Niksen – Hollandalıların Hiçbir Şey Yapmama Sanatı – Olga Mecking
Tür: | Kişisel Gelişim |
Yazar: | Olga Mecking |
Yayınlanma Tarihi: | 2021 |
Yayınevi: | Profil Kitap |
Konusu
En basit haliyle Niksen, “hiçbir şey yapmamak” veya “suçluluk duymadan rahatlayabilmek ve ara verebilmek” olarak açıklanabilir. Bu kavramın özünde; bilinçli olarak enerjimizi ve zamanımızı bir amaç veya bitmesi gereken bir görev için harcamamak yatıyor. Bunun yerine, hiçbir şey yapmadan oturup pencereden dışarı bakmak bir Niksen uygulaması olarak sayılır. Bunun tembellik olduğunu bildiğimizi düşünüyorsanız, Hollandalıların da cevabı var 🙂 Bu yaklaşımın can alıcı noktası “bilinçli olmak”. Gün içinde “bilinçli” molalar ile kaygı gibi olumsuz duyguların etkisi azalır ve verimliliğimiz artar.
Niksen – Hollandalıların Hiçbir Şey Yapmama Sanatı Özeti
Flemenkçe’de “niks” kelime anlamı olarak hiçbir şey anlamına gelir ve bir isimdir. “Niksen” ise bu kelimenin fiil halidir ve hiçbir şey yapmamak anlamına gelir. Bu kelime aynı zamanda “hiçbir amaca hizmet etmeden canın ne isterse onu yapmak” anlamını da taşır.
Son yıllarda yoğun iş temposu ve bu yükün getirdiği stress sebebiyle dünyada bununla mücadele etmek amacıyla Zen, Hygge, KonMari gibi pek çok esenlik akımı ortaya çıktı. Bu akımlar kendi felsefeleri içerisinde yeni bir şeyler yapma ya da ekleme şeklinde çözümler bulurken niksen yoğunluğa yeni bir şey eklemek yerine, bir kısmını azaltmamıza yardımcı olur. Yoğunluk hayatımızın yalnızca bir parçasıdır, öte yandan modern dünya bizden aynı zamanda bir yüksek bir performans sunmamızı bekler. Kendimizi olduğumuz haliyle mükemmel bulmayarak yeni arayışlar içerisine gireriz ve bu durum bizim ekstra çaba göstermemize sebep olacak yöntemler getirebilir. Niksen ise daha basit, minimalist bir yaşam tarzına dönük bir arzuya hitap eder.
Hollandalıların hiçbir şey yapmama sanatını hayatımıza entegre edebilirsek daha mutlu, yaratıcı ve daha kolay karar verebilen insanlar haline gelebiliriz. Ayrıca bilimsel olarak hiçbir şey yapmama durumunun beyinde farklı bölgeleri active ederek yaratıcılığı arttırdığı görülmüştür. Hollandalılar da her zaman faydalı olma ihtiyaçları sebebiyle her zaman “niks” halini başaramazlar ancak buna çok önem verirler. Pek çok araştırmacı niksenin internetten önce daha kolay yapılabilen bir durum olduğunu belirtiyor.
Tanınmış bir Hollandalı psikanaliste göre niksen yaparken bile hiçbir şey yapmamamız münkün olamaz. Çünkü hiçbir şey yapmıyorsak fiilen ölü haldeyizdir. Dinlenirken ve uyurken dahi vücudumuz bilincinde dahi olmadığımız sayısız eylem gerçekleştirir. Kalbimiz kan pompalar, sindirim yapılır, hormonlar salgılanır. Bu bizim için pozitif bir durumdur, çünkü bunları bilinçli olarak gerçekleştirmemiz gerekseydi, nefes almayı dahi unutabilirdik. Bu sebeple insan aktif faaliyetinin sürekli olarak gerçekleştiğini söylemek mümkündür. Bir de buna yapmamız gereken koca bir yapılması gerekenler listesi eklediğimizde vücudumuz ve zihnimiz yorgun düşebilir.
Niksen, sadece fiilen bir eylemsizlik hali değildir. Yani televizyon izlediğimizde, telefonumuzdan bir şeylere bakındığımızda niksen yapmış olmayız. Aynı şekilde beynimiz sürekli kaygılı ve düşünceli haldeyse de o anda niksen yapamayız. Yoğun bir çalışmanın ardından molamızda sosyal medyada gezinerek işten uzaklaşmak da niksen anlamına gelmez. Niksen, özünde beynen ve fiziken durgun olmayı gerektirir.
Hollanda, ortalama insan ömrü uzunluğu ve yüksek yaşam kalitesi ile insanların sağlıklı ve mutlu yaşayabildiği bir ülke olmasının yanı sıra sebze ve meyve erişiminde de birinci sıradadır. Bu demek oluyor ki Hollanda’da çok paranız olmasa bile taze ürünlere erişme şansınız yüksektir. Çalışma hayatında hiyerarşi dikine ilerlemez, çalışanlarla yöneticiler arasındaki mesafe daha azdır. Ayrıca Hollanda’da ebeverynlerin çocuk bakımını kolaylaştıracak pek çok devlet desteği vardır. Bu da hem çocukların hem de ebeveynlerin daha mutlu olmasını sağlar. Desteklenmiş insanların kendine ayırabileceği zaman da aynı şekilde artmış olur ve bu insanlar daha fazla “hiçbir şey yapmamaya” zaman ayırabilirler. Tüm Hollandalılar bu görüşü benimsemese de benimsemek isteyen insanlar için üle kültürlerinin buna çok müsait olduğu söylenebilir.
İnsanoğlu her ne kadar çok meşgul yaşamaya adapte olmuş gibi görünse de aslında tembel olmaya programlanmıştır. Bir iş yapacağımız zaman kolay yolunu bulmaya ve işin süresini kısaltmaya uğraşırız. Modern dünyanın getirdikleri ve ilerleyen teknoloji ile beraber aynı süre içerisinde yapabildiğimiz aktivite düzeyinde ciddi bir artış olmuştur. Bu da bizi daha çok iş yapmaya, kendimizi mükemmel olmaya zorlamamıza neden olur. Bu kadar zamansızlık ve yapmamız gerekenler içerisinde “hiçbir şey yapmamak” çok zor bir durum olabilir. Nasıl ki bir toplantı için ajandamızda yer açabiliyorsak “niksen” için de önceden belli bir zaman ayırıp bunu gerçekleştirebiliriz. Üretkenlik baskısıyla sürekli savaşıyorken beynimiz biz hiçbir şey yapmıyor gözüksek bile bir şeyler yapacaktır ve başta niksen yapmak çok zor görünebilir. Bu sebeple gerçekten durgunlaşmak ve dinginleşmek istiyorsak bunu daha bilinçli bir aktivite olarak yapmalı ve bu eylemi hayatımızın geneline adapte edebileceğimiz bir forma sokmalıyız. Örneğin, niksenle birleştirebileceğimiz hobiler ya da sporlar bularak bunu sağlayabiliriz.
Niksen, yapması çok kolay bir şey gibi gözükse de her zaman bunu başarmak o kadar kolay olmayabilir ya da bazen niksen yapmak için doğru bir zamanda olmayabiliriz. Örneğin depresyondaki bir insana hiçbir şey yapmama hali daha iyi gelmeyebilir. Bu durumda öncelikle kişinin önce kendini toparlaması ve profesyonel bir yardım olması daha doğru olabilir. Ayrıca hayatında hiçbir şeyi değiştirmek istemeyen insanlar için de niksen iyi bir çözüm olmayabilir.
Modern dünyada pek çok uyaranın olduğu bir ortamda odaklanma sorunları yaşarken ve sürekli üretme baskısı altında yaşarken yoğun stress yaşarız ve bu da bizi mutsuz eder. Bu sebeple de hep süresiz ve kesintisiz bir mutluluk peşine düşeriz. Aslında mutluluk bir hedef değildir ve bu şekilde büyük ve süresiz mutlulukları yaşamamız da mümkün değildir. Hayatın her zaman inişli ve çıkışlı olduğu dönemleri vardır. Bu yüzden sürekli mutluluk yerine memnuniyet peşinde koşabiliriz. Mutlu olmanın ise tek bir yolu yoktur. Hollandalılar bu konuda pek çok ülke vatandaşından daha iyi konumdalar ve sıradışı bir mutluluk halinde değiller. Bunun sebebi de kendilerine ayıracak vakitleri olması ve kendilerini değerli hissetmesidir.Vaktimizin olması niksen için daha fazla zaman ayırmamızı, niksen yapabilmek de yapmak istediklerimizi, istemediklerimizi ya da hayattan beklentilerimizi daha kolay bir şekilde ayrıştırmamıza ve farkındalık kazanmamıza yarar.
Niksen – Hollandalıların Hiçbir Şey Yapmama Sanatı – Kitap Açıklaması
The New York Times’ta “The Case for Doing Nothing” başlıklı viral olan makalenin yazarı Olga Mecking’den hiçbir şey yapmama sanatı olarak adlandırılan Niksen’e dair eğlenceli ve bilgilendirici bir rehber…
“Hayır, yine mi? Yine bir çeşit akım mı başlıyor?” diye düşünebilirsiniz. “Yine mi mumlar, çeşit çeşit fincanlar ve battaniyeler almak gerekiyor?” Sakin olun! Niksen için ne bir çabaya ne de masrafa gerek var. Kelimenin tam anlamıyla, hiçbir şey yapmıyorsunuz. Hem de bilinçli olarak!
Bugünün dünyasında her boş anımız yararlı bir faaliyetle veya işle geçirilmeli, her zaman yoğun olunmalı! Oysa hiçbir şey yapmadan oturmanın ne zararı var?
Yazar, Hollanda kültüründen yola çıkarak bize Hollandalıların neden yaşamlarından memnun insanlar olduğunu, bunun aslında büyük bir sır olmadığını ve bu kadar meşgul olmayı bırakıp hayatımızın ev, iş gibi önemli alanlarında küçük niksen molaları (Instagram’da takılmak, müzik dinlemek, dinlenmek için koltuğa uzandığımızda akşama ne yemek yapacağım diye düşünmek niksen değildir) vererek uzun vadede daha mutlu, daha yaratıcı ve daha iyi kararlar veren kişiler olabileceğimizi gösteriyor.
(Tanıtım Bülteninden)