Acımak – Reşat Nuri Güntekin
Tür: | Roman |
Yazar: | Reşat Nuri Güntekin |
Yayınlanma Tarihi: | 1928 |
Yayınevi: | İnkılap Kitabevi |
Karakterler
Zehra: Yaptığı mesleği fazlası ile seven ancak acıma duygusunu yitirmiş biridir. Genellikle insanlara karşı ön yargılı bir tavrı bardır. Ancak idealist bir öğretmendir.
Mürşit Efendi: Zehra’nın babasıdır. Duygusal ve temiz kalpli bir insandır. Aynı zamanda çalışkan, sözüne sadık, yalandan uzak duran ve saf bir insandır.
Meveddet Hanım: Zehra’nın annesidir. Genç ve güzel bir kadındır. Dediklerinin mutlaka yapılmasını istemekte ve hemen her şeyden memnun kalmayan bir karakteri vardır.
Makbule Hanım: Meveddet Hanım’ın annesi, Zehra’nın da anneannesidir. Kendini her zaman iyi biri olarak göstermektedir ancak kurnaz ve menfaatçidir.
Feriha: Zehra’nın ablasıdır. Son derece süslü ve eğlenceyi seven bir karakteri vardır.
Tevfik Hayri Bey: Zehra’nın iyiliğini isteyen yöneticidir.
Konusu
Roman küçük yaşta yaşadığı kötü olaylar sebebi ile acıma duygusunu yitirmiş bir öğretmenin, babasının ölümü ardından sonra onun hatıra defterini okumasına ve geçmişteki gerçekleri öğrenmesini konu edinmektedir.
Acımak Özeti
Zehra okulda başöğretmendir. Tüm görevlerini yerine getirmekte ve her zaman sorumluluklarının bilincindedir. Ancak geçmişte yaşadığı farklı kötü olaylar nedeni ile acıma duygusunun ne olduğunu bilmeyen, merhametsiz bir yapısı vardır. Hiçbir yanlışı affetmemektedir. Öğrencilerinin yaptığı en ufak hataya bile büyük tepkiler göstermekte ve onlara cezalar vermektedir. Yine öğrencileri arasında maddi durumu iyi olmayanları, üstü başı düzgün olmayanları derse almamaktaydı. Her ne kadar bu tavırları müdür tarafından uyarılsa da Zehra bu davranışlarından vazgeçmemiştir. Bölgenin vekili olan Şerif Bey, okulu ziyarete geldiğinde Zehra’ya babasının durumunun hiç iyi olmadığını ve onun İstanbul’a giderek babasını görmesi gerektiğini söyler. Fakat Zehra babası olmadığını söyler ve yanlarından ayrılır.
Tevfik Bey, Zehra’nın babasının ölüm döşeğinde olmasına rağmen bu kadar acımasız ve umursamaz olmasına çok şaşırmaktadır. Ona göre sebep ne olursa olsun bu durumdayken yaşanmış tüm kötülüklerin unutulması gerekmektedir. Ancak yine de Zehra’nın üzerine gitmez. Daha sonra Zehra fikrini değiştir ve İstanbul’a gider. Yolculuk boyunca başından geçenleri düşünür. Zehra, teyzesinin başına gelenler yüzünden erkeklere düşman olmuştur. Zehra’dan 4 yaş büyük olan ablası ise hiçbir zaman kendi yaşıtları ile oynamamış her zaman diğer büyük kızlara özenmiştir. Aynı zamanda annesini örnek aldığı için her zaman fazlası ile süslenmektedir. Babası ise içkiye ve diğer her türlü şeye para bulurken kızına bir çift çorap dahi almamaktadır. Mürşit Efendi, Feriha’nın dışarı çıkmasını yasaklamıştır. Feriha ise 14 yaşına geldiğinde verem hastalığından ölmüştür. Mürşit Efendi’ye kızının cenazesi gösterilmez ve ölümünden o sorumlu tutulur.
Zehra ablasının ölümünden belirli bir süre sonra babası tarafından Marabet Mektebi’ne yazdırılmıştır. Kızının ise bu mekteplerde kimse ile görüşmemesini tembihlemektedir. Zehra henüz okuldayken uzun süredir hastalıklar ile boğuşan annesi ölür. Aynı zamanda anneannesine inme iner ve uzun yıllar hastane köşelerinde sürünür. Babası ise hapse girer. Zehra tüm bunların yaşandığı 5 yıl boyunca başını kitaplardan kaldırmamış ve çevresindeki hiç kimse ile konuşmayan bir yapıya bürünmüştür. Kalbi tüm iyi şeylere kapanmıştır.
Zehra bir okul gezisinde babası ile istemese de karşılaşır. Babasının saçı ve sakalı birbirine karışmıştır, elbiseleri parçalanmış ve yamalıdır. Bu durumu görünce Zehra arkadaşlarına rezil olmaktan korkar ve babasını tanımıyormuş gibi davranır. Okul bitince Anadolu’da bir kasabaya gider. Kendisini tamamı ile mesleğine adar. Tüm bunları düşünürken yolculuk biter. Zehra kendisine verilen adrese gider. Ancak geç kaldığını babasının bir gün önce vefat ettiğini öğrenir. Babasına ait bir sandık ona teslim edilir. Zehra önce sandığı açmak istemese de sonra açar. İçerisinde bir defter gözüne çarpmıştır. Defter babasının hatıra defteridir. İşe bu defteri okumaya başladığında tüm gerçekleri öğrenecektir.
Acımak – Kitap Açıklaması
Reşat Nuri Güntekin 1928 yılında yayınlanan bu eserinde; çalışkan başarılı fakat zaaf gösterenlere karşı acımasız olan Zehra Öğretmen ile babası Mürşit’in bakış açılarından dramatik yaşam öykülerini anlatıyor.
Yazar, cumhuriyet öncesinde yeni mezun, idealist genç bir mülkiyelinin iş ve sosyal yaşamdaki çatışmalarını ve uyumsuz ilişkilerini anlatırken, dönemin memuriyet yaşamına, köhne yapısına ait önemli ipuçları da veriyor. Şehirden kasabalara sürüklenirken, ardında birer birer ilkelerini de bırakan genç adam hatalı bir evlilikle korkunç bir sona doğru sürükleniyor.
Acı ve sefaletle dolu ortamdan tesadüfle sadece kızı Zehra’yı kurtarabiliyor. Acımak; aile içi ilişkileri ve sorumluluklarını, adeta ders verir gibi gözler önüne seriyor.
Çok güzel
Öncesinde çalıkuşu kitabını okumuştum çok hoşuma gitmişti. Şimdide acımak kitabını da beğendim ve ilk fırsata okuyacam. tşk ederim
Eşit ağırlık öğrencisiyim kitap okumaya fırsat bulamıyorum o yüzden özetlerine bakıyorum