Bıyık Söylencesi – Tahsin Yücel
Tür: | Roman |
Yazar: | Tahsin Yücel |
Yayınlanma Tarihi: | 1995 |
Yayınevi: | Can Yayınları |
Karakterler
Cumali: Romanın ana karakteridir. Askerden gelmesiyle durgunlaşan kasabaya renk katan karakterdir.
Bedriye Abla: Cumali’nin nişanlısıdır.
Hacarifa: Cumali’nin babasıdır.
Berber Ziya: Cumali’nin bıyığını ısrarla kesmeyen berber.
Tuzsuz Vaysal: Cumali’nin kan kardeşidir.
Konusu
Bir taşra kasabasında geçen bir bıyık efsanesini ve bıyıklı adam olmak uğruna ailesinden canından vazgeçen Cumali’nin trajik öyküsünü konu alıyor.
Bıyık Söylencesi Özeti
Askerliğini bitirdikten sonra kasabaya dönen Cumali, babasının işi nedeniyle tıraş olmaya fırsat bulamamıştı. Berber Ziya’ya gider. Artık saçları ve sakalı birbirine karışan Cumali; Askerde traş olmaya alıştığı için berberden bıyığını kesmesini ister. Berber Ziya bu bıyığın umut verici olduğunu ve kesmeyeceğini ısrarla söyler. Tuzsuz Vaysal da bu fikre katılır ve Cumali de kabul eder, bıyığını kesmez. Her gün bıyıklarıyla ilgilenen berber Ziya kasabada bıyıktan söz etmeye başladığı için bu işten gurur duymaya başlar. Bıyıkları bıraktığında ilk olarak nişanlısı Bedriye’den korkan Cumali ile karşılaşır. Bedriye de beğenir ve onayını alır.
Berber Ziya’nın özeniyle kısa sürede gelişen bıyık, artık erkekliğin gururu olur. Cumali’nin bıyıklarına herkes imrenir ve hatta kasabada bir “bıyık efsanesi” dolaşmaya başlar. Genç kızlar geceleri uçtuklarına inanırlar. Bıyık Cumali’nin karakterini bile geçer. İnsanlar artık Cumali’yi değil, sadece bıyığını düşünmeye başlar. Cumali kendine bile yabancılaşmaya başlar. Hatta bu durum neticesinde Kara pala demeye başlarlar.
Bıyık Söylencesi – Kitap Açıklaması
“Bıyık Söylencesi”nin en önemli kişisi, yıllar boyu bir kasabanın durgun yaşamını renklendiren, olağanüstü bir bıyık. Kasabalılar geçmişlerinin ve geleceklerinin parlak simgesi olarak görürler onu; her gün bakımını yapan berber kendi yapıtı olarak değerlendirir; genç kızlar geceleri uçarak dolaştığına, bu arada sık sık kendi yataklarına uğradığına inanırlar; türküsünü çıkarmaya çalışan ozan sürekli elinden kaçırır onu. Bıyığı taşıyan kişiye gelince, yavaş yavaş onun bir uzantısı durumuna gelir, altında silinir, onun göstergelik ettiği şeyi, erkekliği bile yitirir neredeyse, gene de her şeyden üstün tutar onu. Tek bir kişi direnir bu zorlu bıyık karşısında: bıyığı taşıyan kişinin karısı. Onun da bıyık yolundan döndürmeye gücü yetmez. İşte “Bıyık Söylencesi”nin öyküsü, ama okudukça göreceksiniz, “Peygamberin Son Beş Günü” gibi “Bıyık Söylencesi” de öyküsüne indirgenebilecek romanlardan değil.