Yüksek Topuklar – Murathan Mungan
Tür: | Roman |
Yazar: | Murathan Mungan |
Yayınlanma Tarihi: | 2002 |
Yayınevi: | Metis Yayıncılık |
Karakterler
Nermin: Kitabın ana karakteri ve anlatıcısıdır. Tek çocuk olarak büyümüştür. Çocukluğunda yaşadığı travmaları atlatmaya çalışarak kendi olmak ister. Ayrıca gençliğinin ilk yıllarında solcu ve feministti.
Tuğde: Beş yaşında olmasına rağmen kadınlığın tüm alametlerini kendisinde barındıran bir çocuktur. Nermin ablasını ve yakındakileri çileden çıkarır.
Konusu
Murathan Mungan’ın 2002 yılında Metis tarafından yayınlanan romanı kadın, kadınlık, kadın olmayı öğrenmek ve kadın doğmak üzerinedir. Romandaki olaylar, Nermin ve romanın beş yaşındaki kahramanı Tuğde’nin aynı evde geçirdikleri beş günlük bir süreyi kapsar.
Yüksek Topuklar Özeti
Nermin, İstanbul’da bekâr yaşayan, kariyer sahibi güzel bir kadındır. Nermin’in arkadaşı Tuğde isimli kızını bırakıp tatile çıkar. Arkadaşını kırmak istemeyen Nermin, Tuğde ile geçirdiği beş günü unutamaz. Acılı günler yaşar. Hatta yaşadıklarını kaleme alarak yazmaya başlar. Yazdığı kitabın adı High Heels. Bir postacı, Nermin’e duygusal olarak bağlıdır. Nermin kapıya gelip onunla tanışmak istese de Tuğde’yi kızı gibi gösterir ve postacıyı hayal kırıklığına uğratır. Tuğde ile geçirdikleri beş gün boyunca Tuğde, Nermin’in reklam arkadaşlarıyla iletişime geçerek bir reklam filmi kurar. Nermin’in onunla ilgilenmesini istemesinin asıl nedeni budur. Reklamcı bundan faydalanarak arkadaşlarına bir reklam filmi çektirecektir. Tuğde yüzünden Nermin hem Japonlarla bir yemeğe katılmak hem de şampuan reklam çekimlerine gitmek zorunda kalır. Çekimler sabah dörde kadar sürer ve Japon yemeklerinde ayakkabısının topuğu kırılır. Beşinci günün sonunda, Tuğde evden ayrıldıktan sonra birkaç gün kendine gelemez.
Yüksek Topuklar – Kitap Açıklaması
Bu hacimli kitap orta yaşın kıyısındaki yalnız bir kadının 5 yaşında bir kız çocuğuyla başbaşa geçirdiği beş günde geçiyor. Kolay üstesinden gelinmiş bir zaman dilimi değil ama. Adeta minyatür bir günümüz kadın prototipi olan minik Tuğde ile yaşadıkları roman kahramanı açısından zengin ama ıstıraplı bir deneyime dönüşüyor ilerleyen sayfalarda.
Yüksek Topuklar, Murathan Mungan’dan İstanbul, özellikle de Beyoğlu ekseninde gezinen uzun bir gözlem ve deneyim kılavuzu olarak okunabilir.
Bundan birkaç yıl önce yazmaya karar vermiştim bu öyküyü.
Güzel ve uzun bir öykü olsun istemiştim. Her zamanki gibi onca iş, onca uğraş girdi araya; gündeliğin hayhuyunda başka öyküler, başka öykücükler; yalnızca yazılan, yazılmayı bekleyenler değil, yaşananlar da geçit vermedi… Sonunda, “Bir gün yazarım, nasıl olsa bir gün yazarım,” diye beklettiklerimden biri olup çıktı bu da… Kimi zaman, yazdığımda, kim bilir nasıl müthiş bir kitap olacağını düşleyip, heyecanlandıklarımdan biri olarak geliyordu aklıma; kimi zaman da yazamadıklarımın yüreğimi daraltan ağır çeki taşlarından biri olarak… Bu tür “muhasebeler” içinde bulunduğum ruh haline göre değişiyordu; belki yazacağı onca şeyi üst üste yığıp yıllar boyu onlarla birlikte gezen bütün yazarlarda böyle oluyordur. Artık onları bilemem. Ama her zaman söylerim, yazıp da, düşlediklerinizin ne kadarını yazabildiğinizi görmektense, “bir gün yazdığımda nasıl müthiş bir şey olacak kim bilir!” diyerek kendinizi geleceğe ertelemeniz daha heyecan vericidir.
Bilirsiniz, insanları heyecanları yaşatır.
Buraya kadar söylediklerimden benim bir yazar olduğumu düşünmüş olmalısınız; hayır, değilim, ama öyle zannedilmek hoşuma gidiyor. Aslında yazıya gönül vermiş olduğumu, boş zamanlarımda, nasıl derler, “kendi çapımda” öyküler, öykücükler, çeşitli denemeler yazdığımı, ne yazık ki, ancak birkaç yakınım biliyor. Onların da pek ciddiye aldığını sanmıyorum. Başarılı bir grafikerim, işime çok asılmamakla birlikte fena para kazanmıyorum; bunların bana yettiğini düşünüyor olmalılar. Yazdıklarımdan, yazmaya çalıştıklarımdan kimselere pek söz etmem; hem kendimi sahiden bir yazar olarak görmeyişimden kaynaklanıyor bu -insan kendini bir yazar gibi hissetmezse, başkaları için nasıl ikna edici olabilir?-; hem de heyecanlarıma kapılıp birkaç kez anlatacak gibi olduğumda, karşılaştığım genel bir kayıtsızlık, umursamaz tavırlar ya da anlattıklarımın başkaları tarafından inançsız gözlerle dinlenmesi, beni bu konuda iyice ürkek yaptı. Ben de bu arzumu kendime saklamaya karar verdim. Eğer günün birinde iyi bir kitap yazabilirsem, hepsinden öcümü almış olacağım.
kitap alıntılarını da ekleseniz harika olurdu, çok güzel bir site.
Teşekkür ederiz. Yazarlara ait sözler ve mesajlar kategorimiz mevcut; Menüden Sözler ve Mesajlar bölümünde bulabilirsiniz.