Ana SayfaRomanSon Sığınak

Son Sığınak

Son Sığınak – Reşat Nuri Güntekin

Tür:Roman
Yazar:Reşat Nuri Güntekin
Yayınlanma Tarihi:1961
Yayınevi:İnkılap Kitabevi
Karakterler

Süleyman Bey: Birinci Dünya Savaşı sırasında Mısır’daki Kanal Harekâtı’na katılmış eski bir askerdir. Savaşta İngilizlere esir düşmüş ve on beş günlük esaretten sonra kaçarak İstanbul’a yerleşmiştir. Bir sanat aşığı ve en önemlisi temkinli, her zaman ileriyi düşünen bir adamdır.

Servet Bey: Mirasçıdır ve ilerlemiş yaşına rağmen üzerindeki çocuksu sevinçlerden kurtulamamış ve hala dünyaya bir paşa çocuğu gözüyle bakmaktadır.

Makbule Hanım: Neşeli bir kadındır. Sık sık gülen ve bir o kadar da ağlayabilen bir kadın, duygusal ve sevgi doludur.

Hoca: Afacan, oyuncu ve biraz çapkın ve bir o kadar dalkavuk biridir.

Azmi: Geçmişteki kötü günlerin etkisiyle içine kapanık ve konuşmayı pek sevmez, yardımseverdir.

Konusu

Çocukluk günlerinin unutulmaz anılarını, yolculuklarını, umutsuz aşklarını, acılarını, özlenen mutluluklarını ve ilginç olayları konu ediniyor.

Son Sığınak Özeti

İş için gittiği Diyarbakır’dan trenle İstanbul’a gelirken yoğun kar yağışı nedeniyle ücra bir kasabada yolda mahsur kalır. Kompartımanda uyurken bir kadın yanlışlıkla üzerine su döker ve uyanır ve okula geç kalmadığı zamanlarda ağabeyinin yüzüne su serptiği günleri hatırlar. Aynı kompartımanda seyahat eden ve mesleği şarkıcılık olan Makbule adında bir kadınla tanışır. Tren yollar kapalı küçük bir kasabada mahsur kalınca Süleyman Bey ısınmak ve bir şeyler yemek için bir kahvehaneye gelir. Orada çayını yudumlarken, kasabanın Halkevi Başkanı olduğunu öğrendiği biri gelir ve herkes gençtir. Onu bir subayın düğününe davet eder. Toplum Merkezi, evlenemeyen gençlerin evlendiği yerdir. Süleyman Bey, düğünde cumhurbaşkanı ile sürekli dalga geçen Eyüp lakaplı yaramaz ihtiyarı çok sempatik bulur. Kısa bir süre sonra Makbule’yi bir paşanın sofrasında görür, ricası üzerine sofraya davet edilir ve Makbule aracılığıyla yaşlı bir paşa çocuğu olan Servet adında İstanbul varisi ve paşa ile tanışır. Bir oyun oynuyorlar. Paşa bu gösteriyi çok sever. Oyunun sonunda birbirlerine ısınan bu dört kardeş, maddi ve manevi destek vaadiyle İstanbul’da Yeni Türk Tiyatrosu’nu kurmak için anlaşır. Süleyman Bey bu sözün tutulacağından emin değildir.

Süleyman Bey, Birinci Dünya Savaşı sırasında Mısır’daki Kanal operasyonuna katılmış eski bir yedek subaydır. Tiyatro sevgisi, İngilizler tarafından esir tutulduğu Zekazik kampından gelir. Boş zamanlarını geçirmek için orada arkadaşlarıyla oyunlar oynar. Zengin bir babanın en küçük oğludur ancak genç yaşta ölünce eğitimini ancak babasının mirasıyla sağlayabilmiştir. Şimdilerde bir arkadaşının bulduğu bir boyahanede katiplik yaparak, bazen de kampta öğrendiği biraz İngilizce ve Fransızca ile iş mektupları yazarak geçimini sağlar. Bir gün Süleyman Bey, kaldığı küçük pansiyonda akşam bir sürprizle karşılaşır. Makbule Hanım, Servet Bey ve Hoca sözlerini tutmak ve yeni tiyatroyu kurmak için İstanbul’a gelirler. Sözlerinin tutulacağından emin olmadığı için çok şaşırır. Arkadaşı Azmi kamptan gelir. Aynı zamanda bir tiyatro aşığıdır. Azmi uzun boylu, iri yapılı, içine kapanık, konuşmayı pek sevmeyen biridir. Onunla ne yapacaklarını konuşmak için bir akşam yemeğine giderler. Bir kassam kâtibinin yani sarıklı bir imamın kızıdır. Makbule küçük burunlu, kahkaha dolu, hayat dolu bir kadındır. Meslekten kovulur. Anadolu’nun ücra köşelerinde memur olarak çalışır. Servet Bey eski bir sadrazamın kızıyla evlidir. Kadındır ama daktilo dediği sekreterine âşıktır. Akrabalarının kışkırtmasıyla yetişkin çocukları annelerinin tarafını tutarak onu oyalar.

Yeni Türk tiyatrosunu kurmak için bu beş kişilik grup, Servet’in babasından kalan konağında bir inceleme heyeti kurar ve alınacak kadroları seçer. Konağın eski sahibi olan Hacı Lala isimli bu yaşlı Arap, eski ve tanınmış bir ailenin iyi eğitimli çocuğu Pertev Turhan adında yakışıklı bir adamdır. Uzun boylu bir genç alınır ve bu da tiyatronun en küçüğüdür. Daha sonra ilk bakışta hemşire gibi görünen, öğretmen okulundan mezun olup bir süre öğretmenlik yapan Remziye adında genç bir kız ile Lokman lakaplı ve adı Sadullah Nuri olan yaşlı bir oyuncu ve iki Melek ve Masume adlı kızlar. Genç kız yine girer. Melek ve Masume Halkevindeki oyunlarda yer almışlar yani biraz tecrübeleri var ama işe alınmalarındaki etken askere alınmama korkusuyla ağlamalarıdır. Dışarıda onlarca genç heyecanla kadroya dâhil olmayı bekler. Akşama doğru Neriman, Dürdane ve eski bir şeyhin oğlu olan ve tiyatroyla uğraşmak için tıp eğitimini bırakan Gazali. Kadro, başlayan doktor lakaplı bir kişi ve Hakkı adında eski bir hokkabaz tarafından tamamlanır. Akşam zorla giren kambur cüce sınava girmek ister ama Servet beyin karşı çıktığı için sınava alınmaz. Daha sonra Samsun’a giderken gemide karşılaşırlar, Hakkı Kambur iyi arkadaş olurlar ve birlikte gemide performans sergileyerek para kazanırlar. İleride Servet gruptan ayrılınca gruba katılır ve tiyatro grubu maddi sıkıntıya düştüğünde Hakkı’nın yanında çalışır ve onlara büyük faydalar sağlar.

Samsun’da başlayacak bir Anadolu Turu için hazırlıklara başlarlar ve hazırlıklar tamamlanınca yola koyulurlar. İlk başta her şey yolunda. Servet Bey tanındığı için devlet erkânı ve halk tarafından iyi karşılanır ve maddi sıkıntıları yoktur. İstanbul’dan gelen bir mektupla ailevi sorunlar nedeniyle memleketine dönen Servet Bey, yollarına yalnız devam etmek zorunda kalır. Yolda Pertev Turhan İstanbul’dan gelen bir telgrafla gruptan ayrılır, ardından Neriman Kars’ta iken bir Azeri tüccarla tanışıp evlenir ve daha sonra küçük bir kasabada Hacı Lala hastalanarak hastaneye kaldırılır ve oradan ayrılırlar öleceğini bilerek. Masume ise genç bir adam oyun oynarken ona âşık olur ve ardından Masume’nin fikri alınır ve düğünleri yapılır. En sonunda eski sevgilisinin İstanbul’daki yerini öğrenen Remziye’nin yanına gelir, birlikte İstanbul’a dönmeyi kabul ederler. Son olarak, geri kalan üyelerin hepsi Masume’nin evinde bir akşam yemeği yer. Bir zamanlar ateşten kaçarcasına terk ettikleri yerin hasreti, dökülenin yolunu tutarlar.

Son Sığınak – Kitap Açıklaması

Reşat Nuri Güntekin’in son eseri olan bu kitapta, çocukluk günlerinin unutulmaz anıları, yolculuklar, umutsuz aşklar, yaşanan acılar, kaçırılmış mutluluklar ve ilginç olaylar yer alıyor. Ünlü romancının, özellikle tiyatro sevgisiyle dolu geçen yılları ustalıkla sergilediği bu kitabı okurken, siz de bir tiyatro grubuyla birlikte oradan oraya dolaşacak ve insan olduğunuza bir kez daha sevineceksiniz.

Like
Love
Care
Haha
Wow
Sad
Angry
KitapDiyarı
KitapDiyarı
İnsan her şeyi anlatamaz, zaten kelimeler de her şeyi anlatmaya yetmez.

BENZER KONULAR

YORUMLAR

Abone ol
Bildir
guest
0 Yorum
En eski
En yeni En çok oy alan
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları görüntüleyin

Sosyal Medya

777BeğenenlerBeğen
4,901TakipçilerTakip Et
21TakipçilerTakip Et
22TakipçilerTakip Et
60AboneAbone Ol

Günün Kitabı

Editör Seçimleri

Popüler Konular

Son Konular