Yarım Ekmek – Fakir Baykurt
Tür: | Roman |
Yazar: | Fakir Baykurt |
Yayınlanma Tarihi: | 2022 |
Yayınevi: | Literatür Yayınları |
Karakterler
Kezik Acar: Romanın ana karakteridir. Yıllar önce Demiryolcu Mustafa ile evlenir. Ancak eşini bir kazada kaybettikten sonra Almanya’ya işçi olarak gelir.
Demiryolcu Mustafa: Kezik Acar’in tiren kazasında kaybettiği eşidir.
Emine, Ayşe, Halil: Mustafa ve Kezik’in çocuklarıdır.
Konusu
Roman, Kezik ve ailesini eksene koyarak Almanya’daki Türklerin nasıl yaşadıklarını ve dertlerinin ne olduğunu ayrıca her satırında sevgi ve şefkat hissettirerek anlatıyor.
Yarım Ekmek Özeti
Türkiye’de eşi Demiryolcu Mustafa’yı bir tren kazasında kaybeden Kezik Acar, çalışmak için Almanya’ya giderek yaşlılar yurdunda bulaşık yıkamaya başlar. Kezik Acar; Halil’in Emine ve Ayşe adında üç çocuğu vardır. Halil, Petra adında bir Alman kadınla evlenmeden yaşar. Evli görünürler ve Kezik evlenmelerini ister. Emine ise Sivaslı bir saz aşığı olan Haydar ile evlenir. Romanda Haydar’ın Türkiye’de paralı asker olduğu dönemde anlatılır. Askerden döner ve tekrar Almanya’da yaşamaya başlar. Ayşe, ailenin en uçarı çocuğudur. Ayşe, sınıf arkadaşı Detlef ile ilişkiye başlar. Romanda Demiryolcu Mustafa’nın kemiklerinin Almanya’ya getirilmesi kurgusu bir sembol haline gelir. Romanın sonuna kadar adım adım kemiklerin Türkiye’den getirilme olayları anlatılır. Engellere rağmen pes etmeyen Kezik Acar, romanın sonunda kocasının kemiklerini Almanya’ya getirir ve düzenlediği bir törenle onu tekrar gömer. Romanın en acı olayı, Hacer ve Salim Sarıkaya çiftinin oğulları Adnan’ın Türkiye’de asılmasıdır.
Duisburg Üçlemesi
Fakir Baykurt’un siyasi sebeplerle göç ettiği ve ömrünü tamamlandığı Almanya’da yazdığı, Almanya’ya göç edenlerin hikâyelerini anlatan ve alman endüstri birliği yazın ödülü sahibi yapan üçleme:
1. Yüksek Fırınlar | 2. Koca Ren | 3. Yarım Ekmek |
Yarım Ekmek – Kitap Açıklaması
Bu dünyada, evlenip de Kezik Acar kadar mutlu olan kaç kişi vardır acaba? Daha dalında gonca iken, kendine eş seçer onu Demiryolcu Mustafa. Her şeyleriyle birbirinin dengidirler. Öyle iyi anlaşırlar ki, mutluluk eksik olmaz evlerinden. İyilerin iyisi, melek kocasından üç çocuğu olur Kezik’in; mutlulukları daha da perçinlenir. Ama feleğin oyunları çoktur. Bir oyun da Kezik için oynar. Bir kazayla alıverir Mustafa’sını, aşkını, erini, can yoldaşını Kezik’in elinden. Zavallı kadın, daha kaybına yanamadan, çocuklarıyla hayatta kalmanın derdine düşer. Almanya’ya işçi alıyorlardır o yıllarda. Yazdırır ismini çaresiz. Almanya’nın Duisburg şehrinde bir yaşlılar yurdunda bulaşıkçı olarak çalışmaya başlar. Hiç yakınmadan çalışır yıllarca, hatta gözlerini bulaşık sularının pirillerine feda eder. Ama emekleri boşa değildir; üç katlı bir ev alır, üç çocuğunu da gül gibi büyütür. İyiden iyiye yeni yurtlarına yerleşip, çocuklarının hepsi de hayatlarını burada kurunca, anlar Kezik artık köye asla dönemeyeceğini. Bundan böyle, onların vatanı Almanya’dır. Tek sorun, yıllardır hasretinden yanıp durduğu kocasının kabridir; o da Almanya’da olsun ister Kezik. Kafasına koyar bunu. Önce Almanya’da bir Türk gömütlüğünün oluşturulması, sonra da köyde kalan hısım akrabanın gönlünü kırmadan ve onca sınırı hiç sorun çıkmadan geçerek kocasının kemiklerinin getirilmesi gerekmektedir… Ama nasıl?
Fakir Baykurt bu kitabında, Kezik’i ve ailesini eksene yerleştirerek Almanya’daki Türklerin nasıl yaşadıklarını, sorunlarının neler olduğunu anlatıyor, üstelik aşkı, sevgiyi her satırda hissettirerek. Ayrıca, 80 İhtilali’nin Türkiye’de yarattığı çalkantılara, hiç yoktan verilen ölüm cezalarına, o dönemde yaşanan sosyoekonomik sıkıntılara da gerçekçi ve içten bir yaklaşımla değiniyor.