Yusuf Atılgan Sözleri
Çoğu insanlar gibi düşünmeden konuşsaydım kimse bir şey demeyecekti; ama ben düşündüğümü söylemeye kalktım.
Her şeyi birden görmeye kalkarsak hiçbir şey göremeyiz.
Bir gün sana dünyada katlanılacak tek şeyin sevgi olduğunu öğreteceğim.
Dünyada gereğinden çok kadın vardı ama yalnız bir teki yoktu.
Her şeyi birden görmeye kalkarsak hiçbir şey göremeyiz.
Bugünkü benim son aldanışım olmayacak. İnsanlara güveniyorum.
Dünyada hepimiz sallantılı, korkuluksuz bir köprüde yürür gibiyiz. Tutunacak bir şey olmadı mı insan yuvarlanır.
Ben, toplumdaki değerlerin ikiyüzlülüğünü, sahteliğini, gülünçlüğünü göreli beri, gülünç olmayan tek tutamağı arıyorum: Gerçek sevgiyi!
İnsan geçmiş bir olayı kafasından kazıyıp attığını sanıyor. Değil. Tortuya benzer bir kalıntı var.
Acelem yok benim, biliyorsun. Bir gün sana dünyada dayanılacak tek şeyin sevgi olduğunu öğreteceğim.
İnsanları yalan söyledikleri zaman dinlemeyi severim. Olmak istedikleri, olamadıkları kişiyi anlatırlar.
Kadınların neden evlendiklerini anlıyorum: Yalnız kalabilmek için.
Bazen, görünür bir sebep olmadan, insana önünden geçtiği yapı, bir sokak köşesi, üstünde oturduğu sandalye hayatında önemli bir yer tutacakmış gibi gelir.
İnsanların kaçınılmaz ikiyüzlülüğünü görüyordum. Bir gazozluk dostluklar! Herkes tren yolculuğundaki süreksiz tanışıklıkla yetinir gibiydi.
Yusuf Atılgan Alıntıları
Aylak Adam
Birden kaldırımlardan taşan kalabalıkta onun da olabileceği aklıma geldi.
Acelem yok benim, biliyorsun. Bir gün sana dünyada dayanılacak tek şeyin sevgi olduğunu öğreteceğim.
Ben, toplumdaki değerlerin ikiyüzlülüğünü, sahteliğini, gülünçlüğünü göreli beri, gülünç olmayan tek tutamağı arıyorum.
Kelimelere herkes kendine göre bir anlam, bir değer veriyor galiba. Bu değerler aynı olmadıkça iki kişi ayrı dili konuşuyorlarmış gibi olmuyor mu?
Yoksa her şey ben olmadığım zaman, benim olmadığım yerlerde mi oluyordu?
Bir gün sana dünyada katlanılacak tek şeyin sevgi olduğunu öğreteceğim.
Sustu. Konuşmak gereksizdi. Bundan sonra kimseye ondan söz etmeyecekti. Biliyordu; anlamazlardı.
Bence insanın adı onunla en az ilgili olan yanıdır. Doğar doğmaz, o bilmeden başkaları veriyor. Ama yapışıp kalıyor ona. Onsuz olamıyor…
Belki de insanlar kendi kendilerine düşünmek, hayaller kurmak için yeteri kadar yalnız kalamadıklarından anlayışsız oluyorlardı.
Dünyada gereğinden çok kadın vardı; ama yalnız bir teki yoktu…
Ağaç dalındaki, gövdeden ayrılma eğilimini fark ettin mi bilmem? Hep öteye öteye uzar. Gövdenin toprağa kök salmış rahatlığından bir kaçıştır bu. Özgürlüğe susamışlıktır.
İnsanları yalan söylediklerinde dinlemeyi severim. Çünkü olmak istedikleri ama olamadıkları insanları anlatırlar…
Dünyada hepimiz sallantılı, korkuluksuz bir köprüde yürür gibiyiz. Tutunacak bir şey olmadı mı insan yuvarlanır. Tramvaylardaki tutamaklar gibi. Uzanır tutunurlar. Kimi zenginliğine tutunur; kimi müdürlüğüne; kimi işine, sanatına. Çocuklarına tutunanlar vardır. Herkes kendi tutamağının en iyi, en yüksek olduğuna inanır. Gülünçlüğünü fark etmez.
Anayurt Oteli
Ana madde: Anayurt Oteli
İstemeden kirleniyor insan.
Ne çok yalan söyleniyordu yeryüzünde; Sözle, yazıyla, resimle ya da susarak!
Bütün Öyküleri
Geçen ay kullandığı üç bombadan en etkilisi Devrim Kitabevi’ne attığı olmuştu. Dükkan harap olmuş; kitapçı ile bir alıcı ölmüş, birisi de yaralanmıştı. “Devrim Kitabeviymiş! Adından belli değil mi komünist yuvası olduğu? Alışveriş edenler de öyledir. Kökünü kazımalı bunların.”
Yusuf Atılgan’ın Hayatı ve Eserlerine Bakmanızı Öneririz.
Sayfamızda Yusuf Atılgan’ın hayatı ve eserleri yer alır.