Piraye’ye Mektuplar – Nazım Hikmet
Tür: | Günlük – Anı |
Yazar: | Nazım Hikmet |
Yayınlanma Tarihi: | 2012 |
Yayınevi: | Yapı Kredi Yayınları |
Konusu
Nazım Hikmet’in 1933’ten 1950’ye kadar on yedi yıl boyunca eşi Piraye’ye gönderdiği mektuplardan oluşur. Bu kitap, sevgili eşi Piraye’ye Ankara, Çankırı ve Bursa’daki cezaevlerinden yazdığı mektuplardan oluşmaktadır.
Piraye’ye Mektuplar Özeti
Piraye’ye Mektuplar, Nazım Hikmet’in 1933’ten 1950’ye kadar on yedi yıl boyunca eşi Piraye’ye gönderdiği mektuplardan oluşmaktadır. Kitabın derleyicisi Piraye’nin oğlu Mehmet Fuat’tır. Piraye, Nazım’ın mektuplarını küçük bir tahta torbada topladı. Ölümünden sonra yayınlanmasına izin verdi. Bu eserde aşka âşık, gökyüzüne hasret, vatan sevdalısı Nazım’ı, fazla ideolojiden uzak, sade ve samimi bir şekilde yazdığı mektuplardan okuyoruz. Nazım Nazım’ı hapishaneler yapar. Bu kitap, sevgili eşi Piraye’ye Ankara, Çankırı ve Bursa cezaevlerinden yazdığı mektuplardan oluşmaktadır. Mektupları okuduğumuzda Nazım’ın en doğal hali ile karşılaşıyoruz. Piraye olsun Münevver olsun her insan aşka hazırlıksız olduğu gibi Nazım da savunmasız halde aşka teslim olur. Bir insanın sadece bir kişiyi seveceğini söyleyen bir kural yoktur. Hele âşık bir şair için sevmeden şiir yazmak mümkün değildir. Nazım’ın yazdığı mektuplarda öyle bir samimiyet var ki, baharda güneşin etkisiyle buzların erimesine eşdeğerdir. Mektupları özlem doludur. Dört duvar izin verirse sevdiğine koşar ve etrafında pervane olur. Dönemin siyasi olayları buna izin vermemektedir. Uzun yıllarını hapiste geçirir. Şiirleri ve mektupları aşktan, vatan sevgisinden beslenir.
Mektuplarında sıkça karşılaştığımız durum, Nazım’ın cezaevindeyken sürekli kitap tasarlaması ve şiirler yazmasıdır. Bunu karısı Piraye’ye gönderir. Sabırsızlıkla ondan bir cevap bekliyor.
Nazım bir mektubunda Piraye’ye bir veda mektubu yazar. Çünkü kendisini ziyarete gelen amcasının kızı Münevver’e âşık olmuştur. Piraye, hayatında başka bir kadının olduğunun da farkındadır. Münevver’e olan hisleri onu Piraye’nin önünde utandırır.
Nazım, mektuplarından birinde Piraye’nin mektuplarına cevap vermediği için Mehmet’e yazar. Hatta bir mektubunda Piraye’den kendisini ziyaret etmesini ister ya da ben öldüm der. Kendisine çok darılan Piraye Nazım’ı ziyarete gider.
Piraye’ye Mektuplar adlı kitabında yazdığı mektuplarda bahsettiği şiirlerin yanı sıra tutuklular, eşi, çocukları, işi, arkadaşları ve cezaevi ile olan ilişkilerinden izler taşır.
Yine Nazım, bir mektubunda Nazım ve Piraye’nin ayrılsalar, karı koca olmasalar da kimsenin gerçeğini yok edemeyeceğini söylüyor. Mektupta genellikle Piraye’ye kızım, annem, kardeşim, arkadaşım, yoldaşım, sevgilim, karıcığım diye hitap eder.
Piraye’ye Mektuplar – Kitap Açıklaması
“Nâzım’ın, 1933’ten 1950’ye kadar, on yedi yıl boyunca, çeşitli cezaevlerinden kendisine yazdığı mektupları, Piraye bir tahta bavulda saklardı. Ceviz ağacından yapılmış, 41 x 26 x 14 cm boyutlarında küçük bir tahta bavul. Küçük olduğu için, belki “çanta” demek daha doğru. Bu ceviz çantayı ona Nâzım sanırım Çankırı Cezaevi’ndeyken yapmıştı.
(…)
Bu kitaptakiler, Nâzım’ın Piraye’ye yazdığı mektupların hepsi mi? Çantadakilerin hepsi…
Belki bir gün başka yerlerden de bir şeyler çıkar, bilemem.”
Memet Fuat