Yolda – Jack Kerouac
Tür: | Roman |
Yazar: | Jack Kerouac |
Yayınlanma Tarihi: | 1957 |
Yayınevi: | Siren Yayınları |
Konusu
Çoğunluğu gerçek hayata dayanan büyük ölçüde otobiyografik roman, Kerouac ve arkadaşlarının yüzyılın ortalarında Amerika Birleşik Devletleri’ni gezerek yaptıkları yolculukları ve daha sonra Beat Kuşağı olarak tanınacak olan yakın arkadaş çevresini konu ediniyor.
Yolda Özeti
Neal Cassady ve Jack Kerouac’ın çılgın dostluklarına ve diğer arkadaşlarının da katılımıyla Frisco, Denver’daki sayısız maceralarının ve yolculuklarının karşı konulmaz çağrısına tanık oluyoruz. Doğu’dan Batı’ya olan yolculuğu anlatır. Bir kıvılcımla ateşlenen ikili, bir kamyon şoförünün yolculuğuna katılır ve kendilerini Des Moines’de bulurlar. On beş garip saniye boyunca kim olduğumu bilemedim. Korkmuyordum, başka biriydim, sadece bir yabancıydım, tüm hayatım bir hayaletin hayatı gibiydi… Şimdi yeni bir hayat başladı. Bazen kaçırdıysam, tepelerden atlamak, hayal bile edilemeyenlerden kaçınarak birdenbire önüme çıkan kalabalık meydanların üzerinden atlamak” cümlesinde çocuğun özgürlüğüydü. Sonra Omaha’da hayatının ilk kovboyunu görür ve Missouri Nehri’nin binlerce yılda oluşturduğu yüksek tepeye tırmanmışlardı.
Karakter, arkadaşlarını görmek için Denver’a gitmeye karar vermiş ve dağlara bakmak için onlara en yakın yolu seçmiş ve o yöne doğru otostop çekmeye başlamış. Arkadaşı Hal’i Denver’da bulmak ilk işiydi. Hal ile tanışırken sormak istediği tek soru Neal’ın nerede olduğudur ancak Hal, Neal ile olan arkadaşlığını kesmiştir. Neal’ı kız arkadaşı Carolyn ile bulur ve geceye birlikte dalarlar. Kızlarla ve alkolle geçen bir gecenin ardından Jack yeniden Doğu’ya doğru yola çıkar. Kendini çadırda yaşayan, pamuk toplayan, yorulunca yere yaslanan ve kuşların şarkısını dinleyen bir aileyle bulur. Orada çiftliğin genç kızlarından biri olan Bea ile aşk dolu geceler geçirir, ancak Meksikalılara yapılanları duyunca uzaklaşmaya karar verir. Açlıktan ölürken Pennsylvania’ya giden bir adamın arabasına biner. Eve döndüğünde annesinin acıyan bakışlarıyla karşılaşır. Gerçekten de çok zayıftır. Neal, o gelmeden iki gün önce kasabayı terk etmiştir. Onu bir buçuk yıl sonra ilk kez gördü. Jack kitabını bitirmiş ve hatta üniversiteye bile başlamıştır. Neal’ı gördüğünde her şeyin yeniden başlayacağını bilmez.
Kuzey Carolina’ya giderken Neal ve Jack tanrı hakkında bir sohbet başlar. “…İkimiz de senin ve benim Tanrı’nın var olduğunu nasıl bildiğimizi açıklamaya vaktim olmayacağının farkındayız.” Yine Kızılderililer, yeni yerler, sınırlar, insanlar içeren yolculuktan sonra evlerine dönerler. Neal, Diane ile evlenmek için ikinci bebeğine hamile olan Carolyn ile boşanmak için pazarlık eder. Neal artık dört çocuk babasıydı ve metalsizdir. Jack, son parasıyla her şeyi bırakıp Meksika’ya gitmeye karar verir ve tabii ki Neal da ona katılır. Gecenin bir yarısı tropikal bir kavşakta Jack bir arabanın çatısında yatar. Hava hayatında ilk kez ona dokunan, okşayan, donduran, terleten bir şey değildir.
Roman New York’ta biter. Dean, Sal’ı görmek ve ona katılmaya ve kız arkadaşıyla San Francisco’ya taşınmaya ikna etmek için New York’a gelir. Ancak taşınma planları işe yaramaz ve Dean tek başına Batı’ya döner.
Kitabının Oluşumu
Romanın malzemesi yıllar içinde Kerouac’ın 1947’den itibaren yaptığı seyahatler sırasında sürekli not aldığı küçük defterlerde birikse de, bunlar ancak 1951’in yoğun üç haftasında bir yenilik olarak ortaya çıkar. Bu süre zarfında, Kerouac, daha sonra sıklıkla tanımladığı gibi, “kağıt parçalarını uçtan uca birleştirerek yaptığı 36 fit’lik bir ruloya, neredeyse bir oturuşta sürekli yazarak” kitabı bitirir. Metin, 1957’de yayınlanmadan önceki yıllarda, Kerouac’ın gerekli gördüğü birçok değişikliğe uğrar, ancak yayıncının ısrarı üzerine, o zamanlar pornografik kabul edilen kısımlar kaldırıldı ve gerçek isimler değiştirilir. 2007’de Viking Press, kitabın 50. yıldönümü vesilesiyle orijinal metnin biraz değiştirilmiş bir versiyonunu Yolda yayınlanır.
Yolda – Kitap Açıklaması
Amerikan edebiyatının devi Jack Kerouac’tan, Beat Kuşağı destanını yazan kitap: Yolda.
Kafaları dumanlıydı, hayatın sillesini yemişlerdi belki, iflah olmaz hayalperestlerdi… Yaşam yazılacak bir şiirdi onlar için ve beklemezdi.
Gökyüzü bunca geniş, hayat bunca kısa, hayaller bunca sonsuzken yol özgürlüktü. Yol dostluktu, maceraydı; sonsuz olasılığın toplamı, yaşamın kaynağıydı. Yolun sonunda aşk vardı, söz vardı, ses vardı; başlangıçlar hep şen, hep heyecanlıydı. Hızla giden bir arabanın dikiz aynasına yansıyordu hayatın anlamı, öyle bir şey varsa tabii; tan kızıllığında, gecenin bağrında, bir dostun yanı başında. Hareket halinde olan için ölüm yoktu, tasa yoktu; devinim vardı sadece, dünyayı berraklaştıran, yaşamı anlamlı kılan. Yıldızların altında, hızla giden arabaların arka koltuklarında, kaçak atlanan tren vagonlarında, çadırlarda, barakalarda, uzak diyarlarda kutsal yaşam vardı ve yüreklerindeki coşkuyu daracık bir dünyaya sığdıramayanlar, yollarda şahlandı. Nereye olursa…
Bir caz melodisi gibi kıvrak ve neşeli, bir esrimeydi hayatın kendisi, tıpkı bir düş gibi ve tüm gerçekler, hızla giden bir aracın tekerleklerini öpen asfalt misali önlerine serili verdi.
Jack Kerouac, bir döneme damga vuran Yolda’da kendi hikâyesini anlatıyor. Sansürsüz, yalansız, olduğu gibi. Belge niteliğinde bir roman, aynı zamanda bir şarkı bu belki de; özgürlüğün, arayışın, dostluğun, kayıp babaların ve küskün oğulların, onulmaz yaşam hasretinin şarkısı.
Yaşama ve aşka saygıyla: Yolda!
(Tanıtım Bülteninden)