spot_img
Ana SayfaGünlük - AnıMilena'ya Mektuplar

Milena’ya Mektuplar

Milena’ya Mektuplar – Franz Kafka

Tür:Anı
Yazar:Franz Kafka
Yayınlanma Tarihi:2017
Yayınevi:Kafka Kitap
ISBN:9786054820344
Karakterler

Franz Kafka: Milenaya Mektuplar boyunca Kafka, aşırı içe dönük, kırılgan ve kendini sürekli yetersiz gören bir karakter olarak belirir. Hastalığı, bedeniyle barışıklığı olmayan yapısı ve suçluluk duygusu onun tüm ilişkilerini gölgeler. Aşkı yoğun biçimde hissetmesine rağmen fiziksel yakınlıktan korkar; sevgi ona hem sığınak hem tehdit gibi gelir. Duyarlılığı o kadar yüksektir ki Milena’nın sıradan bir cümlesini bile yanlış yorumlayıp derin kaygılara kapılır. Tutkulu, kıskanç ama kendine güvenemeyen Kafka, mektuplar boyunca sevme ve geri çekilme arasında gidip gelir; kararsızlıkları onun temel kişilik özelliğidir. Böylece Kafka, kendi ruhunun ağırlığıyla boğuşan, sevilmeyi isteyen ama sevginin sorumluluğunu taşıyamayacağına inanan bir adam olarak öne çıkar.

Milena Jesenska: Milena ise Kafka’nın tam karşısında duran, güçlü, bağımsız, dışa dönük ve yaşamın içinde aktif bir karakterdir. Gazetecilik, çeviri ve politik duruşuyla hareketli bir hayata sahiptir; hızlı karar alabilen, cesur ve dirençli bir kadındır. Kafka’nın kırılganlığına karşı duygusal olarak cömerttir; onu anlamaya, sakinleştirmeye ve korumaya çalışan daha güçlü taraftır. Ancak Milena da kendi hayatında çelişkiler taşır: evliliğine bağlılığı, ekonomik sorunları ve özgürlük arayışı arasında sıkışmıştır. Tutkulu ama gerçekçi biri olarak hem Kafka’yı sever hem de bu sevginin imkânsızlığını görür. Zekâsı ve sezgisi yüksek, karşısındakinin iç dünyasını kolaylıkla okuyabilen Milena, mektuplar boyunca Kafka’nın aynası, denge noktası ve zaman zaman iyileştirici gücü hâline gelir.

Konusu

Milenaya Mektuplar, Franz Kafka’nın 1920–1923 yılları arasında Milena Jesenská’ya yazdığı mektuplardan oluşur ve ikisinin ilişkisinin başlangıcından kopuşuna kadar uzanan duygusal süreci kronolojik bir hat üzerinde gösterir.

Milena’ya Mektuplar Özeti

Hikaye 1920’de, Milena’nın Kafka’nın öykülerini Çekçeye çevirmek için ona yazmasıyla başlar. Bu ilk temas, Kafka’nın Meran’da verem tedavisi gördüğü döneme denk gelir. Başlangıçta mesleki olan yazışmalar kısa sürede kişisel bir yakınlığa dönüşür: Kafka, hastalığını, öfke ve kaygılarını, ailesiyle ilişkisini, uykusuzluklarını ve kendine yönelik derin güvensizliğini Milena’ya açarken Milena da zor evliliğini, ekonomik sıkıntılarını, Viyana’daki yalnızlığını ve baskı altında hissettiği hayatını anlatır. Bu dönemde Kafka, Milena’nın enerjisine, zekasına ve özgür ruhuna hayran olur; aralarındaki mektuplaşma yoğunlaşıp duygusal derinlik kazandıkça Kafka’nın ona duyduğu bağlılık neredeyse bir tutkuya dönüşür.

İlişkileri ilerledikçe 1920’nin ortalarında yüz yüze buluşmalar gerçekleşir: önce Viyana’da, ardından Gmünd’de. Bu buluşmalar, mektuplardaki yoğun duygunun doğrulandığı anlar gibi görünse de Kafka’nın fiziksel yakınlık, hastalık ve karar verme korkularını daha da güçlendirir. Milena evlidir; evliliği mutsuz olsa da tamamen kopmuş değildir. Kafka ise hem Milena’yı sevmenin ağırlığını hem de onunla olamayacağını aynı anda hisseder. Bu ikilem mektupların tonuna yansır. Artan kıskançlık, özlem, suçluluk ve kararsızlık metinleri sertleştirir. Kafka, bir yandan Milena’ya yaklaşmak isterken diğer yandan ona zarar vereceği korkusuyla geri çekilir.

1921–1922’ye gelindiğinde hem mektupların sıklığı azalır hem de ilişkideki duygusal yıpranma belirginleşir. Kafka’nın veremi ağırlaşır, çalıştığı işin ve ailesinin baskısı artar; Milena ise evliliği, ekonomik sıkıntıları ve Kafka’nın gelgitli ruh hâli arasında ezilir. Kafka, bu koşullar altında yakınlığın sürdürülemeyeceğini düşünerek ilişkiyi koparmaya yönelir. 1923’e gelindiğinde yazışmalar artık bir vedaya dönüşmüştür: biri evliliğin zincirlerinde, diğeri hastalığın gölgesinde birbirine ulaşamayan iki insanın giderek suskunlaşan mektuplarıdır bunlar. Birbirlerine duydukları sevgi inkar edilmez; fakat bu sevginin hayatın gerçekleri karşısında yürüyemeyeceği her ikisi için de acı bir şekilde kesinleşir.

Mektuplar, Kafka’nın ilişkiden çekildiği ve Milena’nın onu anlamaya çalıştığı dönemde sona erer. Kafka 1924’te veremden ölür; Milena ikinci Dünya Savaşı’nda bir toplama kampında hayatını kaybeder. Böylece mektuplar, sadece bir aşkın değil, iki trajedinin de habercisi olan kısa ama yoğun bir zaman diliminin tanıklığı hâline gelir. “Milenaya Mektuplar”, kronolojik bütünlüğü içinde okunduğunda, imkânsız bir yakınlığın, derin bir iç hesaplaşmanın ve kırılgan bir ruhun adım adım çözülüşünü gösteren en samimi Kafka metinlerinden biri olarak öne çıkar.

Milena’ya Mektuplar – Kitap Açıklaması

“Seni seviyorum işte, kaz kafalı, tıpkı bir denizin tabanındaki minicik bir çakıl taşını sevmesi, onu sarıp sarmalaması gibi.”

Almanca yazan Franz Kafka’nın, eserlerini Çekçeye çevirecek olan Milena Jesenská’yla “iş ve çeviri” için mektuplaşmaları bir süre sonra tutkulu bir aşk ilişkisinin vasıtası olur. Sevgili Bayan Milena diye başlayıp “siz” diliyle yazılan mektuplar, bir süre sonra artık “Sevgili Milena” diye başlar ve Milena da “sen” diye hitap edilen bir sevgiliye dönüşür.

Ancak bu mektuplarda sadece gizli bir aşk ilişkisinin yankısı, kavuşma umutlarının, bir araya gelme planlarının heyecanlı sesi duyulmaz, belki bir o kadar, hatta belki ondan da fazla olarak, Franz Kafka’nın ruh hali, kırılganlığı, korkuları, bir Çek şehrinde Almanca konuşan bir Yahudi olmaya dair deneyimleri, o zamana kadar yazdığı eserler üzerine görüşleri, çalıştığı İşçi Kaza Sigortası Kurumu’ndaki büro yaşamının boğuculuğu, en sonunda hayatına da mal olacak olan akciğer hastalığı ve öksürükleri, sanatoryum deneyimleri, eski Avrupa romanlarından aşina olduğumuz “sağlık gezileri” gibi çok zengin bir çoksesliliğin notaları da işitilir.

Milena’ya Mektuplar, denebilir ki, Kafka’nın karmaşık kişiliğine ve eserlerinin çekirdeğine giden yolların en mahremi ve ister istemez en fazla şefkat uyandıranıdır.

“Milena’ya Mektuplar’da Kafka’nın sesi, kurmaca eserlerine kıyasla çok daha mahrem, saf ve acı dolu.”
-Jan Kott-

(Tanıtım Bülteninden)

Bizi Takip Edin! @kitapdiyaricomtr

Sinem Ezgi Akbulut
Sinem Ezgi Akbulut
Okur - Yazar - Çizer

Bilgilendirme
“Sitemiz, kitaplara dair bilgiler sunarak hafızanızı yenilemenize ve yeni okuma deneyimlerine adım atmanıza yardımcı olmayı amaçlamaktadır.”

BENZER KONULAR

YORUMLAR

Abone
Bildir
guest
0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları görüntüle

Sosyal Medya

815BeğenenlerBeğen
4,821TakipçilerTakip Et
37TakipçilerTakip Et
31TakipçilerTakip Et
291AboneAbone Ol

Günün Kitabı

Editör Seçimleri

Popüler Konular

Son Konular