Nur – Mustafa Kutlu
Tür: | Roman |
Yazar: | Mustafa Kutlu |
Yayınlanma Tarihi: | Dergah Yayınları |
Yayınevi: | 2016 |
ISBN: | 9789759954499 |
Karakterler
Nur: Mimar, tasavvufa ilgi duyan genç bir kadın. Hayatı boyunca yaşadığı yalnızlık onu manevi bir arayışa yöneltmiştir.
Sinan: Mimar, Nur’a âşık olan genç adam. Duygularını açıklamaktan çekinir ve Nur ile olan dostluğunu sürdürür.
İskender Bey: Nur’un babası, tanınmış bir mimar. Kızının tasavvufa ilgisini fark eder ve onu tehlikeli tarikatlara karşı uyarır.
Dilber: Nur’un annesi, evlilikten sonra Avrupa’da yaşamış ve Nur’u ihmal etmiştir.
Cemil Abi: Sinan’ın abisi, hapis cezası almıştır.
Çiçek: Sinan’ın böbreğe ihtiyacı olan kız kardeşi.
Nur, bireyin içsel yolculuğunu ve manevi arayışını derinlemesine işleyen, modern yaşamın karmaşasında hakikati arayan bir kadının hikâyesini anlatır.
Konusu
Mustafa Kutlu’nun Nur adlı romanı, modern şehir yaşamının karmaşasında manevi bir arayışa çıkan genç bir kadının hikâyesini anlatır. Roman, bireyin içsel yolculuğunu, tasavvufi arayışını ve bu süreçte karşılaştığı insanlarla olan ilişkilerini derinlemesine işler.
Nur Özeti
Sinan, bir gün Şeyh Vefa Camii’nde genç ve güzel bir kadın olan Nur ile tanışır. Nur da Sinan gibi mimardır ve babası İskender Bey’in şirketinde çalışmaktadır. İskender Bey, mimarlık camiasında tanınmış bir isimdir. Nur, Şeyh Vefa’nın soyundan geldiğini düşünmekte ve bu bağın izlerini sürmektedir. Tasavvufa ilgi duyan Nur, Şeyh Vefa’nın tarikatına bağlanmak istemektedir. Sinan, bu tarikatın artık aktif olmadığını söyler ve Nur’a istihareye yatmasını tavsiye eder. Bu tanışma, iki genç arasında uzun süreli bir dostluğun başlangıcı olur.
Sinan, Nur’a âşık olmaya başlar; ancak Nur, Sinan’ı daha çok arkadaşça sevmektedir. Nur’un asıl ilgisi manevi yolculuğudur. Hayatı boyunca yaşadığı yalnızlık, onu tasavvufa yöneltmiştir. Annesi Dilber, evlilikten sonra Avrupa’da yaşamış ve Nur’u ihmal etmiştir. Babası İskender ise iş adamı olması nedeniyle Nur’a yeterince vakit ayıramamıştır. Bu yalnızlık, Nur’un içsel bir yolculuğa çıkmasına neden olmuştur.
İskender Bey, kızının tasavvufa ilgisini fark etmiş ve onu tehlikeli tarikatlara karşı uyarmıştır. Nur, İstanbul’dan başlayarak Bursa ve Konya’ya kadar uzanan bir mürşit arayışına girer; ancak aradığı kişiyi bulamaz. Bu süreçte Sinan ile arkadaşlığını sürdürür. Sinan, Nur’u çok sevmesine rağmen duygularını açıklamaktan çekinir. Sinan’ın böbreğe ihtiyacı olan bir kız kardeşi ve hapis cezası almış bir abisi vardır. Nur ve Sinan, hapishaneye giderek Cemil Abi’yi ziyaret ederler.
Bir gün Nur, Sinan’ın annesinin evine ziyarette bulunur ve bu mütevazı evi çok beğenir. Aynı gün, Yunan kökenli Eleni Hanım’ın üç katlı eski ahşap evini satacağını öğrenir. Bu evi görmek isteyen Nur, mimari yapısını koruyarak evi yeniden inşa ettirmesi için Sinan’a öneride bulunur. Sinan başlangıçta kabul etmez; ancak Nur’un borç para teklifini kabul ederek inşaata başlar. İnşaat sürerken Nur ortadan kaybolur.
Bu sırada Nur, Karaman’da aradığı şeyhi bulur ve bir tekkede derviş hayatına başlar. Tekkede çeşitli işlerle meşgul olur ve herkese yardımcı olmaya çalışır. Bir süre sonra şeyhine, tekkeden ayrılmak istediğini çünkü yapılacak işleri olduğunu belirtir. Şeyh, ona izin verir. Nur, Sinan’ın kız kardeşi Çiçek’e böbreğini bağışlamak ister. İskender Bey, kızının bu kararına saygı duyar. Sinan’ın ailesi ise bu haberle çok mutlu olur. Ameliyat gerçekleştirilir; ancak ne yazık ki Nur, ameliyattan sonra Sinan’ın ellerinde vefat eder.
Nur – Kitap Açıklaması
Günümüz Türk edebiyatının önde gelen isimlerinden, usta hikâyeci Mustafa Kutlu’nun yeni kitabı Nur, okurlarıyla buluşmak üzere raflardaki yerini aldı.
Bir hakikat yolculuğu olarak tanımlanabilecek olan hikâyede, Genç bir mimar olan Nur’un iç sıkıntılarına çare bulmak için çaldığı kapılar ve yol üstünde tanıştığı insanlar anlatılıyor. Ana karakterin etrafında şekillenen resimde yerlerini alan her bir kişiyi, Mustafa Kutlu bir ressam edasıyla tek tek gözümüzün önünde canlandırıyor: Genç ve heyecanlı bir mimar olan Sinan, babası Kadırgalı hamal Ali, ağabeyi delikanlı Demirci Cemil, hasta kardeş Çiçek, onun yavuklusu Cüneyt, Nur’un babası Raci bey… ve daha birçok kişi bu küçük hikayede yerlerini alıp bize bir insanlık durumunu anlatıyorlar.
Günümüz insanının değişmeyen “boşluk” probleminin bir kişiyi merkeze alarak anlatımı olan bu kitap, Mustafa Kutlu okurları için hem tanıdık bir hikâye özelliği taşıyor hem de uzak diyarların bir masalını anlatıyormuş gibi bizi başka insanların dünyasına götürüyor.