Kızıl Veba – Jack London
Tür: | Roman, Bilim Kurgu |
Yazar: | Jack London |
Yayınlanma Tarihi: | 1912 |
Yayınevi: | Can Yayınları |
Karakterler
Dede Smith: İngiliz Edebiyatı Profesörüdür. Romanı torunlarına anlatan kişidir.
Edvin, Hou Hou ve Yarık Dudak: Dede Smith’in torunlarıdır.
Konusu
Roman, mağara döneminin dönüşüne tanıklık eden, salgın öncesi medeniyet içinde olan ve ardından medeniyetin ortadan kaybolduğunu gören ve sonunda torunlarına olanları anlatan bir dedenin vaka modeline dayanıyor.
Kızıl Veba Özeti
New York’ta başlayan Kırmızı Veba, salgına yakalanan kişilerin tüm vücuduna hızla bulaşan ve saatler içinde bulaşan kişileri öldüren bir hastalıktır. Kırmızı Veba çok kısa sürede tüm dünyaya yayılır. Modern dünya ortadan kaybolduğunda, Dede Smith ve üniversite arkadaşları bir kimya okuluna sığınır. 400 kişi kimya okuluna sığınır, ancak salgın onlara bulaşır ve sadece Profesör Smith hayatta kalmayı başarır.
Dede Smith, üç yıl yalnız yaşadıktan sonra salgından kurtulan başka insanlarla karşılaşır. İnsanlar on veya yirmi kişilik gruplar halinde yaşamaya başlamıştır. Dede Smith, önce İtfaiyeci liderliğindeki gruba katılır daha sonra ise Santa Rosa grubuna katılır.
Kurulan kabilelerde hayatta kalabilen, ancak vahşi yaşamda, bilimde, sanatta vb. Uygarlık kaybolan insan grupları unutularak kullanılamaz hale gelmeye başlar. İlkel zamanlara geri dönmek, yiyecek bulmak, üreme ve hayatta kalmak ana hedef olur.
Eski ama medeni dünyayı hatırlayan ve bilen sadece Profesör James Howard Smith’tir. Dede Smith’in tek amacı, gelecek neslin barbarlığının ve cehaletinin yeni ve medeni bir dünya yaratmasını istemesidir.
Kısa Bilgiler
- Türkiye’de ilk kez 1996 ‘da Eray Canberk çevirisiyle Kızıl Veba adıyla yayımlanan roman 1999 ‘da ise “Kıyametten Sonra” adı ile çıkmıştır.
- Roman insanlığın ilkel ve vahşi yaşamına geri dönüş olarak görülebilir-sadece güçlünün ayakta kalabileceği bir dünya oluşturulmuştur.
Kızıl Veba – Kitap Açıklaması
Jack London’ın 1912 yılında The London Magazine’de tefrika halinde yayımlanan romanı Kızıl Veba, modern edebiyatın ilk post- apokaliptik metinlerinden biri kabul edilir. London romanında, 2013’te patlak veren dünya çapında bir salgının insan ırkının neredeyse tamamını yeryüzünden sildiği, ilkel yaşamın geri döndüğü, gerçekleşmesi son derece muhtemel bir “yeni” dünya tasavvur eder. Salgın sürecinde izolasyonun önemini, nüfus yoğunluğunun, özellikle de dünya nüfusunun salgınlardaki rolünü, insanların son derece kritik durumlarda kapıldığı bencilliği, kolektivizm ve bireyciliğin karşı karşıya gelişini, biliminsanlarının özverisini son derece gerçekçi biçimde işler.
Bundan 108 yıl önce, şu an deneyimlemekte olduğumuz meselelere kitabında yer veren London’ın yazdıkları şimdierde, seyircisi değil bizzat aktörü olduğumuz en derin krizin öngörülemez, diğer bir deyişle “siyah kuğu” vakası olmadığını, insan merkezli yaklaşımların dünyayı anlamamıza yetmediğini kanıtlar nitelikte. Bu bağlamda Kızıl Veba yazıldığı tarihten bir yüzyıl sonra, farklı bir bakış açısıyla yeniden okunmayı hak ediyor.
(Tanıtım Bülteninden)