Sadık Bey – Pınar Kür
Karakterler
Sadık Bey; Bir şirketin muhasebe bölümünde yönetici olarak çalışan, boşanmış bir adamdır. Bir kız çocuk ve bir torun sahibidir. Patronu, lise yıllarından çok yakın bir arkadaşı Ertuğrul’dur.
Ertuğrul: Gençliğinden bu yana beraber zaman geçirdiği Sadık Bey’in arkadaşıdır. Çapkın ve kızların peşinden koşmayı seven bir karakterdir.
Nuriye: Sadık Bey’in anlaşamayıp boşandığı eşidir.
Nurcan: Sadık’ın kızıdır. Sürekli oğlu Caner’in hastalığını bahane ederek babasından para ister.
Caner: Sadık Bey’in torunudur.
Konusu
Romanda Sadık ve Ertuğrul adında iki arkadaşın dostluğunun son dönemleri anlatılmaktadır.
Roman, kahraman bakış açısıyla yazılmış olup sadece bir bölümünde geçmişe dönmekte, orada da ikisinin arasındaki dostluğun ilk günleri konu edinmektedir.
Sadık Bey Özeti
Sadık’ın babası öğretmen, annesi hemşiredir. Belli bir düzeyde yaşayabilecekleri bir yaşam standardına sahiptirler. Sadık’ın üniversite ile ilgili hayali Paris’e giderek orada kendini tiyatro alanında geliştirmek ve bu alanda yoluna devam etmektir. Ancak ailesinin hayalini gerçekleştirecek maddi gücü yoktur. Çoğu, boş rüyalarda yüzüyormuş gibi hisseder. Sadık, ülkedeki en iyi üniversitede ekonomi bölümünü kazanır. Sonra babası ona, oğlum güzel bir üniversitenin ekonomi bölümünü kazandığını söyler. Sadık’ın üniversite ortamı oldukça karmaşıktır. Özellikle yaşadığı dönem, siyasi olayların çokça yaşandığı bir döneme denk gelmektedir. Bunun da ötesinde, üniversitesi, siyasi olaylarla karışan ve derslerin işlenmesinin çoğu zaman mümkün olmadığı bir ortamda okuluna devam eder. Sadık’ın ortaokuldan beri birlikte olduğu bir arkadaşı vardır. Adı Ertuğrul’dur. Ertuğrul, fırlama bir tiptir. Aklı etrafta dolaşır ve kızlarla takılmanın peşinde. Bu, Sadık’ı kızlarla takılmaya iter ama Sadık onun gibi değildir, saf bir yanı vardır. Bir gün bu iki arkadaş oturup Semiramis adında bir kızla sohbet ederler. Her iki arkadaş da bu kıza âşık olur. Ancak Ertuğrul, her zamanki gibi uyanık olduğu için kızı Sadık’a kaptırmaz. Kız ayrıca ilginç bir şekilde ikili oynar. Ertuğrul’la güya sevgilidir ama bazı faaliyetlere gittiklerinde Sadık’a yakınlaşır. Semiramis, tiyatro etkinliklerine çok ilgi duyan, iç içe bir kızdır. Sadık’la ortak noktaları bu, birbirlerine yaklaşmalarını kolaylaştırır. Ertuğrul, önce Semiramis’in tiyatro etkinliklerine gider, sonraki günlerde ise çıkışta onu almaya gelir. Bu durumda Sadık tiyatro gösterilerine hem tiyatroyu sevdiği için hem de tanıştığı ilk günlerden beri Semiramis’e ilgi duyduğu için katılır. Zaman zaman tiyatro oyunlarında yer alır. Böylece ikisi arasında bir yakınlaşma meydana gelir. Bir gün Semiramis’in önemli bir tiyatro oyunu vardır. Ertuğrul ve Sadık da bu gösteriye gelecekler. Ancak bu özel güne sadece Sadık katılır. Bu durum Sadık ve Semiramis’in ilişkisini gerçek anlamda ortaya koymaktadır.
Oyundan sonra eğlence mekânına giderler. Orada eğlenirken buna dayanamazlar ve yakınlaşıp öpüşürler. Aşklarının kıvılcımı burada oluşur. O günün sonunda Sadık, Semiramis’in evinden ayrılır. Eve geldiğinde ise aklından bir şey gelmez. Ertuğrul’a ihanet ettiği için de pişmandır. Sabah Ertuğrul, Sadık’ın tepesinde onu uyandırmaya çalışır. Kızın başına gelenleri itiraf ettiğini, kızla olan ilişkisinden beri her şeyin farkında olduğunu, bu kareyi ona bilerek bıraktığını söyler. Kızı al, baş aşağı kullan, beni ilgilendirmez der. Sadık bu duruma şok olur ve farklı duygular hisseder. Semiramis ile olan ilişkileri sevgili boyutuna bürünür. Birlikte Paris’e giderler. Daha sonra Sadık, Semiramis’in yanında âşık hissederek memleketine döner. Memleketine döndüğünde Ertuğrul’un şirketinde muhasebeci olarak çalışmaya başlar. Burada Nuriye adında bir kadınla tanışır. Kadın kendi kendine hamile kalır ve evlenmek zorundadır. Karısı belli bir süre sonra ölür. Tek başına yaşamaya başlar. Bu süreçte Ertuğrul, Sadık’a şirket çalışanı Perim adında bir bayanla gizli bir görev verir. Sadık dosyaları incelediğinde sıkılır. İşin aslı şu ki, eski çalışanların birçoğu tazminatlarını ve işten çıkarılmalarını gösteren belgelerle karşı karşıya. Bu seni rahatsız ediyor. Ertuğrul’un bunu yanlış yaptığını anlar. Eski çalışanlardan Feridun adında bir adamı arar ve onunla bir şey konuşmak istediğini söyler. Feridun bu haberi Ertuğrul’a getirir. Sadık her şeyi toplar ve Ertuğrul tarafından acilen odasına çağrılır. Sadık panikledi ve yönetim katına çıktı. Ertuğrul, “Sadık’a hakaret edip beni ispiyonlaman yetmez mi?” diye bağırıyor. Bunun üzerine Perim adlı bir kadını odaya davet eder ve ona Sadık’ın tacizini anlatır ve yüzüne vurur. Bu durumlardan dolayı işinden atılır. Sadık, başına gelenlere şaşırarak evine gider. Üç gün sonra evinde ölü bulunur.
Sadık Bey – Kitap Açıklaması
Sadık Bey, ellili yaşların sonlarında, büyük bir şirketin küçük hissedarı, boşanmış, bir kız çocuk ve bir torun sahibi…
Sadık Bey ertelediklerinin yerine koyduklarıyla yaşıyor ve özellikle anılması gereken bir sorunu da yok. Enikonu yolunda bir yaşam.
Ama Sadık Bey bir gün, değişirken farkına bile varmadığı şeyleri kurcalamaya kalkıyor…
Usta yazar Pınar Kür son kitabı Sadık Bey’le okurlarına sadece bir roman değil, her gün çeşitli benzerleriyle karşılaştıkları orta halli, orta sınıflı ve orta yaşlı efendi insanların karanlık dünyalarını da sunuyor.
“Merdivenleri ağır ağır çıkıyordu. Ve şiiri kendi kendine mırıldanıyordu: Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden… Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak… OLMAYACAK… Ve bir zaman bakacaksın semaya ağlayarak. Başını kaldırıp yukarı baktı. Yaşadığı apartmanın dar merdivenlerinin tepesinde sema falan yoktu – ya da işte görünmüyordu. Şiirin gerisini hatırlayamadı. Epey uzun sürdü beşinci kata varması. Daireyi gençliğinde alıyorsun, merdiven, yokuş gibi şeyleri tehditkâr bulmadığın yıllarda… Sonra günü geldiğinde… Soluk soluğa kalıyorsun.”
(Tanıtım Bülteninden)