Gödeli Mehmet – Memduh Şevket Esendal
Tür: | Hikayeler |
Yazar: | Memduh Şevket Esendal |
Yayınlanma Tarihi: | 2007 |
Yayınevi: | Bilgi Yayınevi |
Karakterler
Gödeli Mehmet: Gururlu, sessiz sakin bir insandır. Çocukları ve mutlu bir evliliği vardır.
Gödeli Hüseyin: Mehmet’in babasıdır. Beraberce Mavnada çalışırlar. Babadan kalma yağ kapan’ında bir gedikleri vardır.
Konusu
Mavnacılıkla uğraşan bir geç ve babasının yaşam kavgası, bu sırada başına gelen olaylar konu edinmiştir.
Gödeli Mehmet Özeti
Serin bir sonbahar akşamı eski köprüyü geçerken, korkuluğun kenarında toplanmış bir kalabalık görür. Kalabalık mavnaları izler. Mavnacılar ise, öne arkaya eğilerek ve birbirlerine bağırarak, kancalarıyla dışarı çıkmaya çalışırlar. Ancak şirket vapurları bir yandan iskeleye yanaşmaya çalışırken diğer yandan akıntı onları engeller. Onların bu durumu her gün görülmektedir. Bu adamlar denizlerle, rüzgârlarla ve insanlarla boğuşur. Orada bu adamları izleyen ve onları izlerken ağlayan yaşlı adama gözü takılır. Yaşlı adam, doğrudan üzerine düşecek bir genci uyarır. Yaşlı adama neden ağladığını sorar. Yaşlı adam gözlerini silerek cevap verir.
-Bir oğlum vardı, burada öldü.
-Oğlun boğuldu mu?
-Hayır.
-Kurtuldu ama bir kaza geçirdi. Burada mavna yapardı. Sessiz, akıllı bir çocuktu. Karısını çok sever ve çocuklarına iyi bakardı. Bir gün Yunan bir kaptanla tartıştı.
Adam çocukla uzun süre ilgilenir. Sonunda mavnamızı batırdı der. Bunun üzerine çocuk atlar ve Yunanlıyı öldürür. 15 yıl hüküm giyer. Hapse girdikten sonra çok mücadele eder, ama kurtaramaz. Sonra ölür. Bu acıya dayanamayan ve içki içen eşi de hayatını kaybeder. Artık yetimlere ben bakacağım, der. Hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığını, insanların sadece kendi çıkarlarını düşündüklerini söyler. Kendilerine Gödeli Hüseyin, oğlu Gödelinin Mehmet derler. Şu anda hiçbir mavnacı Gödelinin Mehmet’in hikâyesini bilmez ama o mavnacılara baktıkça hatırlar. Mehmet’i unutmaz, yetim çocukları, dulları görür ve üzülür.
Gödeli Mehmet – Kitap Açıklaması
“Memduh Şevket Esendal, dilin arılaşmasında, halk diline yaklaşmasında büyük katkıları olmuş bir yazarımızdır. Görevleri gereği, en yüksek oranlara ulaştığı halde, daha çok küçük insanların, küçük olayların öykülerini yazmıştır” diyen Muzaffer Hacıhasanoğlu (Somut, 8.4.1983), MŞE’nin insanı yücelten sevgisini, kişiliğini, dünya görüşünü özetlemiştir bir tümceyle.
Tarık Dursun K. ise, “Her şey onun hikâyesinde bir dilimdir, bir yaşam kesitidir. Bunu allayıp pullamaz, süsleyip püslemez, olduğu gibi aktarır okura” derken, geride yüzlerce öyküyle birkaç roman bırakan MŞE’nin özlü ve yalın anlatım biçimini dile getirmektedir. Gerçekten de MŞE, yazınımızda özel yeri olan bir ustadır. Ancak ölümünden sonra gereken ilgiyi görmemiştir, birkaç kitabıyla anımsanır hala…