Hakkari’de Bir Mevsim – Ferit Edgü
Tür: | Roman |
Yazar: | Ferit Edgü |
Yayınlanma Tarihi: | 2008 |
Yayınevi: | Alfa Yayıncılık |
Karakterler
O: Romanın başkahramanıdır. Öğretmendir ama yarı hayal yarı gerçek üzerine kurulmuştur. Hayatı sürekli rüya ve gerçek arasındadır. Hakkâri’ye atanır ve yerel halkı tanımaya başlar.
Halit: Köydeki Öğretmen ile aynı dili konuşabilen tek kişidir. Çevresindekiler tarafından yalancı biri olarak görülür.
Konusu
Edgü, yıllar sonra 1964 yılında özel öğretmen olarak gittiği Hakkari’nin Pirkanis köyünde yaşadıklarını bu romanda rüya ile gerçeği bir arada kurgulayarak anlatır. Bir kış mevsiminde, kitabın deyimiyle Hak. Pir İl. Köylerinde hayatları iç içe geçmiş insanların dünyası, yoksullukla mücadeleleri, kitabın kahramanının yabancılaşma ve varoluş sorunları anlatılıyor.
Hakkari’de Bir Mevsim Özeti
Kendini sürgün ya da kazazede olarak tanımlayan kitabın isimsiz kahramanı, bilinmeyen bir zaman ve mekânda kendini belirsiz bir kaza sonucu bulur. Kendine ve herkese o kadar yabancıdır ki aynada adını hatta yüzünü bile tanıyamaz.
2000 rakımlı, 13 haneli, 114 nüfuslu köyün halkı ve kendisiyle tercüman aracılığıyla konuşan Bilge Muhtar, çocuklara okuma, yazma, hesap öğretmesini isteyip karanlık bir oda verir. Bu oda dershaneye çevrildikten sonra ders materyali almak için şehir merkezine giden öğretmen, İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nde bir duyarsızlıkla karşılaşır. Çocukların defter ve kalem ihtiyaçlarını kendisi karşılamayı taahhüt eder. Şehirde tanıştığı Asur kitabevi ona, bir kısmı bilmediği bir dilde yazılmış kitaplar, bir harita ve tılsımlı bir mühür hediye eder. Şehirde iki gün geçirmek zorunda kalan öğretmen kendini ötekileştirir ve “Ben O’yum” der. Ertesi gün vali tarafından arandığında, kendisine hitap eden isimsiz mektuplar alır. Bu mektuplar ona kendisini ve hayatındaki diğer insanları tanımadığını hatırlatır. Kendi yüzü dâhil kimsenin yüzünü hatırlamaz. Ertesi gün berber aynasında gördüğü kendi yüzü onun için hiçbir şey ifade etmez. Sonunda gerekli malzemeleri alıp bir tırın arkasında köye vardığında köyde bir salgının başladığını ve bebeklerin birer birer öldüğünü görür ve umutsuzluğa kapılır. Aynı gün köye on altı erkek ve beş kız olmak üzere yirmi bir çocukla başlayınca, birbirlerinin dilini bilmedikleri için öğrencileriyle geçinmekte zorlanırlar. Türkçe dersleri vererek ve onların dilini öğrenerek ortak bir dile ulaşmaya çalışır. Romanın sonunda birbirlerinin dilini öğrenmeyi başarırlar.
Halit hocayla aynı dili rahatça konuşan tek kişidir. Filozof olan ve etrafındakiler tarafından yalancı olarak adlandırılan Halit, bir öğretmen gibi köye yabancıdır ve gizemli bir hikâyesi vardır. Halit, Süryani kitabevi ve köylülerin parça parça hikâyeleri ile köyün genel görünümü verilmiştir. Öğretmen içinde bulunduğu duruma yavaş yavaş alışır. Ancak köyde salgın devam etmektedir. Doktor istemiyle şehir merkezine yazılan dilekçeler sonuçsuz kalır. Ölüm korkusu ve derin yalnızlık sonucunda öğretmeninin bilinci bulanıklaşmaya başlar. Karların erimesiyle birlikte köye giden yol açıldığında, köye gelen müfettiş, onun köyün zorlu yaşam koşullarına dayanabildiğini, çocuklara okuma yazma öğrettiğini ve köye geldiklerini görünce şaşırır. Birbirlerinin dilinden anlayacak kadar ilerlemişler. Öğretmeni tebrik etti ve artık istediği yere gidebileceğini söyledi. Öğretmen son dersi yapar. Aslında, öğrencilerine öğrettiği her şeyi unutmalarını söylemek ister çünkü öğrettiği bilgilere asla ihtiyaç duymayabilirler ve belki de bilmek acı ve hayal kırıklığı getirecektir. Köyden bir katırla dönerken Halit onu karşılar ve bir uçurumun kenarına götürür. Aşağıdaki köyde bir tekne var. Halit onu bulup tamir ettiklerini söyler. Nehir kıyısına inen ve Halit’le vedalaşan öğretmen, eşine denize ulaşmak için yeni bir yolculuğa çıkar. Yıllar sonra bir deniz kıyısında bu deneyimlerini yazar.
Hakkari’de Bir Mevsim – Kitap Açıklaması
“O’yu [Hakkâri’de Bir Mevsim] sadece gerçekçi bir roman olarak saymak yetmez, gerçeğin inanılmaz bir düşe dönüştüğü, şaşırtıcı bir öyküdür bu. Ferit Edgü’nün gerçek bir yaşamı, bir roman yaşamına çevirmesindeki beceriye hayran oldum. Çünkü ‘O’ gözlem gücünü, anlatı ustalığından alıyor.”
Melih Cevdet Anday
(Tanıtım Bülteninden)
Gönderen: Elif Semra Özbakış