Devlet – Platon
Tür: | Felsefe |
Yazar: | Platon |
Yayınlanma Tarihi: | MÖ 340 civarı-2017 |
Yayınevi: | Mutena Yayınları |
Konusu
Platon, “Devlet” adlı eserinde ideal devletin nasıl olacağını belirtmiştir. Bu durumda insanlar üç sınıfa ayrılır; Çalışanlar, işçiler, çiftçiler, zanaatkârlar, bekçiler, askerler ve yöneticiler. İşçi sınıfı, çalışarak ve üreterek devletin maddi ihtiyaçlarını karşılar. Muhafız sınıfı, toplumdaki güvenliği ve devletin varlığını dışarıya karşı savunur. Egemen sınıf devleti yönetir.
Bu toplumda her sınıfın bir erdemi vardır. İşçi sınıfının erdemi memnuniyet, bekçi sınıfının erdemi cesaret ve yöneticilerin erdemi bilgeliktir. Bu toplumda da cinsiyet eşitliği vardır.
Devlet Özeti
1. Kitap - Adalet üzerine tartışmalar
Kitap, Sokrates’in anlatıcı olarak sahneye çıktığı bir çerçevede başlıyor. Glaukon ile birlikte Bendis şölenine katılmak için Atina’dan Pire’ye doğru yola çıkarlar. Pire’de eve dönüş yolundayken, ziyafete katılan bir grup insan tarafından yolları kesilir. Sokrates, kendisini kalmaya ikna eden bu grupla birlikte Polemarchus’un evine doğru yola çıkar. Sokrates yaşlı babası Kephalos ile Polemarchus’un evinde sohbet eder. İkisi arasında yaşlılığın avantajları ve dezavantajları üzerine sohbet, zenginliğin faydaları üzerine başka bir sohbetle devam ediyor. Kephalos’a göre zenginlik yararlı ve önemlidir çünkü zenginin kimseye borcu yoktur. Öte yandan, zengin insanlar başkalarını aldatmak ve yalan söylemek zorunda değildir. Ona göre zenginin kötülük yapması için bir sebep yoktur. Kephalos, yabancıların emanetlerine saygı duymayı ve her zaman doğruyu söylemeyi adil buluyor. Bu duruma rağmen Sokrates, bir deliye gerçeği söylemenin ya da delirmeden ondan alınan silahları geri vermenin adil olmayacağını belirtir. Cephalos, Sokrates’in tezini kabul eder.
2. Kitap - Devlet teorisine giriş
İlk kitapta Sokrates, Thrasymachus’u ikna etmeyi başardı. Platon’un yetişkinlik döneminde yazıldığı bilinen ikinci kitap, Glaucon’un Sokrates’in iddialarının inandırıcı olmaktan uzak olduğu iddiasıyla başlar. Bu bölümde Sokrates, ilk kitabın konusunun anlamlı bir şekilde kapatıldığını düşündüm, ilk kitabı devlet teorisine bir giriş olarak nitelendirdiği ve bunun bir deneme olduğunu söylediği ortaya çıktı.
Glaucon’a göre, Sokrates adaleti adaletin kendisi için değil, adaletli olmanın yararları için yüceltir. Adalet, getireceği avantajların, şan ve itibarın ötesinde, kendisi için çabalamaya değer bir şey midir? Glaucon’un bu konuyu ele alırken savunduğu fikir oldukça ilginçtir. Ona göre adalet, insanların kendilerine fayda veya zarar vereceğini bildikleri toplumsal bir anlaşma ve anlaşmadır. Olumsuz sonuçlara uğramayacağını bilen her insan adaletten uzak durmayı tercih edecektir. Çünkü bu şekilde haksızlığın faydalarından yararlanacak, zararlarından da etkilenmeyecektir. Öte yandan, adaletsizliğin verdiği zarar, adaletsizliğin yararından daha fazladır ve kimse bu kaybı yaşamak istemez. Bu durumdan dolayı, bu tür zararların önüne geçebilmek için adaletsizliğin yasaklanması gerektiği konusunda mutabık kalınmıştır. Ve ona verilen ad adalettir. Adalet toplum tarafından arzu edilir ve adil davranış ödüllendirilir ve övülür. Yani adalet kendi kendine değil, yukarıda sayılan nedenlerle istenmektedir. O halde kimsenin farkına varmadan adaletsizlik yapmak, ama yine de adilmiş gibi görünmek büyük bir erdemdir.
Glaucon’un iddialarını örneklemek için bulduğu bir yüzükle görünmezlik kazanan Lidyalı çoban Gigis’in efsanevi hikâyesini anlatır. Görünmezlik sayesinde Gyges çeşitli hilelerle kraliçenin kanına girerek kralın tahtını ele geçirdi. Bütün bu örnekler, Glaucon’a göre adaletin anlamsız olduğunu ve uğruna çabalanacak bir şey olmadığını göstermektedir. Glaucon’un açıklamalarının ardından söz alan Adeimantos, tanrıların adaletsizliği cezalandıracağının bilindiğini ancak bu cezaların tanrılara rüşvet (kurban, hediye vb.) verilerek aşılabileceğini savunuyor. Eğer bu doğruysa, adaletin kendisinin gerekli olmadığı izlenimini vermek daha iyidir.
3. Kitap - İdeal devlette adalet
Sokrates, bir önceki kitabında devletin savaşla karşı karşıya kalması gerektiğini ve dolayısıyla savaşçı ve asker ihtiyacından söz ettikten sonra, bu kişileri yabancı güçlere karşı savaşmak üzere eğitilecek bekçiler olarak adlandırır. Muhafızlar meslekleri gereği güçlü insanlardır. Bu, dış güçler için makul bir tehdit olsa da, muhafızlar uygun şekilde eğitilmezse, devlet üyeleri veya sivil nüfus için tehlikeli olabilir. Bu nedenle, muhafızların güçlerini kendi adamlarına karşı kullanmamaları için bazı önlemler alınmalıdır. Bu önlemlerden biri, muhafızları yalnızca askeri eğitimle doldurmak yerine, muhafızları müzikle eğiterek niteliklerini yumuşatmaktır.
4. Kitap - Sosyal ve vicdani iç adalet
Bilgelik, cesaret, basiret ve adalet, ideal bir devletin en önemli erdemleri arasındadır. Bilgelik yalnızca toplumun küçük bir bölümünü oluşturan insanlarda görülür ve Sokrates’e göre bu kişilerin yönetici olması gerekir. Cesaret, gardiyanların görevlerini yerine getirebilmeleri için ihtiyaç duydukları bir özellik iken basiret, devlet içinde uyum içinde kendini gösterir. Buna göre nitelik olarak iyinin nitelik olarak kötüden daha üstün bir konumda olması herkesin uygun bulacağı bir durumdur. Basiret erdemi, toplum içinde uyum sağladığı için tek bir sınıfa özgü değildir. Böyle bir devlet, uyum içinde yaşayan bir toplum yaratır.
5. Kitap - İdeal devletin radikal sonuçları
Cumhuriyet’in beşinci kitabında Sokrates, Adeimantus’un ricası üzerine hassas bir konudan bahsetmeye başlar. Arkadaşlar arasında ortak olan her şeye sahip olma meselesidir. İdeal bir durumda, bekçiler ve yöneticiler birbirleriyle arkadaş olmalıdır. Bekçilerin mülk sahibi olmaları zaten yasaktır. Bunun ötesinde Sokrates’e göre en özel alanlardan biri olan aile hayatı ortadan kaldırılmalıdır. Bu bölümde Sokrates’in toplumsal cinsiyete ilişkin düşüncelerine de yer verilmiştir. Muhafızlar ve yöneticiler eşleştirilerek toplum öjeni ile geliştirilmelidir.
Devlet – Kitap Açıklaması
Platon, “Devlet” adlı eserinde ideal devletin nasıl olacağını belirtmiştir. Bu devlette insanlar üç sınıfa bölünmüştür; Çalışanlar (işçiler, çiftçiler, zanaatkârlar), bekçiler (askerler) ve yöneticiler. İşçi sınıfı çalışıp üretimde bulunarak devletin maddi ihtiyaçlarını karşılar. Bekçiler sınıfı toplum içinde güvenliği ve dışarıya karşı devletin varlığını savunur. Yöneticiler sınıfı ise devleti yönetir.
Bu toplumda her sınıfın bir erdemi vardır. İşçi sınıfının erdemi kanaatkâr olmak, bekçi sınıfının erdemi cesaret, yöneticilerin erdemi ise bilgeliktir. Ayrıca bu toplumda Kadın-Erkek eşitliği mevcuttur.
Platon’un açtığı bu ütopik devlet anlayışı yolu, gelecekte hem doğu hem de batı felsefelerinde temsilciler bulmuştur.
(Tanıtım Bülteninden)