Cengiz Han’a Küsen Bulut – Cengiz Aytmatov
Tür: | Roman |
Yazar: | Cengiz Aytmatov |
Yayınlanma Tarihi: | 2020 |
Yayınevi: | Ötüken Neşriyat |
Karakterler
Abutalib Kuttubayev: Savaşta esir düşmüş, kurtulmuş ama kendi memleketinde düşüncelerinden dolayı mahkûm olmuş bir öğretmen.
Tansıkbayev: Stalin rejimine yaranmak ve kendi mevkiini yükseltmek için suçlayacak kişiler arayan bir sorgu yargıcı.
Altın: Çin’de savaş esiri alınmış sadık ve vefakâr köle bir kadındır.
Konusu
Bu efsane, Sarı-Özek’ten geçerken Avrupa’yı fethedecek olan Cengiz Han’ın ordu konvoyundaki iki aşığın trajik ve duygusal hikâyesidir. Kitapta hem güzel bir aşk hikâyesi hem de bireyin mutlak güç karşısındaki yeri gibi evrensel bir konu işleniyor.
Cengiz Han’a Küsen Bulut Özeti
Cengiz Aytmatov’un bu eşsiz eseri herkesin bildiği dizelerle başlar.
(Bu yerlerde trenler doğudan batıya, batıdan doğuya gider gelir… Gider gelirdi…)
Güneş, karısının döneceği günün ümidini taşırken, bir yandan da “Mankurt” ve “Sarı Özek Kurbanları” yazıları nedeniyle kahramanımıza yüksek ışıkla işkence etmektedir. Gözlerini güçlükle açabilen Abutalip, düşünceleri, toplumu zehirleme girişimi ve casusluğuyla Tansikbayev’in Kudretli Tanrısı’na yüksek makam için kurban edilir. Ancak suçlamalarının ve bu sorgulamanın dilediği gibi bitmesi için işkence onun kullanabileceği şekilde ilerler, ancak sonuç için farklı yollara başvurmasını gerektirir. Abutalip’in yazılarının daha fazla ilgi görmesi ve tanıtımının daha da artması için “Sarı Özek Kurbanları” dosyasını okumaya başlar.
Cengiz Han bir sefere çıktığında, gücünü temsil eden bir bulutun ona eşlik edeceğini söyler. Cengiz Han buna inanmaz. Buna inanmasa da sefer sırasında bir bulutun onu takip ettiğini fark eder. Kitap adını bu buluttan alır. Cengiz Han’ın kudretinin simgesi olan bu güç, Cengiz Han’ın gücüne olan güvenini ve hırsını artırmaktadır. Yolda kadınların doğumunu yavaşlatacağını düşündüğü için kadınların doğumunu yasaklar. Cengiz Han’ın komutanlarından biri ejderhalarını çalıştıran bir kadına âşık olur. Bu, çocuğunun doğumundan sonra Cengiz Han’a teslim edilir. Cengiz Han bunu öğrenince askerlerine bugüne kadar nasıl bilmediğini sorar. Kadın için idam edilecekken komutan çıkar. Sevginin gücü, komutanın dizlerinin altında başlarını sallayarak tüm askerlerinin önünde gösterilir. Cengiz Han’ın üzerindeki bulut onu terk eder. Cengiz Han’ın seferlerine çocuklarını ve torunlarını bırakarak memleketine döndüğü ve öldüğü rivayet edilir.
Kuşkusuz toplum önünde yasak aşktan ziyade kuralların çiğnenmemesi gerektiğini kanla yazan sağlam bir gücün bilyesini insan etiyle pekiştirmek için iğneleyen bir hikâyedir. Babasının ilk başta çıkmaması ve Cengiz Han’ın Börte’ye sarıldığında tütün kokan bir adamın hissi, onun hafızasını ve ona olan sevgisinin gücünü gösterecektir. Bu sevginin gücü, yerini aynı güçte bir şüpheye bırakacaktır.
Abutalip, sorgu ilerledikçe dosyayı oluşturur. Hükümlü trenle sevk edilmeye başlanır. Abutalip ise tren geçerken son kez ailesini görmek ister. Abutalip’in suçlamaları kabul etmesi ve istediği terfiyi alması için anlayış göstermeye çalışır. Sorgu bu haldeyken Abutalip için güneş battı ama daha çok umudun öldürücü gücü bir nevi kabule yol açar. Rejimin keskin törpüsü karşısında yıkılması gereken şey bir merdivenden başka bir şey değildir.
Abutalip teslim edildikten sonra okuyucuları tahmin edilemez bir seçimle karşı karşıya bırakır. İnsan, yüce aşkları ölümle taçlandıran bir güç için önemsiz bir tahıl tanesidir. Hükümetlerin göremediği şey ise tıpkı kan gibi toprağa karıştıktan sonra katlanarak artmasıdır. Börte’nin kaçırılması bir Cengiz Han’ı gündeme getirse de Sarı Özek Kurbanlarının çocukları da geride bir efsane bırakır.
Cengiz Han’a Küsen Bulut – Kitap Açıklaması
Gün Olur Asra Bedel içerisinde yer alabilecek ancak Sovyet Rusya’nın dağılmasından sonra yayınlanabilen Stalinizmin ve totaliterliğin güçlü bir eleştirisi…
“Devletin çıkarlarından daha önemli ne olabilirdi? Bazıları insan hayatının önemli olduğunu sanıyorlardı… Ne laf ya! Devlet bir sobadır ve yakıtı da yalnız insandır. Yakılacak insan olmazsa soba söner. Sönen, yanmayan sobanın da hiçbir yararı yoktur. Ama öte yandan bu insanlar devlet olmadan yaşayamazlar: Sobayı tutuşturan, yakan onlardır. Sobayı yanar tutmakla görevli olanlar da ona yakıt temin etmeliydiler. Her şey buna bağlı.”
Çok kısa olmuş teşekkür ederim