Adem’den Önce – Jack London
Tür: | Roman |
Yazar: | Jack London |
Yayınlanma Tarihi: | 1907 |
Yayınevi: | Can Yayınları |
Karakterler
Kocadiş: Ailesi ile beraber ağaçlarda yaşayan ama babasının ölümünden sonra aileden ayrılan, yeni arkadaşlıklar kurarak ayakta kalmaya çalışan karakterdir.
Sarkıkkulak: Kocadiş ile sürekli tartışma ve kavgalardan sonra en yakın arkadaşı olan karakterdir.
Kızılgöz: Halk tarafından sevilmeyen, etrafındakilere işkence eden karakterlerden biridir.
Konusu
Kitap, insan evriminin ilk aşamalarına bir bakış. Kitabın ana kahramanı Mağara İnsanları adlı grubun bir üyesidir ve hikâye bu kişinin gözünden ve ağzından anlatılmaktadır. Ancak anlatıcı, hikâyede yaşananlara çok daha geniş bir açıdan bakar ve olaylara üçüncü bir göz gibi dışarıdan bakarak akıllıca yorumlar yapar. Bu yorumlar, günümüz insan bilgisi ile insan evriminin ilk aşamalarının yorumları olarak ifade edilebilir. Başka bir deyişle, hikâyenin kahramanı hem birinci kişide hem de üçüncü kişide anlatıcı rolünü üstlenir. Mağara Adamlarına ek olarak, daha gelişmiş Ateş İnsanları ve daha az gelişmiş, hayvansal Ağaç İnsanları da hikâyede yer alıyor.
Adem’den Önce Özeti
Romanda olayların geçtiği Orta Pleistosen döneminde üç tip insan yaşamıştır. Bunlardan ilki ve en ilkel olanı, adı geçen üç türün de en gerisi olan ağaç insanlarıdır. Her zaman ağaçlarda yaşarlar ve ağaçların meyvelerini yiyerek yaşarlar. İkinci tip, rüya kahramanının kendisiyle özdeşleştiği Bigdiş denilen olayların odak noktası olan kahramanın da mensubu olduğu insan tipidir. Bu tür, ağaç insanlarından daha gelişmiştir. Kocadiş’in ailesi bu tipten iken, Kocadiş daha sonra halktan biri olmuştur. Ağaç insanlarından farklı olarak, bu tür ağaçlarda olduğu gibi yerde de yaşayabilir. Gelişmiş bir iletişim sistemine sahip değiller. Belli sesleri çıkarma yetenekleri olsa da bu seslerin anlamlı olduğu söylenemez. Avcılardan kaçmak için dar ağızlı mağaralarda yaşarlar. Bu kişilerden Bigtooth’a en yakın kişi Şarkıkkulak’tır. Sakıkkulak, yaşadıkları sıkıntılarda hep Koca Diş’in yanındadır. Yüzme ve tekne gezintisi yaparak birlikte öğrendiler. Halk adı verilen türler arasında Kızılgöz adında onu ilkel atalarına benzeten bir üye vardır. Halkın diğer üyelerine zarar verir ve şiddete eğilimlidir. Öyle ki, eş olarak aldığı kadınların çoğunu kısa sürede öldürür. Ağaç inananları, ateş insanı, halk türlerinin yanında üçüncü tip olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu insanlar ateşi buldular ve ileri düzeyde avlanmayı öğrendiler. Oku silah olarak kullanmaya başlamışlardır ve bulundukları bölgeye yakın yerlerde bulunan diğer türlere sürekli saldırmaktadırlar. Haberleşme sistemleri diğer iki türe göre daha gelişmiştir. Diğer iki türden farklı olarak bu tür, günümüz insan türüne oldukça benzer.
Kocadiş, romanın başında ailesiyle birlikte ağaçlarda yaşıyor. Babasının vefatından sonra üvey babasıyla anlaşamayınca halk denilen türden insanların yanına gider. Halk onu ilk başta biraz tuhaf bulsa da kısa sürede evlat edinir. Önceleri halk arasında kavga ettiği Sarkıkkulak, daha sonra onun en yakın arkadaşı olur. Herkese işkence edenler arasında Kızılgöz adında bir üyede vardır. Kocadiş’le bir ilişkileri iyi olmasa da Kocadiş’e pek zarar veremez. Romanın sonunda, ateş adamları halk türlerini bulur ve onları ateş ve oklarla öldürmeye çalışır. Bu saldırıdan kurtulan birkaç kişi, büyük bir su kütlesinin olduğu bir yere göç eder. Buranın fiziki şartlarına uyum sağlayamayanların bir kısmı ölür. Hayatta kalanlar ise suyu geçerek günümüze kadar gelen insan türünün devamlılığını sağlar.
Adem’den Önce – Kitap Açıklaması
Adem’den Önce, geceleri rüyasında insanlığın ilk dönemlerinde, henüz ateşin bulunmadığı zamanlarda yaşadığını gören bir gencin ağzından acımasız, vahşi, yalnız güçlülerin hayatta kaldığı ilkel dünyanın ve büyük yırtıcılardan korunmak için ağaç tepelerinde ya da dik uçurumlardaki mağaralarda uyumak zorunda kalan, konuşamayan, çıkardığı seslerle anlaşan ilkel insanın hikâyesini anlatır.
Her yaştan okura kendi uzak geçmişini, kolektif bilinçaltının derinliklerini böylesine canlı, derin bir özdeşleşme yaratarak anlatmayı başaran roman yazarının deyimiyle, “yazılmış en ilkel hikaye”dir. Üst Paleolitik Çağ’dan başlayıp ilkel bir varlıktan insana dönüşmenin soluk kesen serüvenini Jack London’ın kaleminden, onun hayal gücünün biçimlendirdiği haliyle okumak başlı başına bir macera.
(Tanıtım Bülteninden)