Ana SayfaPsikolojiHayat Acemileri İçin Yaşam Rehberi

Hayat Acemileri İçin Yaşam Rehberi

Hayat Acemileri İçin Yaşam Rehberi – Beyhan Budak

Tür:Psikoloji
Yazar:Beyhan Budak
Yayınlanma Tarihi:2024
Yayınevi:Kronik Kitap
Konusu

Kitapta yazar yer yer kendi deneyimlerinden örnekler vererek hayat yolunda çıkmış veya çıkması muhtemel zorluklara karşı duygusal dayanıklılık oluşturmak amaçlı rehberlik etmeyi amaçlamaktadır. Her bölüm sonunda “kendime not” başlıkları altında kendi tecrübesini ve bu tecrübeden öğrendiklerine yer verir.

Hayat Acemileri İçin Yaşam Rehberi Özeti

Kitap, daha önce Beyhan Budak’a gönderilmiş bir mektup ile başlar. Bu mektubu gönderen kişi hayatında her şeyin olmadı gerektiği gibi göründüğünü ancak “göğsüne sanki bir öküz oturmuş hissi” yaşadığını ve nefes alamdığını anlatır. Vücudumuz bizimle farklı şekillerde iletişime geçer, bu öküz oturma hissinin temelinde yatan bir duygu vardır. Bu duyguları tanımlamak ve işlemek bir terapi süreci ve farkındalık gerektirir. Ancak temelde duygusal bir yapıya sahipsek, hassas bir kişiliğimiz varsa yazarın tabiriyl” “bu hayatın acemisi” oluyoruz ve bu acemilik geçmiyor. Ancak bu acemilik yer yer güzel bir şey olsa da huzurlu bir yaşam için geliştirilmesi gerekiyor.

Bazen zor duyguların içinden geçtiğimiz bir süreçteysek olayın üstünden bir süre geçtikten sonra olayları hatırlamaya, eski fotoğraflar, mesajlara bakmaya, “o yere” gitmeye ya da ilgili insanlarla konuşmaya kendimizi zorlamamız gerekebilir. Kaçındığımız hiçbir şey iyileşmez, iyileşmek için yüzleşmek gereklidir.

Yazar böyle zamanlar için  kısa günlükler, serbest çağrışım yazma tekniği  ve gönderilmeyecek de olsa duygularımızı ifade ettiğimiz mektuplar yazmanın önemli olduğunu vurguluyor. Ayrıca geriye dönüp arada tekrar bu günlükleri okumak da süreç içerisindeki gelişimimizi görmemiz açısından oldukça faydalıdır.

Psikolojik dayanıklılık kazanmak için en önemli gerekliliklerden biri de sağlıklı sınırlar çizmektir. Çünkü insanın yapısında konfor ve alanını genişletme arzusu vardır. Biz kendi sınırlarımızı çizmediğimiz sürece karşımızdaki kişi bizi seven ve değer veren biri olsa da o sınırları aşması çok muhtemeldir. “Komşuna güven, ama çitini de eksik etme.”  Zaman zaman sınırlarımızın ihlal edildiğinin farkında olmayabiliriz. Böyle durumlarda diğer insanların davranışlarından duyduğumuz rahatsızlığı kendimizden bile gizlemek isteyebiliriz. Ama vücudumuz her zaman sinyal verir; kimi zaman göğüs sıkışmasıyla, kimi zaman karın ağrısı ya da kalp çarpıntısıyla. Tam burada bu bedensel belirtileri yaşadığımızda bu belirtilerin ne zaman ya da kimin yanındayken gerçekleştiğine dikkat kesilmek ve not almak faydalı olabilir. Bunun bir adım ötesinde de, “Eğer bu davranışlara itiraz etseydik, duygularımızı ifade edebilseydik ne olurdu?” sorusunun cevabı da çocukluk çağına referans verebilir. Ancak karşımızdakinin tepkisi her ne olursa olsun durduğumuz yeri belli edebilmemiz önemlidir. Verdiğimiz tepki yüzlerce kez şikayet etmekse bu da işlevsiz bir çözümdür. Karşı taraf ısrarla davranışını değiştirmiyorsa bizim bulunduğumuz konumu değiştirmemiz gerekir. Yazarın da dediği gibi : “Bazen en iyi cevap, en kısa cevaptır.”

Kitapta ayrıca geçmişi özleme yanılsamasından da bahsedilir. Bize kötü davranmış birini uzun zaman geçtikten sonra affetmeye ve özlemeye meyilli oluruz. Kötü deneyimler giderek soluklaşır ve güzel hatıralar öne çıkabilir. Gidenin yeri doldurulamamışsa depresyon yaşanabilir. Durmadan geçmişi düşünen biri şimdiyi yaşayamaz. Yaşam algımız hatıralarımızla mevcut; bu dünyada yaşadıklarımızı ancak anılarla anlayabiliyoruz. Yazar bu bölümde Trevor Noah’tan bir alıntı yapar: “Başarısızlık bir cevaptır. Reddedilme bir cevaptır. Pişmanlık asla cevabını bulamayacağınız sonsuz bir sorudur. ‘Ya eğer…’ ‘Keşke’ ‘Ne olurdu merak ediyorum…’ Asla, asla bilemeyeceksin ve günlerinin geri kalanında sana musallat olacak.

Duyularla ilgili pek çok çalışma yapılmıştır. Carroll Izard’a göre bu duygular tüm kültürler içinde bebekler içinde doğal olarak vardır ve bu duygular şunlardır: Mutluluk, üzüntü, korku, öfke, şaşkınlık, tiksinme, utanç, suçluluk, ilgi ve heyecan. Her duygu bize bir şey anlatmaya çalışır. Duygularımız sayesinde kendimizi korur, hayatta kalmaya çalışır ve huzur için yapmamız gerekenler konusunda bize gerekli uyarıları alırız. Hangi duyguya çok uzun süre maruz kalmışsak o duygudan çok etkilenme olasılığımız artar. Ancak zaman zaman duyguları hissetmesek de bizi etkilemeye devam edebilirler. Yazar, bastırılmış duyguları olan insanları kafalarında bir sürahi taşıyor gibi yaşadıklarını söyler. Minicik bir sarsıntıda o duygular etrafa saçılabilir. Duygular, olaylarla bağlantılıdır ama yüzeye ilk önce duygular çıkar. O duygu analiz edilirse kaynak olay ya da olayların ne olduğu anlaşılabilir. Bastırılmış duyguları işleme süreci kolay bir süreç olmadığından bunun psikolog ya da psikiyatr eşliğinde yapılması oldukça önemlidir. Bu aşamada yaşantıların izinden tamamen kurtulmasak da o acıyı hafifletmek büyük bir aşamadır. İnsan oluşumuzdan dolayı bazı acıların, çok sevdiğimiz bir insanı kaybetmek gibi, telafisi yoktur.

Bazen çok büyük acılar yaşamışsak zihin kendini korumak için insanı gerçeklikten hayal alemine kaydırır. Bu yaşadıklarının gerçek mi yoksa değil mi olduğunun karmaşasını yaşar. Bu zihnin geçici bir savunma mekanizmasıdır. Her acı tamamen geçmese de acıların içinde kaybolup gitmemek de mümkün. İnsan hayatında tutunacağı bir hayat amacı, bir anlam buluyorsa, bir başkasına iyi gelip içindeki duyguları farklı şekilde dönüştürebilir ve işte o zaman yeni bir hayat yaşamak mümkün olur.

Hayat Acemileri İçin Yaşam Rehberi – Güçlü Bir Psikolojiye Sahip Olmanın Yolları –  Kitap Açıklaması

Bazen senin de aklından geçiyor mu hiç; bu insanlar nasıl bu kadar rahatlar, nasıl kafaya takmıyorlar, nasıl üzülmüyorlar diye. Benim aklımdan geçiyor açıkçası. Bir psikolog olmama rağmen ben de bazen aynı hatalara düşüyorum, aynı şeylere üzülüyorum ve sonra her seferinde olduğu gibi kendime kızıyorum; bir öğrenemedin şu hayatı diye.

Hayatın acemisi gibi hissediyorum kendimi.

Oysa pek çok kişi bir psikolog olarak her derdini çözmüşsün, her zaman mutlu ve huzurluymuşsun gibi zannediyor. Hâlbuki bazen terzi kendi söküğünü dikemiyor.

İşte bu kitabı; benim gibi, yıllar geçse de hâlâ bu hayatın acemisi olanlara, hassas ve duygusal insanlara, hayatın zorlu yollarından geçmekte olanlara yazdım.

Neden hep aynı hataları yapıyorsun?

Yaşadığın olumsuzluklar için hep başkalarını mı suçluyorsun?

Neden çok istediğin hâlde değişemiyorsun?

İnsanların senin sınırlarını ihlal etmesine neden izin veriyorsun?

Bu yolculukta sanki beraber bir yolda yürürken sohbet ediyormuşuz gibi bu konulardan ve çözüm yollarından bahsedeceğiz.

Evet sevgili dostum; psikolojik olarak daha güçlü olmak, kendini bu alanda geliştirmek, bu hayatın acemisi değil de ustası olmak mümkün.

Şimdi benimle artık zamanı gelmiş bir yolculuğa çıkmaya hazır mısın?

(Tanıtım Bülteninden)

Bizi Takip Edin! @kitapdiyaricomtr

Sinem Ezgi Akbulut
Sinem Ezgi Akbulut
Okur - Yazar - Çizer

Bilgilendirme
“Sitemiz, kitaplara dair bilgiler sunarak hafızanızı yenilemenize ve yeni okuma deneyimlerine adım atmanıza yardımcı olmayı amaçlamaktadır.”

BENZER KONULAR

YORUMLAR

Abone
Bildir
guest
0 Yorum
Eskiler
En Yeniler Beğenilenler
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları görüntüle

Sosyal Medya

779BeğenenlerBeğen
4,844TakipçilerTakip Et
21TakipçilerTakip Et
26TakipçilerTakip Et
127AboneAbone Ol

Günün Kitabı

Editör Seçimleri

Popüler Konular

Son Konular