Çador

Çador – Murathan Mungan 

Tür:Roman
Yazar:Murathan Mungan 
Yayınlanma Tarihi:2004
Yayınevi:Metis Yayınları
Karakterler

Akhbar: Ülkesinden çalışmak için ayrılmış, fakat geri döndüğünde arkasında bıraktıklarını bulamamış genç bir adamdır. Ailesini, kişiliğini, özgürlüğünü, yaşanmışlıklarını kaybeder.

Salah: Akbar’ın çocukluk arkadaşıdır. Savaş başladıktan sonra ailesiyle birlikte güneye göç eder ve bu sayede ailesini de savaştan kurtarır.

Konusu

Yazarın bu eserinde Ortadoğu coğrafyasının bugününe ve geçmişine ait savaşların yarattığı kaos ortamını konu edinilmiş. Baskıcı rejimlerin kişiler üzerinde kurduğu otoriteyle onları sindirip, kişiliksiz müritlere dönüştürdüğünü savunur. Bireyler hakları ellerinden alındıkça her şeyi itirazsız kabul eden edilgen bir toplum haline dönüşüyorlardır. İnsanları saran korku onların bir süre sonra etkisiz olmalarını sağlamıştır. Yazar, romanın ana karakteri Akhbar’ ın ailesini arayışının arkasında kendi kimliğini, insan olarak var olma çabasının verdiği varoluşsal kavgayı anlatmaktadır. Akhbar savaş sonrası döndüğü ülkesinde çocukluğunu, ailesiyle olan anılarını, sevgilisiyle kurduğu hayallerini arayacak fakat savaşın yok ettiği kuru ve ölü bir toprak dışında bir şey bulamayacaktır. Ülkesinde kadının varlığı, bir örtünün altına saklanarak yok sayılmış, sevdiklerini hatırlatacak imgelerde beraberinde yok olmuştur. Distopik gibi nitelendirilebilecek bu roman hayatın gerçekleriyle örülmüş etkili bir eserdir.

“Doğuda her şey usul usul birikir ve ansızın olurdu.”

Çador Özeti

Yazarın 2004’te yayımladığı roman Ortadoğu coğrafyasını çok iyi analiz eder ve dili ile akıcı bir tempoya sahip bir eserdir.

Romanın ana karakteri Akhbar, çalışmak için ülkesinden ayrılmış bir genç. Çalışmaya başladıktan sonra kendisine tek kişilik bir hayat kurar ve başlarda ailesi ve sevgilisiyle iletişim halindeyken daha sonraları bu giderek azalır ve tamamen kesilir. Ülkesinde çıkan savaş ve rejim değişikliğinden korkarak geri dönmeyi erteler. O dışarıdayken ülkesinde olup bitenleri öğrendikçe endişeleri de artar. Zamanla rejimin yumuşadığı, baskının hafiflediği haberleri cesaretlendirir ve ülkesine geri döner. Savaşa bizzat şahit olmamasına rağmen sınır kapısında gördüğü manzara ile dehşete kapılır. Eskiden güvenle yürüdüğü yollar, elektrikli tel örgülerle, hendeklerle, mayınlarla, gözetleme kuleleriyle dolmuştur. Kolluk kuvvetleri rüşveti, adam kayırmayı, kendilerine hak gördükleri her ne varsa bunu devletin “adına” yapmaktadırlar.

Akhbar yaşadığı şehre geldiğinde içini tanıdık bir huzur kaplasa da ailesini aradığı yerde bulamaz. Onları tanıyabilecek hemen herkese sorar fakat aradan uzun yıllar geçmiş, savaş çıkmış, can kayıpları ve göçler olmuştur. Değişen rejimle “suret” yasağı katı kurallarla genişletilmiş, tek gösterenin tanrı olduğu düşüncesiyle, insanın gösterdikleri görmek istemeyen bir yönetim oluşmuştur. Kadınlara zorla burka giydirilmiş, görüntüleri ve sesleri yasaklanmıştır. Akhbar tanıdık bir yüz aradıkça sadece bir örtüyle karşılaşır ki buna bakması bile yasaktır. Haftalar süren araştırmalarından sonra kardeşinin şehit olduğunu, ablasının ise oğlunun “İslam’ın Askerleri” tarafından öldürüldükten sonra göç ettiğini, annesinin ise kendi isteği dışında evlendirildiğini öğrenir.  Öğrendikleri bir duyumun ötesine gitmez, onların gittikleri yerler ile ilgili en ufakbir bilgiye ulaşamaz. Sokak sokak, ailesini ve geçmişinden küçük bir hatırayı arayan Akhbar, çocukluk arkadaşı Selah’la karşılaşır. Selah, ona ailesinin başına gelenleri anlatır. Hayatta olduğunu öğrendiği annesini ve kız kardeşini aramadık yer bırakmaz. Tıpkı çador giyen kadınlar gibi görünmez olmuşlardır. Akhbar’ın ailesini bulma çabası, yerini dağılmış hayatları gözlemlemeye bırakır. Artık onunda var oluşunun bir anlamı kalmamıştır. O da burka giyerek, görünmez olmak ister. Ülkesine gelirken sınır kapısında ailesini kaybeden bir meczup gibi dolaşmaktadır artık.

 Çador – Kitap Açıklaması

“Tek başına kalan bir insanın kapladığı o güçsüz yeri kaplamaya çalışıyorum. Varlığım bir toz bulutu, daha sert bir rüzgârda tozanlarına ayrışarak dağılıp gidecek bir toz bulutu. Benim kalıbımda bir boşluk bu. Sıcağın, şehrin ve çölün ortasında zamansızmış gibi duran bir boşluk.”

Like
Love
Care
Haha
Wow
Sad
Angry
Nurhayat Akbulut
Nurhayat Akbulut
İyi kitap okumak geçmiş yüzyılların en iyi insanlarıyla sohbet etmek gibidir.

BENZER KONULAR

YORUMLAR

Abone ol
Bildir
guest
0 Yorum
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları görüntüleyin

Sosyal Medya

788BeğenenlerBeğen
4,122TakipçilerTakip Et
21TakipçilerTakip Et
22TakipçilerTakip Et
55AboneAbone Ol

Günün Kitabı

Editör Seçimleri

Popüler Konular

Son Konular