Füreya – Ayşe Kulin
Tür: | Yaşam Öyküsü |
Yazar: | Ayşe Kulin |
Yayınlanma Tarihi: | 2000 |
Yayınevi: | Everest Yayınları |
Karakterler
Füreya: Tüm hayatını seramiğe adamış, kurallara meydan okuyabilen, risk almayı seven, yarım kalanları yapmaya çalışan bir kişiliğe sahiptir. Aynı zamanda ülkesine çok iyi hizmet etmiş, fiziki olarak güzel ve çok çekici bir yapıya sahiptir.
Kılıç Ali: Ömrünün çoğunu Atatürk’e adayan ve zamanla daha yüksek makamlara yükselen bir askerdir. Füreya ile aralarındaki yaş farkına rağmen onu sever ve saygı duyar. Fedakârlığı seven bir yapıya sahiptir. Olgun kişiliği, etrafındakileri etkilemesine neden olur.
Fahrünissa: Füreya’nın seramiğe başlamasına neden olan en önemli kişidir. Sevecen ve canlı yapısı, çevresindeki insanlar tarafından kendisine hayran olunmasına neden olmuştur. Hayatı boyunca Füreya ile birlikte olmuştur.
Hakkiye Hanım: Annesi ve Ailenin diğer fertleri tarafından zorla evlendirilmiş bir bayandır.
Konusu
Ayşe Kulin’nin yazdığı biyografik roman olan Füreya, Cumhuriyet döneminin ünlü seramik sanatçısının hayatı konu edinmiştir.
Füreya Özeti
Şakir Paşa’nın ikinci evliliğinden dünyaya gelen Füreya, 1910-1997 yılları arasında yaşamıştır. Füreya zengin bir ailede şımarık ve mutlu bir hayat sürmektedir. Dedesi, annesi ve asker babasının köşk bahçesindeki evi hediye etmesi nedeniyle köşkte çok kalabalık bir ailede büyümüştür. Dedesini bir kaza sonucu vuran büyük amcası, ailenin harap olmasına neden olmuş ve savaşın başlaması bu tahribatı daha da artırmıştır. Ailenin maddi açıdan büyük bir sıkıntısı vardı ve hatta konağı satıp İstanbul’daki evlerine taşınmak zorunda kalır.
Füreya’nın babası henüz umudunu kaybetmemiş ve vatanseverlik dolu gençlerden biridir. Harp Okulundan Mustafa Kemal ile sınıf arkadaşı olan babası, vatan kurtarılırken Ulu Önder’in yanında yer almış ve zaferden sonra ordu komutanı olmuştur.
Atatürk ve eşi, evlerini ziyaret ettiklerinde günlüğüne “Millet sizden çok şey bekliyor. Çalışıp ülkeye bir şeyler vermelisiniz.” Yazısının Füreya üzerinde derin bir etkisi olur. Erken yaşta evlenen Füreya, kocasının kötü davranışları sonucu çocuğunu kaybeder ve depresyona girer. Tedaviyle depresyonu atlatan Füreya, ilk evliliğini bitirir. Ailesinin itirazlarına rağmen ikinci evliliğini Atatürk’ün çok yakın arkadaşlarından Kılıç Ali ile yapar. Kılıç Ali ondan çok daha yaşlıdır. Bu evlilik onları protokole sokar. Ankara sosyetesinin ve toplantılarının aranan isimlerinden biri olur. Atatürk’ün 1938’de ölümü Kılıç Ali’yi derin bir bunalıma sürükler.
Kocasını motive etmek için büyük çaba harcayan Füreya, genç yaşta tüberküloz teşhisiyle hastaneye kaldırılır. Yaklaşık bir yıldır tedavi amaçlı adadaki evde kalmıştır. Hastalığı ilerlemeye devam ederken, İsviçre’de bir hastaneye yatırılır. Bir yandan tedavisi devam ederken ressam olan teyzesinin yönlendirmesiyle kendini sanatın (seramik) içinde bulur. İlk başta çamurla başlar.
Tedavi için Fransa’ya nakledildiğinde seramikle uğraşır. Sergi açar, şimdi ünlü bir seramik sanatçısı olmuştur. Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk kadın seramik sanatçısı olur. Hayatının ilerleyen günlerinde hem hastalığıyla hem de seramikle uğraşır. Dünya çapında ödüller ve burslar alır. Güney Amerika’da Aztek ve Maya uygarlıklarını inceler. Atölyesinde birçok öğrenci yetiştirir. Çok tehlikeli bir ameliyatta hastanın akciğerlerinden biri alınır. Bu sırada Kılıç Ali ile olan ilişkileri kırılma noktasına gelir. Gelinlerinin itirazlarına rağmen kardeşinin kızı Sara’yı evlat edinir. Çocuk özlemini onunla gidermeye çalışır. İkinci eşi Kılıç Ali’yi paylaşacak bir şeyi olmadığı için terk eder. Halaları ve erkek kardeşi Füreya’yı maddi ve manevi olarak her zaman destekler.
Füreya, Türkiye’nin çeşitli yerlerinde ölümsüz eserler de yaratıyor. Birçok değerli seramik sanatçısının yetişmesinde büyük rol oynamaktadır. Bundan sonraki hayatı tamamen sanata ve seramiğe adanacak. Seramik adına Türkiye’de birçok ilke imza atar. 1997 yılında vefat ettiğinde ardında birçok seramik sanatçısı, birçok özgün eser ve büyük bir namus mücadelesi bırakır.
Füreya – Kitap Açıklaması
Birden çocuklardan biri bağırdı
“Şuraya bakın, iki kuş öpüşüyorlar!”
Füreya iskelenin üzerindeydi. Güçlükle arkasını dönerek, aşağıda cıvıldayıp duran çocuklara baktı.
“Hanginiz söyledi bunu?” diye seslendi. Sıska bir oğlan öne çıktı.
“Ben!” dedi.
“Kuş mu gördün orada?”
“Evet.”
Füreya üşenmedi, indi iskeleden. Çocuğu yanına çağırdı.
“Kuşu nerede gördüğünü göster bakayım. “Çocuk birkaç adım geriledi. Füreya takip etti çocuğu. Eliyle işaret etti oğlan. “Nah orada. İşte kuşlar gaga gagaya vermiş öpüşüyorlar.”
Dondu kaldı Füreya. Hiç tasarlamadığı halde, çocuğun işaret ettiği yerde masalsı iki kuş kafası beliriyordu. Tıpkı öpüşür gibiydiler. Haklıydı çocuk.
Cumhuriyet Türkiye’sinin ilk kadın seramik sanatçısı Füreya Koral’ın hayat hikâyesi Füreya, aynı zamanda bir dönem romanı.