Cemo – Kemal Bilbaşar
Tür: | Roman |
Yazar: | Kemal Bilbaşar |
Yayınlanma Tarihi: | 1966 |
Yayınevi: | Can Yayınları |
Karakterler
Cemo: Doğu Anadolu’da yaşayan güzel bir Zaza kızıdır. Annesi küçükken öldüğü için babası büyütmüştür. Babasının vahşi koşullarda ve doğada eğitimi onu çelik kadar güçlü ve cesur yapmıştır.
Cano: Cemo’nun babasıdır. Şeyh Said, isyanın bastırılmasında aktif rol oynayan cesur, güçlü ve nüfuzlu bir köylüdür.
Kevi: Bir Bey kızıdır. Cano’nun karısı olur. Ancak ikinci çocuğunu doğururken ölür.
Memo: Cemo’nun kocasıdır. Çaycılık yapan bir halk âşığıdır. Çok cesur, güçlü bir karakterdir.
Sorikoğlu: Kötü, ahlaksız, zengin bir adamdır. Ayrıca Şeyh Sait’in yandaşlarından birinin oğludur.
Konusu
Cemo, Kemal Bilbaşar’ın Doğu Anadolu’da ağa, maraba, şeyh ve köylü ilişkisini anlattığı romanıdır. Kitap, küçük yaşta annesini kaybeden güzeller güzeli Cemo’nun yaşadıklarını konu ediniyor.
Cemo Özeti
Değirmenci Cano, bulunduğu yerin beyninin en iyi çalışanlarından biridir. Bey ona çok güvenir ve özel işlerini ona yaptırır. Bey başka bir beynin kızı Kevi’ye âşık olur. Ama babası Kevi’yi başka bir zengin beyefendiye satar. Birkaç gün sonra Kevi gitmiş olacak. Cano’nun Beyi bunu kabul edemez ve yardımcısı Cano’yu gelinin ayrılacağı gün gelini kaçırıp kendisine getirmesi için görevlendirir. Günü geldiğinde Cano Kevi’yi kaçırır. Ama dağda ona âşık olur. Kevi ona cevap verince üç yıl boyunca Kevi’nin babasından ve Cano’nun beyninden kaçarak yaşamaya çalışırlar. Bu arada bir de kızları vardır: Cemo. Üç yıl sonra beyler ayrılıyor. Kendi dertleri içindeler. Sarı saçlı, mavi gözlü paşa (Atatürk) ağa sistemine son vermiş, böylece beyler ve ağalar kendi çıkarları için bir yol aramaya başlamışlardır.
Cano, Şeyh Mahmut adında bir beyefendinin yanına sığınır. Karısını onlara emanet eder. Eşi Kevi, ikinci çocuklarına hamiledir. Cano askere gider. Harika bir askerlik hizmetinden sonra Şeyh Mahmut’a döner. Şimdi biraz da parası var. Rüya görüyor. Ancak eve geldiğinde onu kötü bir sürpriz beklemektedir. Karısı ikinci çocuğunu doğurmak için ayrılır ve bir daha kendisinden haber alınamaz. Öldüğü kesindir. Kızı Cemo’yu da alıp değirmene gider. Frezelemeye başlar. Bütün sevgisini ona verir. Onu iyi yetiştirmek için mücadele eder. Cemo, çelik kadar güçlü, çok güzel bir kız olur. Etraftaki tüm zenginler onu ister. Ama Cano, kızının gönlünü alacak kişiye kızını verecektir. Gözü parada değildir. Bu sırada Sorikoğlu da Cemo’nun peşine düşer ve onu almak ister. Kızını Sorikoğlu’na vermek istemer. Bir süre sonra şehirde avukat olan Şeyh Mehmet’in oğlu köyü başka bir ev sahibine satmaya karar verir. Sorikoğlu köye talip. Cano bunu hiç istemez. Çünkü Sorikoğlu her kötülüğü yapacaktır.
Memo, Şeyh Said tarafından ailesi öldürülen biridir. Amcası onu büyüttür ve ona zil çalma sanatını öğrettir. Bir gün Memo, kralın kızı Senem’i görür ve âşık olur. Ancak bey olmadığı için onu kovar ve tutuklattırır. Askere alınır. Askerlik görevi için Diyarbakır’a gider. Senem’i göremeyecek olmasına çok üzülür. Memo, kendisini daha önce Zaza sanan bir komutan tarafından sürekli dövülür. Daha sonra başka bir komutan gelir ve ona çok yakınlık gösterir. Askerden döndüğünde Senem’in evlendiğini duyar ve dünyası başına yıkılır. Teyzesi sürekli onu evlendirmeye çalışır. Memo hiçbir kıza bakmaz.
Memo bir işteyken Cemo ile karşılaşır. Bu vahşi kıza hayran kalır. Babasını sorar. Cemo ilk kez kabul ettiğinde, Cano mutlu bir şekilde kızını ele verir. Memo, karısını amcasının evine götürür. Teyzesi istediği kızları alamadığı için çok sinirlenir ve evden çıkar. Cemo bu hayata çok zor alışır. Ev işi hiçbir şey bilmez. Ayrıca köydeki kadınlarla sürekli kavga eder. Bu sırada Cano’nun kafası sıkışır. Sorikoğlu sonunda kaldığı yerleri satın alır. Köyün muhtarı olacak ve kızını vermediği için Cano’ya işkence edecektir. Cano damadından yardım ister. Memo köyde etrafında bir grup toplar. Komutan sayesinde devlet onlara tapulu araziler verir. Bu grupla oraya göç ederler. Toprakları birlikte ekerek hiçbir toprak sahibinden vergi almayacaklar. Önce her şey yolunda gider. Ama Sorikoğlu, kendisinin yapmadığını onlara da yaptıramaz.
Bir gün Memo, karısı hamile olduğu için çan satmaya gider. Yolda Sorikoğlu onu pusuya düşürür. O kurtarılır; ama herkes onun öldüğünü sanır. Bu sırada eski sevgilisi Senem ile karşılaşır. Onu kuma olarak alır. Ama aklı Cemo’dadır. Bir süre sonra köyüne döner. Köyde her şey alt üst olmuş, devletin verdiği topraklar Sorikoğlu tarafından yakılmıştır. Birçok köylü öldürüldür. Herkes çok zor durumda kalmıştır Cemo’yu kaçırmaya çalışırken hamile olduğunu öğrenen Sorikoğlu, karnına vurur. Cemo hastane kaldırılır ve Memo hastaneye koşar. Ancak karısının çocuğunu kaybettiğini öğrenir ve kaymakam yardımcılığına götürülür. Bu işin arkasında Sorikoğlu’nun olduğunu düşünüyor. Köye gider ve Sorikoğlu’nun vali yardımcısı ile evinde ziyafet hazırladığını ve Cemo oynayacağını duyar. Sorikoğlu’nun evini basar ve Cemo’yu kurtarır. Ağa’yı da (Sorikoğlu) öldürür ve evi yakar. Daha sonra kayınpederi Cano ve eşi Cemo, bey olduğu Dersim’e doğru yola çıkar.
Cemo – Kitap Açıklaması
Cumhuriyet’in ilk yılları… Doğu Anadolu’nun yaman coğrafyasında, aman vermez havasında, binbir oyunuyla insanı coşturan, yoran doğasında yaşayan bir söylence Cemo. Kömür gözleri ocak alevi gibi yanan, kara saçları gök ışıltıları taşıyan çatıldığında hançere dönüşen kaşlarıyla yürek yakan Cemo. Başı eğdirilemeyen, Nuh dedi mi Peygamber demeyen Cemo, insanlarına da, hayatına da dişiyle tırnağıyla sahip çıkan yiğit bir kadın. Doğu Anadolu’da bir masal gibi geçen hayatıyla edebiyatımızın simge isimlerinden biri. Kemal Bilbaşar’ın ağalık düzenindeki insanları, aşiret törelerini, inançlarını, yaşama biçimlerini olanca gerçekliğiyle yansıtan bir dille yazdığı Cemo, unutulmaz roman kahramanları arasında yer almış biri. Bir direnişin romanı.