Whatsapp Durum Sözleri
Yeşerecek dalım kalmadı, hicran ruhumu sardı.
Müsait değilim diye, sorma bana. Burası sana hep müsait.
Asla hak ettiğinizden daha azına razı olmayın.
Beklemek değil de, boşuna beklemek çok kötü.
Hadi kaldır kadehini sevgili varsa şerefine yoksa gidişine.
İçimde ölen biri var.
Farklıyız işte. Sen gülü severdin. Ben gülüşünü.
Geçmişim, yangından kalan kırıntılar gibidir.
Çoklu kişilik bozukluğu. Herkes bir ortam.
Keskin bir bıçak olmak için çok çekiç yemek gerekir.
Hiç kimse senin kadar fikrime huzur değil.
Karantinaya aldım yarınımı. Kimse giremeyecek.
Onur yaşamdan üstündür.
Kendimden çok sevmem artık aşkla kimseyi. Her şey senin için.
Ayaklarını yere vurup sıçrayamıyorsan, henüz dibe vurmamışsın demektir.
Karşılıksız sevmek damla damla ölmektir.
En çok gözlerime gömülürsün. Gözlerimi kaparım. Vasiyetimi yazarım.
Çok şerefsiz gördüm ama hiçbiri senin kadar profesyonel değildi.
Bilginin azı ve çoğu tehlikelidir.
Ne kadar sarılırsan sarıl bıraktığın an özlersin.
Ben ıraklarda suskun bir Mevlevi. Sen ise kalbimin Aşk-ı kıyameti.
Önceden altını çizdiklerimin şimdi üstünü çiziyorum.
Ben istemem böyle, üç günlük sevgi, yüreğin varsa bir ömür boyu sev beni.
Önemli olan poz değil, o anki mutluluktur.
Sırrını vermiş olduğun kişiye, özgürlüğünü de satmış sayılırsın.
Aşağıda olanlar, düşmekten korkmaz.
Bunlar da geçecek şüphesiz.
Elimi sana bulama şimdi.
Döndüm arkamı sana. Sen sırtımdan vurmayı seversin, yüzüm ağır gelmesin.
Mevsimlerin suçu yok, senin yokluğun soğuk!
Hayat dar alanda trajedi, geniş açıda komedidir.
Ne var yani, benim de özel güçlerim var. Mesela bazı insanları gözümde büyütebiliyorum.
Tek bir kişiyi özlersiniz ve her yer ıssız gelir.
Sen gittin artık yoksun ve boşuna yağıyor yağmur. Birlikte ıslanamayacağız ki.
Bin “günahın” olsa da bana, bir “gün ahım” yok sana.
Otopsi istiyorum hayallerime, kurduğum düşler eceliyle ölmüş olamazlar.
Keşke tanımasaydım’ dediğim hiç kimse olmadı benim. ‘Keşke beni tanımasına izin vermeseydim’ dediklerim oldu.
Susmak kabullenmek değil, cevaptır. Eğer insan kısa cümleler kuruyorsa, uzun yorgunlukları vardır.
Artık gelecek planlarımı hayattan gizli yapıyorum. Sanki hayat, işini gücünü bırakıp planlarımı bozmak için her şeyi yapıyor.
En zor günleri tek başına atlattıysan, sonrasında kimseye eyvAllahın olmaz.
Düşmanlarımız kutsaldır. Çünkü, bizim güçlü olmamızı sağlarlar.
Hayatta en büyük zenginliğiniz, seçim zenginliğinizdir.
Bazen duygularımız bizden erken yaşlanır ve bizden hayatın geri kalanını alır. Hayatın kendini anlayanları cezalandırmasıdır bu.
İnsanın namuslu değilken ve olamayacak durumdayken, namuslu görünmeye çalışması kadar iğrenç namussuzluk yoktur.
İnsanlar çok değişti, dikkat etmek lazım. Biriyle el sıkıştıktan sonra, beşide yerinde mi diye parmaklarını saymak zorundasın.
Değişmek zor ama bazen aynı adam olmak daha zor. Hayat öyle yüklenir ki; ne kalmak istersin, ne gitmek. O durumdayım işte.
Hayatta daima gerçekleri savun. Takdir eden olmasa bile, vicdanına hesap vermekten kurtulursun.
Para ve insan arasındaki karşılıklı ilişki şöyledir: İnsan paranın sahtesini yapar, para da insanın.
Yalnızlığımı seviyorum. En azından böyle daha iyi olduğuma kendimi ikna ettim.
Bir garip yaşam döngüsünün içinde yer alan basit değişkenleriz sadece.
O herkesten farklı gülümsemiyor, sadece sen aşıksın.
Bir çeşmeye koşar gibi koşuyorum sana, anlasana.
Hayattaki en büyük zafer hiçbir zaman düşmemekte değil, her düştüğünde ayağa kalkmakta yatar.
Kırdığınız ve kazandığınız kalpler kadarsınız. Bütün mesele bu aslında, gerisi mühim değil.
Bazen kelimeler susar, sessizlik konuşur.
Ağlamak belki kirpikleri ıslatır ama kalbi temizler.
Whatsapp Durum Mesajları
Kendinle baş başa kalınca insan, anlıyor aslında ne kadar yalnız olduğunu.
Size zamanını ayırmayan birine, asla kendinizi harcatmayın.
Bir şeyin yokluğu size acı veriyorsa, varlığı sizi öldürebilir.
Zordur, göz göze geldiğinde kafa çevirmek.
Doğruyu söylemek değil, anlatmak güçtür.
Anlatmak acıyı gidermiyor ama uyuşturuyor.
Suya yazıyorum artık, yüreğimdekileri. Ne taşıyor, ne de haddini aşıyor.
Pahalı parfümleri bir kenara bırakın, insan dediğin güven kokmalı.
Zor günler, insanın dostlarını ayıklayabilmesi için var.
Okuyun, diyor okuyun. Çünkü mürekkebin akmadığı yerde kan akıyor.
Her şeyi içine atarsın da, kendini atacak bir yer bulamazsın.
Hiç sevmemektense, sevipte kaybetmek daha iyidir.
Ağaç ne kadar yüksek olursa olsun, yaprakları yine de yere düşer.
Bir şeyden çok eminim. Kendimi üzdüğüm kadar kimseyi üzmedim hayatta.
Kırılmasın diye üzerine titredim. O hep üşüyorum sanırdı.
Evet belki de haklısın, sıfır’ın gücü yoktur. Ama unutma ki, sıfırın kaybedecek bir şeyi de yoktur.
Gel. Ardında bırak var ile yoku. Bir halk kütüphanesi sessizliğinde, ister mırıldan beni, ister içinden oku.
Önüne çıkana engel dersen, takılıp düşersin; basamak dersen, bir basamak yükselirsin.
Şu iki insanı asla unutmayın: İhtiyaç anında yanınızda olanı ve zor zamanda yalnız bırakanı.
Dervişe sormuşlar: “En zor olan nedir?” “Sözdür” demiş; “anlatması da zor anlaması da.”
Sevdan üflendi bir kere vakit aşk-ı kıyamet. Sen kopuyorsun yüreğimde; gönlüm gönlüne emanet.
Şimdi söndü ışık sustu dudağımdaki sen çalan ıslık. Dünya ahiret acımsın artık.
Kesme nevanı içine salsalar da keder. Kırılsa gönül medd’ü-cezr ile, hepsi geçer, hepsi geçer.
Gözlerinin ‘Kahve’sinden koy ömrüme, kırk yılın hatırına ‘Sen’de kalayım.
Kafanı yastığa her koyduğunda aklına geliyorsa, ya kimsede görmediğin mutluluğu tattırmış ya da çok derin yaralar bırakmıştır.
Aklım karakış, ellerim seni üşüyor. Bugün günlerden soğuk.
Kulaklarım çalan müzikte, kafam yastıkta, beden dünya çöplüğünde, ruhum boşlukta.
Ne zaman gözlerinin içine baksam, biliyorum ikimizi de aşar, o kapının ardındaki masal.
Yağmurlar düşünce tenime her damlayı sen sanıp aşk bildim. Ve biliyor musun gölgeni bile çok özledim.
Ne rolü yapıyorsak oyuzdur. O sebeple ne rolü yaptığımıza dikkat etmeliyiz.
Geldiğin yeri kafandan çıkarırsan, gideceğin yerde perişan olursun.
Kendin gibilere düşmen dileğiyle.
İnsanları kandırmak, kandırılmış olduklarına ikna etmekten daha kolaydır.
Ölmek sorun değil de hani bir gün mezarıma gelirsin de kalkıp sarılamamak koyar bana.
Aslında Türkçe’m çok iyidir. Ama bazen anlamıyorum seni. ‘Git’ ne demek?
Tabaklarda kalan son kırıntılar gibiydi sana olan sevgim. Sen beni hep bıraktın; bense hep arkandan ağladım.
Ekmeğime hoşçakal sürdün ya sen, ben şimdi ‘aşk’ karınla; sana ne şiirler yazarım.
Unutma; senin için başkasından vazgeçen, bir gün mutlaka başkası için senden vazgeçer.
Dün akıllıydım, dünyayı değiştirmek istedim. Bugün ise bilgeyim, kendimi değiştirdim.
Benden whatsapp durumları renkli ifadeler beklemeyin.
Üzülme Can! Doğruysan zarar gördüm deme. Bil ki iyiler mutlaka kazanır.
Ey can, aklını başına devşir. Ölümden korkup kaçarsın ya; doğrusu sen kendinden korkmaktasın.
Benden zeki değilsen bana yalan söyleme. Benden zekiysen de söyleme. Ben hemen inanıyorum öyle şeylere.
Aşk döngüsü: Saygı duruşu, cicim ayı, mucuk ayı, trip ayı, boynuz ayı, alkol ayı, ayı oğlu ayı, İstiklal Marşı ve kapanış.
Benzinin 5 TL olduğu bir ülkede istasyon görevlisine neden pompacı dendiğini şimdi daha iyi anlıyorum.
Kusur bulmak için bakma birine, bulmak için bakarsan bulursun, kusuru örtmeyi marifet edin kendine. İşte o zaman kusursuz olursun.
Denildiği kadar okumayan bir toplum değiliz. Erkekler bildiğini okuyor, kadınlarda onların canına okuyor.
Sonra geçti derler, neyse derler, tamam derler, bitti derler Sonra konuşup dururlar zaten “Hayat zor” ve bu öylesine söylenmiş bir cümle değil.