Bekle Beni – Zülfü Livaneli
| Tür: | Roman |
| Yazar: | Zülfü Livaneli |
| Yayınevi: | Can Yayınları |
| Yayınlanma Tarihi: | 2025 |
| ISBN: | 9789750766091 |
Karakterleri:
Selim: İdealist, duyarlı ve toplumsal sorunlara karşı hassas bir gençtir. 68 kuşağının özgürlükçü ruhunu taşır. Yazarlığa ilgi duyar, düşüncelerinden dolayı baskıya uğrar ve hapis yaşantısıyla derin yaralar alır. Ailesine bağlı, inatçı ve dirençli bir karakterdir.
Leyla: Daha düzenli, sakin ve içe dönük bir yapıya sahiptir. Selim’in asi ruhunu dengeleyen, aileyi ayakta tutan güçtür. Zorluklara rağmen sabırlı, fedakâr ve duygusal olarak güçlü bir kadındır. Hapishane ve toplum baskısı sürecinde omurgalı bir duruş sergiler.
Zeynep: Selim ve Leyla’nın kızıdır. Ailenin neşesini ve geleceğe dair umutlarını temsil eder. Anne-babasının yaşadığı politik ve ekonomik zorluklar, onun çocukluk dönemine gölge düşürür.
Selim’in Cezaevi Arkadaşları: 68 kuşağından farklı düşünürler, öğrenciler ve aydınlardır. İşkence, belirsizlik ve baskı altında dayanışma içinde yaşarlar. Her biri dönemin karanlık politik ortamının tanıklarıdır.
Konusu:
Bekle Beni, Zülfü Livaneli’nin “dönemin hem tanığı hem de sanığıyım” sözünü doğrular nitelikte, Türkiye’nin 1960’ların sonu ve 70’lerin başındaki politik şiddetini bireysel bir hikâyenin içinden anlatır. Roman, bir kuşağın otobiyografisini taşıyan bir tanıklık metni olmasının yanında, aynı dönemde fırtınalar arasında savrulan binlerce ailenin ortak kaderine de ışık tutar.
Bir kuşağın acılarıyla yoğrulmuş bu roman, yalnızca geçmişi anlatmaz; dönemi bilmeyen genç okurlar için de Türkiye’nin yakın tarihini anlamada önemli bir kapı niteliği taşır. Bir zamanların karanlık sayfalarına tanıklık eden bu hikâye, bazı zihinlerde hâlâ canlı olan travmaları hatırlattığı gibi, yeni zihinlerin de o dönemi anlamasını sağlar.
Bekle Beni Özeti
Selim, lise koridorlarında gördüğü Leyla’ya büyük bir hayranlık duyar ve duygularını bir mektupla açar. Mektubun karşılık bulmasıyla başlayan bu ilişki, gençlik aşkından çok daha derin bir bağa dönüşür. Selim’in asi ve özgür ruhu, Leyla’nın düzenli ve sakin dünyasında karşılığını bulur; ikisi de birbirini tamamlayan iki parça gibidir.
Birkaç yıllık arkadaşlığın ardından Selim iş bulmak için İstanbul’a gider. İlişkileri bu kez mektuplarla sürer ve aralarındaki bağ giderek güçlenir. Selim’in Ankara’da düzenli bir işe kavuşmasıyla evlenirler; kızları Zeynep’in doğumu genç çifti hayata daha da bağlar. Maddi sıkıntılar, askerlik, gündelik hayatın yorgunlukları… Tüm zorluklara rağmen sevgi ve dayanışma aileyi bir arada tutar.
Ancak dışarıdaki dünya hızla değişmektedir. Türkiye, 1960’ların sonu ve 70’lerin başında politik kutuplaşma, öğrenci hareketleri ve devlet baskısıyla sarsılır. 68 kuşağının özgürlük ve demokrasi talepleri karşısında devlet şiddeti artarken Selim ve Leyla küçük dünyalarında huzuru korumaya çalışır.
12 Mart 1971 Muhtırası’nın ardından ülkede baskı ortamı ağırlaşır. Selim’in yazdığı toplumsal eleştiri içeren kısa hikâyeler “sakıncalı” bulunur. Bir sabah evleri basılır ve Selim gözaltına alınır. Leyla’ya sarılırken söylediği “Güçlü ol Leyla, bu da geçecek” sözü, yıllarca sürecek ayrılığın ilk cümlesi olur.
Cezaevi günleri Selim için tam bir belirsizliktir. Suçunun ne olduğunu, ne kadar kalacağını bilmez. İşkence, kaybolan insanlar, sakat bırakılan gençler… 68 kuşağının aydınları, sanatçıları, öğrencileri aynı karanlığın içindedir. Selim ve Leyla mektuplarla haberleşir; fakat mektupları sansürlendiği için gerçekleri saklamak zorunda kalırlar. Her iki tarafta da acı, korku ve yoksulluk büyür.
Selim bir gün işkence sırasının kendisine gelmemiş olmasına sevindiğini fark ettiğinde bu duygu onu derinden utandırır. Yaşanan insanlık dışı muamele, içeridekilerin ruhunda ömür boyu sürecek yaralar bırakır.
Serbest bırakıldıktan sonra ise bu kez sürekli yeniden tutuklanma korkusu, işsizlik ve geçim derdi Selim’i köşeye sıkıştırır. Kendi ülkesinde özgürce yaşamanın mümkün olmadığını anlayarak kaçak yollarla Stockholm’e gider. Bu kez de yabancı bir ülkede kim olduğunu kanıtlamak, hayata yeniden tutunmak zorundadır. Leyla ve Zeynep’inde yanına gelmesiyle birlikte o küçük ama güçlü aile fırtınayı sevgileriyle atlatarak mutluluğa yelken açarlar.
Bekle Beni – Kitap Açıklaması
Polisler Selim’i alıp götürdüler. Gitmeden önce Leyla’ya son bir kez sarıldı, kulağına fısıldadı: “Güçlü ol Leyla. Bu da geçecek.” Ama ikisi de biliyordu ki önlerinde zorlu ve belirsiz günler vardı. Selim’in yokluğu evin her köşesine sinmiş, sessiz bir çığlık gibi Leyla’nın yüreğini dağlıyordu. Her şey bir anda değişmişti, geri dönüşü olmayan bir noktaya gelinmişti, bir uçurumun kenarındaydılar, düşüş başlamıştı.
Zülfü Livaneli’den bir aşk ve direniş hikâyesi: Bekle Beni.
Leyla ile Selim, aşkın coşkusuyla bir hayat kurmak için mücadele ederlerken kendilerini türlü zorluğun, ayrılığın içerisinde bulurlar. Bir yanda birbirine kavuşma telaşı, diğer yanda özgürlük mücadelesi onları roman boyunca farklı yerlere sürükler. Aşkları direnişlerini besleyecek, direnişleri de aşklarını güçlendirecektir.
Aşkı, dostluğu, aile bağını ve özgürlük tutkusunu ince ince ören Bekle Beni; bir ülkenin özgürlük yolunda çektiği zorlukların, baskıya karşı girişilen mücadelenin, direnmenin, yalnız bırakılmanın ve dayanışmanın romanı.
Livaneli’nin eşsiz kaleminden…
(Tanıtım Bülteninden)


