Canbaz – Emine Işınsu
Tür: | Roman |
Yazar: | Emine Işınsu |
Yayınlanma Tarihi: | 2013 |
Yayınevi: | Bilge Kültür Sanat |
Karakterler
Sevgi Selen Atasoy: Gazi Eğitim Enstitüsü İngilizce bölümü öğrencisi.
Gülnaz Atasoy: Selen’in Annesi ve Birleşik-Yağ-İş Sendikası Başkanıdır.
Atakan Atasoy: Selen’in Amcası ve Yurt İşçileri Sendikaları Konfederasyonu görevlisidir.
Akif Koçsa: Fabrikatör bir iş adamıdır.
Tülin Koçsa: Akif Koçsa’nın Kızıdır. Ayrıca Siyasal Bilgiler Basın Yayın Yüksekokulu Öğrencisidir.
Sevim Gün: Pansiyon Sahibidir.
Mehmet GÜN: Sevim’in Yeğenidir.
İlhan Kasapoğlu: Orta Doğu Teknik Üniversitesi Mezunudur.
Mahmut Güleryüz: Yurt İşçileri Konfederasyonu Başkanıdır.
Vehbi Işık: İşçi Sendikaları Genel Sekreteri.
Zühtü Kaymak: Doyum-İş Sendika Başkanı.
Konusu
Ünlü bir sanayicinin bir terörist tarafından öldürülmesi konu edinen Cambaz romanı 1970’ler Türkiye’sinin gerçeklerini okuyucuya sunar. Bir anlamda 1970’leri en iyi anlatan roman olarak da kabul edilir.
Canbaz Özeti
Emine Işınsu’nun kitaba dâhil ettiği Cambaz romanı, Türkiye’nin siyasi durumunun sanatsal olarak anlatıldığı bir eserdir. Yorumlarını sanatsal hale getirerek insanları aydınlatmayı hedeflerken 1979 yılından itibaren Âşık Veysel’e ait olan ve özel gördüğü dizelerini sizlerle paylaşmaktadır. Birinci bölümde bir ruh halinden bahseden yazar, kişinin kasvetini hayal ederek okuyucunun zihnindeki ruh halini canlandırmasına yardımcı olmaya çalışır. Birinci bölümde yazar Selen’in hayatını ve ruh halini anlatmıştır. Kitapta çok çabuk karıştırılabilen şehirlerden biri olan Sivas’tan bahsediliyor. O zamanlar insanlar düşüncelerini ifade ederken kargaşa yaratabilecek bir şehir olarak tanımlanıyor. Karakterlerimiz bazen farklı nitelikler gösterse de yaşadıkları acı aynı olduğu için politik düşünceleri de hissettikleri bunalımlara göre farklılık gösterdiklerini sembolize ediyordu. Örneğin eşi kısır olduğu için kocasının onu terk ettiğini ya da ailede yeterince sevgiyi alamayan bir bireyin aktivist olduğunu söyleyebiliriz.
Karakterlerimizin çocukluk, ergenlik ve genel zihinsel analizlerini anlatarak onların siyasi görüş, düşünce, hal ve eylemlerini ve bundan sonraki adımlarını inceleyerek bizler için bir köprü görevi gördüler. Yazarımız dönemin çalkantılı durumunu ve huzursuzluğunu objektif bir şekilde ortaya koymaktadır. Birinci bölümde, dönemin modern eğitim dediği şeyi eleştirir. Dönemin sağ ve sol kavgalarına psikolojik bir yorum getirmeye çalışır. Soldaki kişilerin sevgi eksikliğinden dolayı o bölümde olduğunu vurguluyor. Yazar, tarafsız düşüncesiyle yorum yapan karakterlerden birkaçının aslında hangi partiden yana olduğunu göstermeye ve durumu yorumlayarak aslında bir partiyi desteklemediğini söyleyenlerin her zaman bir tarafı olduğunu göstermeye çalışmaktadır. . Aktivist olan gençlerin hayat hikâyeleri ve nasıl aktivist oldukları hakkında yoğun bilgiler veriliyor. İki farklı kişinin (Ali ve İlhan) hayat hikâyeleri karşılaştırmalı olarak anlatılır. İlhan dini olgunun daha baskın olduğunu gösterirken, Ali ise tam tersine olumsuzluğun göstergesidir ve ablasıyla olan ilişkisi nedeniyle evden atıldığı kısma gelir. Emine Işınsu kitabında kapitalist düşünce sisteminin kirli oyununu bozmak için bir fabrikadaki grevi anlatarak kirli hileleri ortaya çıkarmaya çalışmıştır.
Canbaz – Kitap Açıklaması
Hepimiz cesur olduğumuz için geldik hayata. Canbaz olamayanlar hiç doğmayanlardır. Kalabalık bir karmaşadır yaşamak… İpin üzerinde yürüyebilenlerle yürüyemeyip düşenlerin hikâyesi Canbaz.
Emine Işınsu gibi yirminin üzerinde esere imza atmış sanatçılar hakkında, “En önemli eseri hangisi?” diye sorulur. O en önemli esere bizde şaheser, Batı’da “opus magnum: büyük eser” denir. Canbaz muhakkak ki Emine Işınsu romanları arasında bu unvan için rekabete gireceklerden biridir. Eğer bu ilk Emine Işınsu romanınız ise iyi bir noktadan başlıyorsunuz, bunu bitirdiğinizde kendinizi yazarın bütün eserlerini okumaya mecbur hissedeceksiniz. Daha önce Emine Işınsu’yu okumuş ve sevmişseniz Canbaz’ı mutlaka okumalısınız.
Canbaz birkaç kahramanın değil geniş bir çevrenin, her biri size kuvvetle gerçekliğini hissettirecek karakterlerin romanıdır. Sendikacılar? Bilhassa sendikacılar? Üniversite öğrencileri, genç profesyoneller, teröristler ve her meslekten, her cinsten canbazlar. Bu sayfalarda uzak ve yakın epey tanıdık bulacaksınız.
Bir not: Canbaz 1982’de yazıldı. Romanda sanayici Koçsa’yı bir terörist öldürür. Sabancı cinayeti 1996’dadır. Sanatçılara kâhin gibi bakılması böyle öngörülerin sonucu olmalı.
“Çığlık çığlığa bağırdım ve yerimden fırlayıp ok gibi, kaçtım salondan. Odama girip kapıyı kapattım. Ah benim sarışın odam, sarışın odam! Çalılar arasında açan nisan çiçekleri! Karınca yahut adını bile bilmediğim bir küçük böcek gibi, başımı ve bedenimi gömüp yaprakları arasına, bu sapsarı dünyada yaşamak ne hoştu! Mahmut’un verdiği zarfın içinden on bin lira çıkınca sevincimden donmuştum. Elim ayağım kesilmişti.”
(Tanıtım Bülteninden)