Ana SayfaRomanNeşeli Oluşuma Şaşıyorum

Neşeli Oluşuma Şaşıyorum

Neşeli Oluşuma Şaşıyorum – Johannes Mario Simmel

Tür:Roman
Yazar:Johannes Mario Simmel
Yayınlanma Tarihi:1972
Yayınevi:Altın Kitaplar
Karakterler

Therese Reimann: 63 yaşında dindar bir kadındır. Yaşlı kadın apolitiktir ve ruhunun huzuru için yalnızca kendisiyle meşgul olur.

Reinhold Gontard: 54 yaşında bir rahiptir, fakat inancı giderek zayıflayan rahip inancını yitirdiği ve bütün derdi buna rağmen hizmetle yükümlü olduğu Tanrıdır. Onun durumundaki bir adam için taşınmaz nitelikteki bu yükün ağırlığı altında ezilip içmeye başlamıştır.

Anna Wagner: 31 yaşında bir kadındır. Kocasının Alman birliklerine katılmasıyla başlayan korku, kadını çaresiz bırakmıştır. Hamileliğinin son günlerini yaşıyordur.

Evi Wagner: Anna Wagner’in beş yaşındaki kızıdır.

Walter Schröder: Kimyager olan adam çabaları ilke zamanın akışını etkileyeceği konusunda saplantıları vardı. 35 yaşında mesleğinden dolayı askerlikten muaftır. Bir fabrikada kimyevi alanda her kapasite ve biçimde enerji kaynakları imal etmektedir.

Susanne Riemenschmied: Tiyatro oyuncusudur. Orta boylu ve ince yapılıdır. Mesleğini seven genç kadın, olayın olduğu gün 21 Mart akşamı sunumunu yapacağı konferans için görüşmeye gider.

Robert Faber: 25 yaşındaki asker kaçağı genç, o gün dikkatleri çekmemek için ara sokaklarda dolaşırken alarm verildiğinde hemen yakınındaki eski evin sığınağına iner.

Werner Schattenforoh: 27 yaşında savaşın on beş ayını Rusya’da geçirmiş, yaralandıktan sonra Viyana’ya gelmiştir. Ancak savaşın anlamsızlığından yorulan adam tecrübeleriyle olayların yönünü değiştirir.

Konusu

Savaş günlerinin acı-tatlı olaylarıyla örülmüş, bir mahzende kapalı kalan yedi kişinin serüveni, birbirleriyle olan ilişkileri ve insan ruhunun bütün çapraşık yönleri konu edilmiştir.

Neşeli Oluşuma Şaşıyorum Özeti

İkinci Dünya Savaşı’nın yaşandığı 1945 yılının 21 Mart günü Amerikan savaş uçakları Viyana’ya hava saldırısı yapar. Viyana’da alarm verildiğinde herkes korunmak için en yakındaki sığınağa iner. Never Markt semtinde bulunan bir eve isabet eden bomba binayı yıkar. Binanın sığınağında yedi kişi mahsur kalır. Sığınak çok eski olduğu için herhangi bir yerle bağlantısı yoktur. Sığınağın büyüklüğü yeteri kadar oksijeni sağlarken, depolanan yiyecekler sayesinde bu anlamda bir sıkıntı yaşamazlar. Mahsur kalanlar ilk şoku atlattıktan sonra ellerindeki imkanlarla dışarı çıkmak için geçit açmaya çalışırlar. Walter Schröder ile Robert Faber geçidi açkmak için kazarken rahip Reinhold Gontrard da onlara yardım eder. Therese Reiman ve Susanne Riemenschmied de hamileliğinin son günlerini yaşayan Anna Wagner ve Eva ile ilgilenir. Birlikte hareket ederek bu sorunu aşacaklarının farkındadırlar. Hepsinin ortak duygusu korku, yalnızlık ve özlemdir. Savaşın uzun yıllar sürmesi bu duyguları körükler. Kimyager Walter gibi insanlar savaşı kazanmak için daha etkili silahlar yaparken Faver gibi insanlar da bu silahların yok ettiği insanları görerek askerlikten firar ediyorlardır. Bayan Therese gibi insanlar Tanrı’ya daha çok inanırken rahip Gontrard gibi insanlar da inançlarından uzaklaşıyorlardır. Hepsinin başına aynı şeyin gelmesine rağmen bu ayrılığa hepsi ayrı bir anlam veriyordur.

Dışarıya çıkmak için yaptıkları kazı ikinci bir hava saldırısı sonucu yıkılır. Sabrı tükenen kimyager Schröder geçidi patlatarak açmak ister. Tehlikeli olan bu yöntemi diğerleri kabul etmez. Herkesin uyuduğu bir sırada  Schröder geçidi patlatmak üzereyken Faber görür ve engel olmak isterken onu öldürür. Kendi içlerinden gelen sesi dinlememeleri ve birbirlerinin dünyalarını anlayamamaları, felaketlerini hazırlamasına neden olur. Büyük savaşın bir ürünü olan “toplumsal duygunun çürümesi” gölgesini onların ilişkileri üzerine de aksettirir.

Dışarıda arama kurtarmayı yöneten Teğmen Werner Schattenforch deneyimli bir askerdir. Çalışmaları hızlandırır. Mahsur kalanlara ulaşıldığında ölen kişinin kimliğini ve niçin öldüğünü sorduğunda içerdekiler Faber’i korumak için ellerinden geleni yaparlar. Her detayı titizlikle inceleyen Werner, olayın sis perdesini çözmeyi başarır. Bildiklerini kimseyle paylaşmaz, çünkü sezgileri ve tecrübeleri buna izin vermez. Yaşananların bir rastlantı olmadığını anladığı zaman içini huzur kaplar.

Like
Love
Care
Haha
Wow
Sad
Angry
Nurhayat Akbulut
Nurhayat Akbulut
İyi kitap okumak geçmiş yüzyılların en iyi insanlarıyla sohbet etmek gibidir.

BENZER KONULAR

YORUMLAR

Abone ol
Bildir
guest
1 Yorum
En eski
En yeni En çok oy alan
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları görüntüleyin
Elif
Elif
Ziyaretçi
3 yıl önce

İlk fırsatta okuyacağım. GüZel paylaşım 👍

Sosyal Medya

773BeğenenlerBeğen
4,857TakipçilerTakip Et
21TakipçilerTakip Et
22TakipçilerTakip Et
60AboneAbone Ol

Günün Kitabı

Editör Seçimleri

Popüler Konular

Son Konular