Sergüzeşt – Samipaşazade Sezai
Tür: | Roman |
Yazar: | Samipaşazade Sezai |
Yayınlanma Tarihi: | 1887 |
Yayınevi: | Bilge Kültür Sanat |
Karakterler
Dilber: Çok gururlu ve sakin bir kız olan dilber, Onu gören herkesin aşık olabileceği ama mahkum olduğu için evlenmesi mümkün olmayan biridir. Kurtuluşu intiharda bulur.
Celal Bey: Soylu bir ailenin çocuğu olan Celal Bey, iyi eğitim görmüş, kendi değerlerine sahip, terbiyeli bir adamdır. Dilber’in satılmasından sonra akli dengesini kaybeder.
Cevher Ağa: Yardımsever ve içten olan Cevher Ağa, Dilber’i çok sever ve onu kurtarmak ister, bu uğurda can verir.
Konusu
Sami paşazade Sezai’nin 1888 yılında yayımladığı romandır. Macera anlamına gelen bir kelimedir. Esaret konusunu işleyen ve bir paşazade ile cariyenin yakışıksız aşkını anlatan kitabın kahramanı Kafkaslardan getirtilen ve konaklarda halayık yapan Dilber’dir.
Sergüzeşt Özeti
Kafkasya’da bir köyde Dilber adında küçük bir kız köle tacirlerinin eline düşer. İstanbul’a getirilir. Dokuz yaşındaki güzel kız, Mustafa Efendi isimli bir subaya satılır. Evin hanımı sert, huysuz biridir. Dilber’e çok acı verir, bütün ağır işleri ona yükler, gücüyle çalışır ve sık sık dövülmekten, aşağılanmaktan kurtulamaz. Mustafa Efendi Erzurum’un bir ilçesine tayin edilir. Dilber’i elinden almak istemediği için bir bayiye satar. Dilber’in sıkıntılı yılları geçer. Müzik, okuma, ev işleri öğretilir. Sonra satılır. Bir paşa konağına düşer. Asaf Paşa’nın ailesi iyi huylu ve bilgilidir. Evde dengeli bir atmosfer var. Dilber burayı çok sever, ilk defa rahat hissetmeye başlar kendini. Ailenin oğlu Celal, Avrupa’da resim tahsili görmüş, kültürlü ve yakışıklı bir gençtir. Dilber’i model olarak kullanır ve iki genç zamanla yakınlaşır. Ebeveynler durumu sezince paniğe kapılırlar. Oğullarından habersiz, kızı bir köle tüccarına satarlar ve onu konaktan uzaklaştırırlar. Celal olan biteni öğrenince üzüntüden yatağa düşer. Dilber’in yeni sahibi Mısırlı zengin bir adamdır. Onu haremine kapatma niyetindedir. Bunun için onu Mısır’a götürür. Genç kız hareme girmek istemediği için üst katta karanlık bir odaya kilitlenir. Hadım Cevher kıza acır ve onu kurtarıp İstanbul’a kaçırmak ister. Gece yarısı bir ip atarak odaya tırmanır, önce Dilber’i aşağı indirir. Arkadan inerken dengesini kaybeder ve düşerek ölür. Dilber yalnız ve çaresiz kalır. İstanbul’a tek başına gidemeyeceğini anlar. Kendini Nil’e atarak intihar eder.
Kısa Bilgiler
- Roman; halkı eğitmeyi, köhnemiş kurumları ve düşünceleri değiştirmeyi amaçlayan Tanzimat dönemi düşünce sisteminin kölelik kurumuna yönelttiği toplumsal bir eleştiridir.
- Millî Eğitim Bakanlığı tarafından ortaöğretim kurumları için hazırlanan 100 Temel Eser arasında da yer alır.
- Eser, II. Abdülhamit devrinde yazılmış ve yayınlandıktan sonra yazarın göz hapsinde tutulmasına ve göz hapsinden kurtulmak için Paris’e kaçmasına sebep olmuştur.
- Roman, “Dilber, Esclave et L’euruque Amoureuх” adıyla Besim Ömer Paşa tarafından Fransızca’ya çevrilmiştir.
Sergüzeşt – Kitap Açıklaması
“Sergüzeşt’i genç, gayretli ve maharetli bir mimarın tecrübe sahibi olmadan önce inşa ettiği bir binaya benzetiniz. Aldanmayacağınızı ümit ederiz.” Mizancı Murat Küçük Şeyler’le edebiyatımıza yeni bir soluk getiren Samipaşazade Sezai’nin ilk ve tek romanı olan Sergüzeşt, gerek kurgusu gerekse anlatımıyla edebiyat tarihimizde bir dönüşümün habercisi kabul edilir. Henüz çocuk yaşta Kafkasya’dan getirilip İstanbul’da satılan Dilber’in macerasını XIX. yüzyıl sonu Osmanlı’sında hâlâ sürmekte olan insan ticaretinin birey ve toplum hayatında yol açtığı yıkım üzerinden ustaca anlatan yazar, devrinin sosyo-kültürel yapısına da ışık tutar. Günümüz okuruna yüz elli yıl öncesinden etkileyici sahneler sunan Sergüzeşt’in, yıllar geçtikçe daha çok okunup beğenileceğini umuyoruz.
Samipaşazade Sezai (1859-1936) İstanbul’da doğan Sezai’nin çocukluk ve ilkgençlik yılları Maarif nazırlığı da yapmış olan babası Sami Paşa’nın Taşkasap’taki büyük konağında geçer. Bu konak dönemin meşhur fikir adamlarına, yazar ve şairlerine ev sahipliği yapan önemli bir buluşma noktasıdır. Sezai burada pek çok yazar ve şairle tanışır. Özel hocalardan Arapça, Farsça ve Fransızca dersleri alır. Gençlik yıllarında oldukça etkilendiği Namık Kemal ve yakın dostu Abdülhak Hamit’in yenilikçi düşüncelerini benimseyen Sezai, 1880’de Londra Sefareti’ne ikinci kâtip olarak atanır. Burada Batı edebiyatını, özellikle Shakespeare’in eserlerini inceleme imkânı bulur. Londra’da geçirdiği bu zaman onun düşünce dünyasını ve edebi ufkunu genişletir. 1901’e kadar İstanbul’da Hariciye Nezareti’nde muavinlik görevini sürdürür. İstanbul’da geçirdiği 1886-1901 yıllarında Sergüzeşt’i, Küçük Şeyler’i ve Rumûzü’l-Edeb’ i yayımlar. İstanbul’un alafranga dünyasına yönelik ilk köklü saptamalar onun eserlerinde belirir. Sergüzeşt’te esirlik ve özgürlük kavramlarını işlemesi hükümetin takip çemberine girmesine neden olur ve 1901’de Paris’e kaçar, burada Jön Türkler’e katılır. Tanzimat dönemi yenilikçi edebiyatın öncülerinden Samipaşazade Sezai’nin seçme eserlerine Türk Edebiyatı Klasikleri Dizimizde yer vermeyi sürdüreceğiz.
(Tanıtım Bülteninden)
👍🏻