Heidi

Heidi – Johanna Spyri

Karakterler

Heidi: Yetim bir kız olan Heidi neşelidir. Konuşkan, hayat dolu, cıvıl cıvıl, herkesi ve her şeyi seven, yaramaz bir kızdır.

Peter: Açgözlü, obur, saf, korkusuz ve becerikli bir çocuk olan peter, Heidi’nin arkadaşı, küçük keçi çobanıdır.

Büyükbaba (Alm Amca): Oğlunun ölümünden sonra iniltiler yüzünden herkesten uzaklaşmış, uzun boylu, güçlü, az konuşan usta bir marangozdur.

Clara: Heidi’nin Frankfurt’taki akrabası olan sakat bir kızdır.

Bay Sesemann: İşi gereği gezilere giden anlayışlı bir adam ve Clara’nın babasıdır.

Bayan Rottenmair: Otoriter, kuralcı, acımasız, zorba olan Kâhya kadındır.

Büyükanne: Çocuklara hikâyeler anlatan, hediyeler alan, onlarla oyun oynayan yaşlı, sevgi dolu, anlayışlı bir kadındır.

Sebastian: Evin uşağıdır.

Konusu

Teyzesi Dete ile büyüyen Heidi, küçük yaşta anne ve babasını kaybetmiştir. Heidi 5 yaşındayken teyzesi onu İsviçre’de bir dağ köyünde yaşayan dedesi Almöhi ile birlikte terk eder. Gözlerden uzak yaşlı ve huysuz biri olarak bilinen Almöhi, marangozluk yaparak ve keçilerinden elde ettiği ürünlerle geçimini sağlar. Başlangıçta Heidi’yi istemeyen dedesi, teyzesi onu terk edince ona bakmak zorunda kalır. Sevimliliği, yaşama sevinci ve tükenmeyen coşkusuyla kısa sürede dedesine kendini sevdirir. Köyde olaylar bu şekilde gelişir.

Heidi Özeti

Alm’ın babası zengin bir çiftçidir. Alm’ın kumar ve içki alışkanlığı nedeniyle çiftlik satılır, annesi ve babası ölür ve kardeşleri başka yerlere gider. Bir süre sonra Alm, küçük oğluyla birlikte kasabasına döner, ancak kimse çocuklarına bakmaz. Alm, oğlu Tobias ile birlikte Dörfli köyüne yerleşir. İyi huylu ve çalışkan bir çocuk olan Tobias, marangozluğu da öğrenir ve Adelheid ile evlenir. Tobias kafasına bir tahta düştüğünde ölür ve karısı Adelheid birkaç ay sonra ölür. Heidi, bu Adelheide ve Tobias’ın kızıdır. Babası ve annesi öldüğünde, Heidi bir yaşında yetim kalır. Teyzesi bir süre baktıktan sonra onu deesine getirip bırakır.

Büyükbaba, torunu Heidi’yi soğuk bir şekilde karşılar. Heidi, büyükbabasının yanına geldiğinde sadece dört ya da beş yaşındadır. Heidi Peter ile tanışır ve hemen Peter ile arkadaş olur. Teyzesi onu dedesiyle bırakıp geri döner. Tavan arasında Heidi için bir yer hazırlarlar. Hedi bu çatı katındaki odada yaşamaya başlar. Sabahları Peter ve keçileri otlatmaya götürür ve her gün yeni bir olayla karşılaşır. Heidi burayı çok seviyor ve her gün kuşları, keçileri ve ormanları öğreniyor. Peter ve köylülerle çok iyi geçinir.

Frankfurt’taki akrabalar okula başlamak için Heidi’yi alır. Dedesi yalnız kaldı. İlk başta, Hedi’ye karşı soğuktu. Dedesi Heidi’yi terk ettiğinde onu ne kadar çok sevdiğini anladı. O yıl Heidi için de çok zor geçmişti, şehirdeki büyük eve kilitlenmişti, bu evdeki kurallar ve cezalar yüzünden çok sıkılmıştı. Heidi şehir hayatına alışmakta zorlanır ve sürekli köyü ve köyde yaptıklarını özler.

Ama teyzesinin kızı Clara ile oldukça iyi anlaşmaktadır. Clara hasta ve engellidir. Bu yüzden tekerlekli sandalyeye bağlı olduğu için de hayata küsmüş durumda olan bir kızdır.  Ama Heidi’nin eve gelmesinden sonra mutlu olmayı öğrenmiş ve hayat bağlanmaya başlamıştır. Heidi, okumayı çabucak sökmüştür. Heidi, sürekli olarak Calara’ya köyü ağaçları, kuşları ormanları Peter’i ve dedesini anlatmaktadır. Heidi arkadaşının iyileşeceğine de inanmakta iyileştirmek için çaba harcamakta, onu mutlu etmek için elinden geleni yapmaktadır.

Ancak evin sorumlusu kadın onlardan sadece ders çalışmalarını ister ve sürekli baskı yapar, onlara kızar ve söylediklerini yapmadıklarında onları cezalandırır. Heidi, Heidi’yi köy kızı olduğu için küçümsüyor. Heidi yaz aylarında büyükbabasıyla birlikte yaşamak için Alpler’e döndü. Peter’a okuma yazma öğretir. Dedesi köydeki evi onarır. Oraya yerleşirler. Kışın köyde okula gider. Clara ile mektuplaşıyor. Calara’nın babası ve büyükannesi de Heidi’yi çok seviyor. Heidi sonunda büyükanne ve kızını köye gelmeye ikna etmeye çalışır. Bu mektuplar üzerine önce köye Clara’nın doktoru gelir. Doktordan sonra Büyükanne ve Clara da köye geldi. Heidi, Clara’yı Peter ile tanıştırdı ve birlikte oynamaya başladılar. Yürüyemeyen Clara çok mutludur. Üçü köyün etrafında yürüyor ve ağaçların arasında oynuyor. Heidi amacından vazgeçmez ve arkadaşının yürümesi için her yolu dener. Sonunda amacına ulaşır.

Bu oyunlardan sonra Clara, dedesinin de yardımıyla ayaklarını hareket ettirerek yere vurmaya başlar. Yere çarpar, doğrulur ve bir süre sonra yürümeye başlar. Calara’yı işleten doğal çevre, sağlıklı beslenme, Hedi’nin her şeyden önce inancı ve derin sevgisi olmuştur.

Heidi – Kitap Açıklaması

Teyzesi Heidi’yi büyükbabasına bıraktığında, küçük kız kendisini nasıl bir yaşantının beklediğinden habersizdir. Ama dağlarda çiçekler, keçiler, Peter ve büyükbabasıyla öyle mutludur ki, teyzesi geri gelip onu Frankfurt’a götürdüğünde hastalanır. Tekerlekli sandalyeye mahkûm olan arkadaşı Clara’yı yalnız bırakmak istemese de, dağlar Heidi’nin burnunda tütmektedir.

(Tanıtım Bülteninden)

Sosyal Medyada Paylaş