Rıfat Ilgaz Sözleri
Ölçülü yaşamak! Bu da bir başka zincire vurmak olacaktı kendi eliyle özgürlüğüne…
Tutumunu rastlantılara bırakmamalıydı bundan sonra, daha uyanık olmalı, ölçülü ve dengeli yaşamalıydı.
İnsanın dış görünüşü, iç dünyası için bir aynadır derler ya, bunda bir gerçek payı olsa gerekti.
Güneş, yaprakların arasından sıyrılarak başının üstüne doğru yükseldikçe, doğadan gelen bir özgürlük havası, bir umursamayış, bir uçarılık dolup taşıyordu içinden.
Geride bıraktığı kent, kocaman bir cezaeviydi onun için, surlar da duvarları.
Sen halkın uyanmasını bekliyorsun, oysa o namussuzlar, geceyi uzatmak için elinden geleni yapıyorlar.
Milyonlarca insan bir ırkın, öbüründen daha üstün olmayacağını ispatlamak için silinmedi mi yeryüzünden!
Öğretmenler de satarsa bu vatanı, bizim gibi cahiller ne yapmaz.
Sanatçı hangi toplumda olursa olsun sorunları bulup çıkarmakla görevli kişidir.
Okumayı unutmuştum, ama gemici olup giden çocuklar seferden dönünce İstanbullardan, Zonguldaklardan söz ediyorlardı.
Güneş, yaprakların arasından sıyrılarak başının üstüne doğru yükseldikçe, doğadan gelen bir özgürlük havası, bir umursamayış, bir uçarılık dolup taşıyordu içinden.
Sen halkın uyanmasını bekliyorsun, oysa o namussuzlar, geceyi uzatmak için elinden geleni yapıyorlar.
Milyonlarca insan bir ırkın, öbüründen daha üstün olmayacağını ispatlamak için silinmedi mi yeryüzünden!
Sanatçı hangi toplumda olursa olsun sorunları bulup çıkarmakla görevli kişidir.
Göğüs gere gere ne hale geldik, ne bizden hayır kaldı ne göğüslerimizden!
Aldanıyor muyum yoksa diye düşündü, sevmek diye bir şey yok muydu, insanoğlu için?
Evlenmekle insanın eli kolu bağlanacaksa… Tek başına yaşayıp giderdi işte böyle…
Hiçbir yeri, hiçbir şeyi olmayan kişi, köy, kent, otel, han, kahve, masa, sandalye, yatak yorgan, giderek, insan ayırt etmeden onlara alışmak, onları sevmek zorundadır.
Benim bildiğim tek bir gerçek var. İnsanların bu toplumda kendi hallerinde rahat bırakılmadıkları… Böyle bir ortamda bir şeye sahip olmak için tepinmenin, ölmenin, hiçbir anlamı kalmıyor!
Her şeyin en azını isteyenler için mesele yok! Mutlu olmak bile mümkün böyleleri için.
Rıfat Ilgaz Alıntıları
Kırk Yıl Önce Kırk Yıl Sonra
Bizleri, çatık kaşlardan çok, güler yüzler altüst eder
Yıldız Karayel
Kötüysen, kendini iyi göstermeye çalışma! İyiysen, ne yaparsan yap kötü olamazsın! Kötü olamayınca da yüzüne gözüne bulaştırırsın. Kötülük hüner ister. İyiler kıvıramaz… İnce iştir bu.
Karartma Geceleri
İyi haberlerin yaşamla sıkı sıkıya ilişkisi vardır.
Her şair, biraz horoz değil midir, ötmesini bildiği için.
Bak buralarda, bu güneşli havalarda, dolaşmamı sana borçluyum.
Suçlu herkese hakareti itiyat (Alışkanlık, huy) edinmiş biridir.
Elim kalem tuttuğu sürece, hep karşılarında olacağım onlar gibi düşünenlerin!
Yaşamak başka, yaşayanları gözlemek gene başka!
İnsanın dış görünüşü, üstü başı, iç dünyası için bir aynadır derler.
Kumdan Betona
Okumayı unutmuştum, ama gemici olup giden çocuklar seferden dönünce İstanbullardan, Zonguldaklardan söz ediyorlardı.
Elim kalem tuttuğu sürece, hep karşılarında olacağım onlar gibi düşünenlerin!
Hababam Sınıfı İcraatın Peşinde
Halkın içinden yetişenler, kendilerini yetiştiren ortama nasıl ters düşebilirlerdi?
Tüm çözülen sorunlar, çözülünce sorun olmaktan çıkardı.
En önemli eylemler de kimi unutkanlıklardan doğmuş değil miydi?
Bir duyguya ben bin, on bin kişi ortak oldu mu, bu duygu beş binle, on binle çarpılınca, bu kalabalık da çarpılır, ne yaptığını bilmez olur.
Nerde O Eski Usturalar
Bir meydanda, tek başına… Küçüle küçüle bir nokta olmuştu. Neredeyse büsbütün yok olacaktı. Belki de olmuştu da…
Ocak Katırı Alagöz
Her saltanatın bir sonu var oğlum, Buna musalla taşları şahit!
Palavra
Kurt dediğin, dumanlı havayı sever, hele hava kararsın!
Yaşım ‘kırkın üstünde ama biz burada hepimiz patronun evlatlarıyız, tabii üvey evlatları…
Galiba biz gereğinden çok düşüyoruz çocukların üzerine, anne olarak! Kim bilir belki de topluma güvenmediğimizden…
Öksüz Civciv
Dara geldi mi, kendi gücünden başka başvurulacak güç yoktu bu yaşam kavgasında.
Ne kadar iyi yürekli olsalar, insanlar da bir yere kadar kolluyorlardı kendilerinden güçsüz olanları.
Geride kalanların yaşamaları gerekiyordu, hem de nasıl yaşamak… Gidenlerin açığını kapatarak, onların görevlerini de üstlenerek.
Geriye Kalan
Markopaşa gülmece gazetesinin yazı işleri yönetmeni, yazarı ve karikatürcüsü olan Sabahattin Ali, Aziz Nesin, Mustafa Uykusuz, Rıfat Ilgaz gibi yazar, karikatürcü ve şairler, Markopaşa’nın yayınlarından ötürü hapis cezalarına çarptırılmışlar ve cezaevlerinde atılmışlardır. Sonunda, Türk edebiyatına onur veren değerli yazar Sabahattin Ali de öldürülmüştür.
Halime Kaptan
Moskof gemileri kumda kızak üstünde yatan gemileri artık topa tutmuyorlar. Biten bir şey var ama harp mi bitti, düşmanların cephanelerimi bitti, güçleri, kuvvetlerimi bitti, belli değil…
Rıfat Ilgaz’ın Hayatı ve Eserlerine Bakmanızı Öneririz.
Sayfamızda Rıfat Ilgaz’ın hayatı ve eserleri yer alır.