İslam Deklarasyonu – Aliya İzzetbegoviç
Tür: | Din Tasavvuf |
Yazar: | Aliya İzzetbegoviç |
Yayınlanma Tarihi: | 1999 |
Yayınevi: | Yarın Yayınları |
Konusu
Aliya İzzetbegoviç’in kaleme aldığı siyasi bir eserdir. İlk olarak 1969–1970 yıllarında Saraybosna’da yayınlanır ve 1990’da yeniden yayınlanır. Çalışma, İzzetbegoviç’in İslam ve modernleşme konusundaki görüşlerini, Batı tarzı ilerlemeyi İslami geleneklerle uzlaştırma girişimlerini ve “İslami yenilenme” çağrılarını içeriyor.
İslam Deklarasyonu Özeti
Kitabı elimize aldığımızda ilk gözümüze çarpan;
Hedefimiz: Müslümanların İslamlaşması
Sloganımız: İnanmak ve savaşmak
Önsözü ile başlar. Kitap zaten bu iki cümleyi açıklığa kavuşturmak için yazılmıştır. Bilge Kral, bu söz Müslümanların gayrimüslimlerden üstün olduğunu kanıtlamak için değildir; Müslüman denilen ancak aslında Müslüman kimliği taşımayan, kapitalist, sosyalist ya da Batı felsefesinin ve yaşamının kuklası olmuş kişilere Müslümanların uyanmasına vesile olmak için yazıldığını belirtmektedir. Yine aynı önsözde Çin, Rusya ve Batılı ülkeler Müslüman dünyasına nerede hâkim olacakları konusunda mücadele ediyor; ancak tüm bu çabaların boşuna olduğunu ve zaferin İslam’dan ve kendilerini Allah’a adayanlardan geleceğini belirtiyor.
Kitap üç başlık altında toplanmıştır:
- Müslüman Hakların Geri Kalmışlığı
- İslami Düzen
- İslami Düzenin Bugünkü Sorunları
Müslüman Hakların Geri Kalmışlığı
Birinci bölümde, Müslümanlar arasında büyük tartışmalara neden olan ve hala bu konudaki görüşlerini dile getiren iki kavramı ele almakta ve bu iki kavramın olumlu ve olumsuz yönlerini ifade etmektedir. Bu iki kavram Muhafazakârlık ve Modernizm’dir. Bu iki düşünceyi Bilge Kral’a göre tek kelimeyle açıklamak gerekirse: “Muhafazakâr, Tasavvuf, Modernizm, Saf Batıcılık” diyebiliriz. Çözüm, bu iki kavramın ortak değerlerde birleştirilmesi gerektiğidir; Böylece Müslümanları bir çizgide toplayabileceğini belirtmektedir. Yakın tarihimizde büyük reformlar geçirmiş iki devlet örnek olarak verilmiştir. Bunlardan biri olumsuz anlamda, diğeri olumlu anlamda örnek olarak verilmiştir. Bunlardan biri de alfabesini tamamen değiştiren, âlimleri bir gecede cahil bırakan, Batı’yı her yönüyle kabul eden Türkiye; Öte yandan gelenek ve modernizmi birleştirmeyi başaran ve ekonomi alanında büyük atılımlar gerçekleştiren Japonya. Bilge Kral’ın soru ve cevapların bir araya geldiği şu sözü ne kadar anlamlıdır: “Ne olduğunu, köklerinin nereden geldiğini bilmeyen bir ülke nereye gideceğini, yüzünü neye çevireceğini bilebilir mi?” Daha sonra Müslümanların zaaflarının sebepleri incelenmekte ve okuyucuya çözümler sunulmaktadır.
İslami Düzen
Bilge Kral’a göre İslami düzen, “din ve hukukun, disiplin ve gücün, ideallerin ve çıkarların, manevi toplum ve devletin, rıza ve zorlamanın birliğidir”. Burada din kavramı gerektiği gibi açıklanmış ve “Din” kelimesi ile eş tutulmamıştır. Bu bölümü Bilge Kral’ın şu sözleriyle özetlemek en doğrusu olacaktır: Kim bu dünyada hayatını kolaylaştırmanın gerekli olduğunu ve bu iki hedefin birbirine feda edilmesi için bir neden olmadığını düşünen, İslâm.”
“Zamanımızdaki İslam Düzeni/Tezleri” başlığı altında şu ilkeler netleştirilmiştir: “İnsan ve toplum, insanların eşitliği, Müslümanların kardeşliği, Müslümanların birliği, Mülkiyet, Zekat ve faiz, Cumhuriyetçi yaklaşım, Tanrı yoktur. Ancak Allah, Eğitim, Disiplin, Eğitim, Vicdan hürriyeti, İslam ve istiklal, Çalışma ve mücadele, Kadın ve aile, Hedefe imkân tanımaz, Azınlıklar ve diğer topluluklarla ilişkiler.
İslami Düzenin Bugünkü Sorunları
Bu önemli kavramlar; İslami düzen Pan-İslamcılık ve ırkçılığı, Hıristiyanlık ve Yahudiliği, kapitalizmi ve sosyalizmi oluşturur.
Ayrıca kitabın tamamında Hikmetli Şah’ın İslam ümmetinin sorunlarına sunduğu çözümler de bulunmaktadır. Ancak tüm bu çözümlerin başlangıcı şüphesiz İslam birliği ile mümkündür. İslam düzeninin kapitalizmden, sosyalizmden veya diğer ideolojilerden farkı, İslam ile diğer semai dinleri arasındaki farklar veya bu dinlerin ortak değerlerde birleştirilmesinin mümkün olup olmadığı gibi soruların cevaplarını bu kitapta bulmak mümkün. Hacim olarak küçük ama anlam olarak büyük. Aşağıdaki cümlelerle kitabın sonu, bu risalenin kime ait olduğunu, bilge kralın derin düşüncesi ve olaylar karşısındaki gerçekçiliğini ortaya koymaktadır.
“Bu mesajı bütün dünya Müslümanlarına göndererek biz açıkça vaad edilmiş bir ülkenin, mucize gösterenlerin ve mehdilerin mevcut olmadığını ifade ediyoruz. Sadece çalışma, mücadele ve uğruna kurban verilen yol vardır.”
Kısa Bilgiler
- İslam Deklarasyonu, 1983’te Saraybosna’da bir davada İzzetbegoviç ve diğer pan-İslamcılara karşı kullanılır ve İzzetbegoviç 14 yıl hapis cezasına çarptırılmasına rağmen, iki yıl sonra serbest bırakılır.
İslam Deklarasyonu – Kitap Açıklaması
Bugün kamuoyuna takdim ettiğimiz deklarasyon, yabancılara veya şüphe duyanlara, İslam dininin, şu ya da bu sistemden yahut düşünceden üstün olduğunu kanıtlamayı amaçlayan bir müfredat kitabı değildir. Bu deklarasyon, nereye ait olduklarını bilen, kalplerinin derinliklerinde hangi tarafta durduklarını hisseden Müslümanlara hitaben yazılmıştır. Bu, insanların hissettikleri aşk ve aidiyetin beraberinde hangi sorumlulukları getirdiği konusunda elzem sonuçlar ortaya çıkarmalarına vesile olacaktır.
(Tanıtım Bülteninden)
Gönderen: Mahmut Bıçak