Agatha’nın Anahtarı – Ahmet Ümit
Tür: | Polisiye |
Yazar: | Ahmet Ümit |
Yayınlanma Tarihi: | 1999 |
Yayınevi: | Yapı Kredi Yayınları |
Karakterler
Kamuran: İhsan’ın yıllar önce mal varlığı yerinde olan dayısıdır. Ancak geçen zamanlarda vefat etmiş ve kimsesi olmadığı için bütün mal varlığı yeğeni İhsan’a kalmıştır.
Mualla: Kamuran’dan on beş yaş büyük eşi.
Agatha Christie: Dünyaca ünlü polisiye roman yazarı.
İhsan: İhsan Vefat eden dayısının kendisine bıraktığı köşke gittiğinde bir günlük bulur ve içinde oldukça önemli bilgiler olan bu günlük dayısına aittir. İçinde geçen olayları anlatmaya başlar.
Konusu
Aşktan deliye dönen evli bir adam. Kıskançlık, bencillik ve kusursuz cinayet. Christie’den Kaptan Nevzat’a gizemli cinayet vakaları. Cinayetlerin ardındaki çarpıcı insan hikâyeleri konu ediniyor.
Ahmet Ümit’in en güçlü ve en iyi kitaplarından biri olan Agatha’nın Anahtarı oldukça akıcı ve sade bir dille yazılmış bir roman. Roman kahramanın bakış açısından anlatılır. Bir gün eski arkadaşlarından İhsan ile tanışır ve polisiye eserler üreten yazar arkadaşına faydalı olacağını düşündüğü bazı bilgi ve belgeleri vererek bu konuda bir kitap yazmasını ister.
Agatha’nın Anahtarı Özeti
Dünyaca ünlü polisiye yazarı Agatha Christie, cinayetler üzerine yoğun araştırmalar yapan ve bu araştırmaları eserlerinde kullanan bir kadındır. Bir kez Türkiye’yi ziyaret eder ve bu ziyaret sırasında başına önemli olaylar gelir. Ünlü yazarın Türkiye’de geçirdiği günlerde neler yaşadığını anlatan bazı belgeler İhsan’ın elindedir. İhsan bu bilgiyi yakın zamanda vefat eden amcasının günlüğünden bulur.
Agatha 1920’lerin başında kocası tarafından aldatılır. Buna dayanamayan Agatha kendini İstanbul’a atar. O yıllarda İhsan’ın amcası kendisinden on beş yaş büyük bir kadınla evlidir. Bu kadının genç erkeklere karşı zaafı vardır ve evliliklerinin ikinci yılında kendini genç bir âşık olarak bulur. Sonuçta İhsan’ın amcası onunla parası için evlenmiştir. Karısından kurtulmayı planlayan amcası Agatha ile Pera Palace’ta tanışır. Yazar ondan kurtulmak istercesine sorularından kaçsa da pes etmez ve onu kendi konağına davet eder. Ona sırılsıklam âşık olur. Canı sıkılan Agatha teklifi kabul eder. Kalabalıktan hoşlanmayan yazar, İhsan’ın amcasından özellikle kimseyi davet etmemesini ister ancak adamın karısı tanıdığı ya da tanımadığı herkesi yalıya toplar. Agatha, burada karşılaştığı yoğun ilgi karşısında bunalmış halde malikâneden ayrılır. Aynı günün akşamı İhsan’ın amcası karısıyla tartıştı ve evi terk eder. Sabah döndüğünde kadını bahçede ölü bulur. Hem polis hem de Agatha ondan şüphelenir ve onu sorgular, ancak herhangi bir şüpheli faaliyet bulamazlar.
Yıllar geçer, Agatha yeniden evlenir. Bir gün İstanbul’a geldiğinde onu ziyaret eder. Ayrıca Agatha’ya cinayeti çözeceğini iddia ettiği bir anahtar verir. Bir mektup içeren bu gizli alan, ölene kadar açılmayacaktır. Anahtar, Agatha’nın kaldığı otelde kalır. Agatha öldükten sonra oda müzeye çevrilir. İhsan oraya girip anahtarı almaya çalışır ama başaramaz. Hikâyeyi yazar arkadaşına anlattıktan sonra gelirler ve bir şekilde anahtarı almayı başarırlar. Böylece cinayet aydınlanır.
İhsan’ın amcası, sevgilisinden birine giden karısını elinde bıçakla evde bekler. Karısı eve geldiğinde onu bıçaklamaya çalışır ama başarısız olur. Karısını bahçeye kadar takip eder ve onu bıçaklamak için bir hamle yapar, ancak orada kalp krizinden ölür. Yani katil amcası olmasa da ölüme o sebep olur.
Agatha’nın Anahtarı – Kitap Açıklaması
Agatha Christie’nin Pera Palas günleri… Ünlü yazarın İstanbul tutkusu. Aşkın çılgınlaştırdığı evli bir adam. Kıskançlıklar, bencillikler ve kusursuz bir cinayet. Christie’den Baş komiser Nevzat’a gizemli cinayet vakaları. Cinayetlerin ardındaki çarpıcı insan öyküleri. Sürükleyici, gizemli, tuhaf serüvenler. Defalarca televizyon dizilerine çekilmiş Baş komiser Nevzat’ın benzersiz polisiye öyküleri…
“Evet, öyle düşünüyorum. Tasarlanmış cinayet iyi bir organizasyonu gerektirir. Zamanın, mekânın, cinayet aletinin doğru seçilmesi, ortalıkta kanıt bırakılmaması ya da sahte kanıtların bırakılması gibi zekâ gerektiren davranışların yanında, birini öldürebilecek kadar soğukkanlı bir cesarete veya vahşiliğe sahip olmalıdır insan. Konuşurken, yazarken basit olgularmış gibi görünen bu gereklilikler cinayet anında yerine getirilmesi oldukça zor eylemler haline gelebilir. Hele bir de cinayet anında sürprizlerin ortaya çıktığını düşünürsek… Evet, evet, bundan eminim, bence kusursuz cinayet yoktur.”
(Tanıtım Bülteninden)