gandhi’yi, Banu yani “baba” olarak da anmaktadırlar. Bu nedenle onu Ulus’un Babası ilan ederek, doğum günü olan 2 Ekim gününü ulusal tatil ilan etmişlerdir. Aynı şekilde 2 Ekim, Birleşmiş Milletler tarafından “Dünya Şiddete Hayır Günü” olarak ilan edilmiştir.

İnsanların hangi dilden, dinden, etnik kökenden olursa olsun eşit şekilde yaşaması gerektiğini, her insanın aynı haklara sahip olduğunu savunmuştur.

Gandhi sivil itaatsizlik yöntemlerini kullanarak sosyal ve ekonomik eşitsizliklerle savaşmış ve Hindistan’ı bir İngiliz sömürgesi olmaktan kurtarmıştır. Onun bu yöntem ve söylemleri, Martin Luther King Jr. Ve Nelson Mandela gibi özgürlük liderlerine model olmuştur.

Gandhi hakkında en fazla eser yazılan kişilikler listesinde 8. sırada yer almaktadır.

Mahatma Gandhi Özeti

Mahatma Gandhi’nin babası Karamchand, annesi Putlibai’dir. Ailenin dördüncü çocuğudur. Babası bürokratik zincir içerisinde bulunduğundan ve ticaretle uğraştığından belli bir servete sahiptirler. Annesi okuryazar olmayan dindar bir ev hanımıdır. Aile; Vişnucu ve Cayna dinlerine mensuptur. Şiddete karşı duran, hiçbir canlıya zarar vermemek ilkesine sadakatleri neticesinde vejetaryan bir ailedir.

Gandİ’nin ailesi Rajkot’a taşındıktan sonra dokuz yaşında aritmetik, tarih, coğrafya ve dillerin temellerinin incelendiği yerel bir okula başlar. 13 yaşına geldiğinde evlendirilir. Bir yıl eğitime ara verdikten sonra liseye devam eder. Annesi ve eşinin engel olmak istemelerine rağmen Londra’ya hukuk eğitimi almak için gider. Gandhi burada Vejeteryan Topluluğuna katılır ve bir süre sonra Bhagavad Gita’ ya tanıtılır. Buraya katılması daha sonra ki yaşamı üzerinde büyük bir etkiye sahip olacaktır. Topluluktaki arkadaşları, kapitalist ve endüstriyel düzene karşı çıkan, ahlakın üstünlüğünü çatışarak değil iş birliği ile sorun çözmeyi savunan insanlardır.

Hindistan’a geri döndüğünde annesinin ölümünün ondan saklandığını öğrenir. Ülkesinde avukatlık mesleğinde yeterli başarıyı gösteremez. İngiliz kolonisi olan Güney Afrika’dan gelen bir avukatlık teklifini kabul ederek orada çalışmaya başlar. 1893’de gittiği Güney Afrika’da 21 sene kalarak, yaşadığı ayrımcılığa itiraz edecek ve uzun yıllar sonunda bir lider olacaktır. Yaşadığı ülkede, kaldırımlar beyazlara aittir, Hintliler mülk sahibi olamamakta ve gece özel izin almadan sokağa çıkamamaktadır. Hintlilerin oy kullanma haklarını ellerinden alacak olan yasa tasarısının hazırlandığının haberi Gandhi’ye ulaştığında o yapılan bu ırkçı nitelikli haksızlığa karşı çıkmaya karar verir. Yasa yürürlüğe girse de Gandhi, Güney Afrika’da yaşayan Hintlileri bir araya toplamayı başarmış, dünyanın dikkatini kendi üzerlerine çekmeyi başarmıştır.

Gandhi yıllarca İngilizlerle birlikte çalışarak Hintlilere haklarını kazandırmak için gayret gösterse de nihai çözümün Büyük Krallık ile gelmeyeceğini anlaması çok uzun sürmeyecektir.

1906’da Hindu evliliklerinin tanınmaması ve haklarını kısıtlayan yasa tasarısının geçmesi ile Gandhi ilk sivil itaatsizlik kampanyasını başlatır. Bu direnişin adını “hakikate bağlı kalmak” koyar. Direnişin amacı, yerel otoriteye karşı pasif bir itaatsizlik göstererek mesajını yaymaktır. Pasif direniş eylemi yedi yıl sürer. Bu sürede yüzlerce insan işsiz kalır, hapse atılır ve öldürülür. Güney Afrika’nın totaliter ve gaddar reaksiyonu dünyada ses getirir, yönetim geri adım atmak zorunda kalır. Hindu evlilikleri tekrar kabul edilir ve bazı adaletsiz vergiler kaldırılır.

1914’de Birinci Dünya Savaşı başlamadan önce Güney Afrika’dan ayrılıp önce Londra’ya sonra ülkesine döner. Gandhi üç yıl inzivaya çekilir. Kendini meditasyona ve dini metinlere verir. Bu süreçte Mahatma yani yüce ruh ismini alır.

İngilizlerin ayrılıkçı politikalarına bir son verilmesi gerektiğini düşünen Gandhi yine bir direniş hareketine öncülük eder. Onun İngiltere’yle olan bağlarını koparan olay ise İngiliz askerlerinin 400 Hintli protestocuyu katletmesiyle gerçekleşir. Bu olaydan sonra Gandhi bağımsız Hindistan hareketinin lideri olmuştur. Onunla birlikte insanlar dönemin kültürel ve yasal bir gerçekliği olan kast sistemine karşı gelerek aynı platformda birlikte mücadele vermişlerdir. Gandhi’nin protestolarını barışçıl fakat cesur bir şekilde organize etmesi kitleleri arkasına alabilmesine yardımcı olur. 1922’de tutuklanarak altı yıl hapsi istenir fakat iki yıl sonra serbest bırakılır. 1927’de İngilizlerin, Hintlileri kanunlar üzerinde yok sayma politikasını devreye sokmak istemeleriyle Gandhi tekrar sahneye döner. Hindistan’a altı ay içerisinde yarı bağımsızlık verilmemesi halinde top yekûn bir sivil itaatsizlik hareketi başlatılacağını ve tam bağımsızlık için savaşacaklarını duyurur. 1930 da Umman Denizine doğru 390 km’lik yolu yürüyerek yönetimi protesto eder. Büyük kitleri sürükleyen 24 günlük yürüyüşün ardından 60 000 Hintli hapse atılır. Hareketin etkisiyle Time dergisi onu “yılın adamı” seçer. 1931’de hapisten çıktıktan sonra İngilizlerle anlaşma yoluna gidilmiş olsa da İngiliz yönetiminin içi boş vaatlerle Hint halkını kandırmasına karşı çıkan Gandhi 1942’de “Hindistan’ı terk edin!” direnişini başlatır. Bu direnişin sonunda 1000 kişi hayatını kaybeder. Olayların sonunda isyanlar başlar.

Gandhi şiddetsizlik ilkesinden ve ülke bütünlüğünden taviz vermek istemese de bölünme başlamıştır. Müslüman halk ve Hindular ayrıştırılmış, şiddet olayları daha da çok büyümüştür. 15 Ağustos 1947 de ülkenin kuzeybatısı Müslümanlara verilir ve Pakistan kurulur. Hindistan’ın tam bağımsızlığa ulaşmasını sağlayan Gandhi tüm dinlerin bir arada var olabileceği laik bir rejimi savunur. Bağımsızlık ilanından sonra şiddete karşılık vermeme konusundaki ısrarına isyan edenler de vardır. 29 Ocak 1948 de fanatik bir Hindu genç tarafından öldürülür.

Mahatma Gandhi – Kitap Açıklaması

.Zayıf, kara kuru ve sade yaşamıyla Gandhi’nin dünya görüşü ‘nü bütün dünya hayranlıkla izliyordu, onun manevi otoritesi İngiltere’nin zırhlılarından daha kuvvetliydi.

Hindistan’a bağımsızlık kazandıran düşüncelerinin oluşumu, stratejisi ve amaçları, gerçek için direnmek, şiddetsizlik, sade yaşam, yerli malı kullanma ve oruç Hindistan’ın yeniden doğuşunu sağladı.

Gandhi’nin böylesine büyük bir coşkuyla anılması onun, insanın hiçbir şiddetle ezilmemesi gerekecek kadar saygın ve değerli olduğunu savunmasından kaynaklanıyordu. Çünkü o, felsefe ve siyasetini insan sevgisinde temellendirmiş, yöntemlerini bu sevgi ve saygınlığın ihmal edilmemesi esasına oturtmuştu. İnançlarının doğruluğunu, ülkesi Hindistan’ın bağımsızlığını savunduğu bu ilkelerle sağlayarak kanıtlamıştı.

O; kötülüğe acı çekerek cevap vermek suretiyle, acıyı acı ve rakibi de düşman olmaktan çıkararak savaş kazanmanın sırrını bulmuştu. İşte bu kitap; Gandhi’nin bu olağanüstü ulaşışlarmı en çarpıcı öyküleriyle ortaya koyan biyografisi sizlerle.

Nurhayat Akbulut
Nurhayat Akbulut
İyi kitap okumak geçmiş yüzyılların en iyi insanlarıyla sohbet etmek gibidir.

BENZER KONULAR

YORUMLAR

Abone ol
Bildir
guest
0 Yorum
En eski
En yeni En çok oy alan
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları görüntüleyin

Sosyal Medya

774BeğenenlerBeğen
4,853TakipçilerTakip Et
21TakipçilerTakip Et
22TakipçilerTakip Et
62AboneAbone Ol

Günün Kitabı

Editör Seçimleri

Popüler Konular

Son Konular