Yenişehir’de Bir Öğle Vakti – Sevgi Soysal
Tür: | Roman |
Yazar: | Sevgi Soysal |
Yayınlanma Tarihi: | 2007 |
Yayınevi: | İletişim Yayıncılık |
Karakterler
Ahmet: Yoksul bir aileden gelen tezgâhtardır.
Şükran: Ahmet’in sevgilisi ve Spor Toto’da çalışan cahil bir mahalle kızıdır.
Hatice: Gençlerin ahlâksız ve başıbozuk bulan otoriter ve muhafazakâr emekli öğretmendir.
Necip: Selanik eşraflarından olup Fransız okullarında eğitimi almış babadan kalma mirasını tüketmekte olan bir mirasyedidir.
Mehtap: Kafkasya kökenli çalışkan, tutumlu bir kızdır.
Güngör: Çocukluktan beri ticaret ile uğraşan girişimci ruhlu bir adamdır.
Salih: Yoksul bir çevreden gelmiş, saygılı, sabırlı bir insandır. Ayrıca Ceza hukuku profesörüdür.
Mevhibe: Salih Bey’in titiz, cimri ve asık suratlı eşidir
Olcay: Salih Bey’in sevgisiz büyüyen kızıdır.
Doğan: Olcay’ın abisidir.
Ali: Doğa’nın arkadaşı ve Olcay’ın sevgilisidir.
Necmi: Ayakkabı boyacısı Çingene ve kumar ile uğraşan bir adamdır.
Aysel: Çocuk yaşta fuhuş yapan bir gazino çalışanı kadındır.
Mevlût: Salih Bey’lerin kapıcısıdır.
Konusu
Eserde birbirinden bağımsız gibi görünen insan portreleri zekice bir kurguyla bir araya getirilmiş. Ankara’da bir buçuk saatlik bir süre içerisinde civarda bulunan ve çürüyen bir kavak ağacının yere düştüğü kişilerin hikayeleri, birinin bittiği noktadan başlayarak diğeri geriye doğru bakarak anlatılarak metni zenginleştiriyor.
Roman, 1970’lerde Türkiye’nin sorunlarını bir araya getirdiği portreler aracılığıyla bir araya getiriyor. Aile, arkadaş, sevgili ilişkilerini ortaya çıkarır. Eşitsizlik, toplumun namus duygusu, yalnızlık gibi konulara değinir. Gerçekçi bir üslupla yazılmıştır. Sevgi Soysal’ın romanı yazması ve yayınlaması 6 yıl sürer. Aslında kendisi için yazdığı bu günlüğü yayınevine vermesinin tek nedeni, çok hasta olan kedisinin ameliyatı için para toplamaktır. “Paw Tümörü” olan Küçük Shappi, romanın başarısı sayesinde kurtulacaktır. Sevgi Soysal bu romanı, siyasi nedenlerle girdiği ve iki buçuk ay kaldığı Adana Cezaevi’ndeyken yazmıştır. Bazı eleştirmenler tarafından yazarın başyapıtı olarak kabul edilen ve yazarın üçüncü romanı olan eser, 1974 Orhan Kemal Roman Ödülü’nü alır.
Yenişehir’de Bir Öğle Vakti Özeti
Yazar, Yenişehir’de Bir Öğle Vakti kitabında bahsettiği karakterler aslında birbirinden bağımsız gibi görünse de hepsini kurgusu ile buluşturmuştur. Ankara’da belirli bir çevrede bir araya getirdiği kahramanlarla aile, arkadaşlık, sosyal olaylar gibi konulara gerçek ve akıcı bir üslupla değinirken, hızla gelişen ve değişen yaşam tarzını sorgulayıp gözler önüne seriyor. Kızılay’dan alışveriş yapmanın bir ayrıcalık ve üstünlük olduğunu düşünen Kâtip Ahmet, en pahalı mağazalardan biri olan kendi parasını kazanır kazanmaz her şeyi Kızılay’dan almaya karar verir. Çünkü Ulus Hal deyince aklına babasının kış başında aldığı soğan ve patates çuvalları gelir ve çaresizlikten kendini alamaz. Tek derdi onu zarafetiyle ortadan kaldırmaktı.
Haftanın belirli günleri Spor Toto’da çalışan Şükran, Ahmet’in sevgilisidir. Bütün kızlar gibi o da Ahmet’in yakışıklılığına kapılmıştır. Aslında Ahmet’in sadece onunla takıldığını biliyordu ama yine de onu sevdiğini itiraf etmesine bile karşı koyamıyordu. Hatice Uzgören Hanım vardı, Her zaman aceleyle yapacak işleri vardı. Emekli bir öğretmendi. Dürtü sellikten nefret ederdi. Genelde gergin ve sinirliydi. Suçluların cezasız kalmasına dayanamaz. “Bir zamanlar Ankara sokaklarında aydın insanlar görünmüyordu; düzen, otorite, güvenlik vardı…” demeden edemez. Lozan’daki öğrencilik yıllarında öğrendiklerinin yanı sıra, tüm inceliğine ve yok olmaya yüz tutmuş babasının mirasına rağmen göz alıcı olmayı bilen Necip Bey de kahramanlardan biridir. Ona göre apartmanlar Hatice Hanım gibi bir o yana bir bu yana bağıran kaba ve terbiyesiz insanlarla doluydu. En çok da Hatice’nin uygun olmayan zamanlarda evlerine gelip arkadaşlarını aramasına ya da Necip Bey’in numarasını vermesine sinirlenirdi. Kardeşinin batırdığı parayı düşünerek açgözlü olmak onun günlük işlerinden biriydi. Onun için en zor durumlardan biri kızı ve oğlu arasındaki çekişmeydi. Necip Bey’e gelecek için güven vermeye bile çalışmıyorlardı.
Kafkas göçmeni bir ailenin uzun boylu, mavi gözlü, çalışkan sessiz kızı Mehtap bankada çalışıyordu. Hem banka yönetimi hem de müşteriler kendisinden memnun kalır. İyi bir gün göremediklerini gördüğü anne babası için bir şeyler yapmaya karar vermiştir. Ticaret lisesini bitirdikten sonra Ankara’da bir bankada iş bulur. Babasının emekli maaşı ve Mehtap’ın kazandığı parayla zar zor geçinirler. Necip Bey son parasını çekmek için bankaya gittiğinde Mehtap çok etkilenmiştir. Bankada para biriktirmenin hiçbir şeyi değiştirmeyeceğini düşünmek için çaresizdir. Hesabını tamamen kapatırken Mehtap’a iki çocuğunun eğitimini, karısının nafaka istemesini, ipotekli dairesini anlatır. Güngör’ün hikâyesi aslında en ilginçlerinden biridir. Çankaya’da yeni açtığı bir mobilya mağazası vardır. Bazı tüccarlardan aldığı çeyiz izni ile Avrupa’dan getirdiği ev eşyalarını satar. Güngör boşandığında evleneceği bir nişanlısı vardır. Giyinmeyi, ticaret yapmayı, para kazanmayı ve iyi yaşamayı bilir. O sırada mahalleye gelen Amerikalılarla işbirliği yaparak yolunu bulur. Yaptığı boyalı paskalya yumurtalarını verir, onun yerine kot pantolon, ciklet ve gömlek alıp pahalıya satar.
Prof. Salih Bey o gün Güngör ile tanışır. Salih Bey bir suçluydu. Ulus’ta bir ofisi vardı ve uzmanlıktan para kazanır. Durumu eskiye göre iyileşmiş olsa da, iyi bir ofisi, dairesi, arabası, arsası olsa bile geleceğe güveni tam olmayacaktır. Çocukluğundan kalma bu güvensizlik duygusu… Güngör Bey’i görünce evindeki antikaları satmak için yaptığı baskıyı hatırlar. Aynı konunun tekrar açılmasını beklemesine rağmen Güngör yanından hızla geçer. Salih’in eşi Mevhibe Hanım çok titizdir. Yıllardır kadın kollarında çalışan ve bir hayır kurumu işleten eski bir Halk Partisi üyesidir. Asistanı Nurten Hanım’da mutlaka bir kusur bulacaktır.
Olcay, Mevhibe’nin kızıdır. Sevdiği şeylere her zaman müdahale eden ve asla değişmeyecek ve asla düzelmeyecek bir annesi olduğuna karar veren Olcay’ın hikâyesiyle devam eder. Olcay ile abisi Doğan arasında her zaman bir mesafe olmuştur. İkisi de sevgisizlik duvarının iki yanında ayrı büyümüştür. Nihayet bir gün, Olcay’ın küçük bir adımıyla ilk yakınlaşma gerçekleşir. Daha sonra Doğan’ın arkadaşı Ali, Olcay’ın birbirine olan ilgisi ve kısa sürede iniş çıkışları Ali’yi benimsemiş ve iniş çıkışlarıyla devam eden hikâye, Ömer, Aysel gibi karakterlerin tanıtılmasıyla bir macera ile son bulmuştur.
Yenişehir’de Bir Öğle Vakti – Kitap Açıklaması
Sevgi Soysal, 1974 Orhan Kemal Roman Ödülü’nü kazanan Yenişehir’de Bir Öğle Vakti’nde, çok boyutlu bir toplumsal kesiti sanki hiç zorlanmadan edebiyata aktarmış gibidir. Gözlemlediği alabildiğine gerçek insan portrelerini, birbirinden kopukmuş gibi duran hayatlarından alıp, zekice bir kurguyla buluşturur. Bu çerçevenin içine de, Ali, Doğan ve Olcay’dan oluşan bir üçgen kurar; o dönemin sorularını, abi-kardeş, arkadaş ve sevgililik ilişkileri üzerinden yansıtır. Ve ortaya, insanın “sol” tarafını sağlam kılan bir roman çıkar.