Orhan Pamuk Sözleri
Herkes artık kendisi gibi olsun ve kimsenin de hikâye anlatmasına gerek kalmasın!
Öğrenirsem acımın artmasından korkuyordum, ama hiçbir şey öğrenememek de korkunçtu.
Anlamıyorsunuz! Bakıyorsunuz, ama görmüyorsunuz; düşünüyorsunuz, ama bilmiyorsunuz!
Arkasından koşmak istedim, ama yüreğim öyle hızlı atıyordu ki nefes alamamaktan korktum.
Mutsuzluk gerçek bir intihar nedeni olsaydı Türkiye’deki kadınların yarısı intihar ederdi.
Hikâye dinleme tutkusu hepimizi kandırıyor, düşsel bir dünyaya sürüklüyor bizleri.
Kaderimden kaçayım derken, yanlış bir yolu boşu boşuna yürüyor olabilir miydim?
Onun yokluğuyla geçen yıllarda, kendi kendime mücadele ederek büyümüş ve ”kendim” olmuştum.
Kimse beni öpmemişti öyle, kimse öyle bakmamıştı bana. Şimdi de yapayalnız kalmıştım.
Saatlerimiz batıda olduğu gibi dünyaya yetişmenin değil, Allah’a koşmanın aracılarıdır.
Yoksa yıkım, insanların ve inançların farkına varmadan değişmesi anlamına mı geliyordu?
Midemde öğle yemeği, ensemde güneş, aklımda aşk, ruhumda telaş ve kalbimde de bir sızı vardı.
Birlikte heyecanla kitap okuduğun kızla daha sonra evlenmek, babama göre en büyük mutluluktu.
İşte; konuşma ve arkadaşlık dediğimiz şey. Birbirimize bildiğimiz şeyleri anlatıyoruz ve hoşuma gidiyor.
İnsan güzel bir kadınla evliyse, onunla sabahtan akşama kadar sevişir, başka bir şey yapmaya vakit kalmaz.
Hicret, yalnız evdeki zalimden kaçmak için değil, ruhumuzun derinliklerine ulaşmak için de yapılır.
Yenilgi ve zaferin yalnızca birer kelime olduğunu düşündüm; hangisine inanırsan o gelir seni sonunda bulur.
Bütün hayatı, kendisini bir rüyanın sessizliğine bırakan bir ilgisizlik ve unutuluş halesiyle çevriliydi.
Aslında en iyi aşk, değil tanımak, hiç görmediğin kişiye duyulan aşktır. Körler iyi aşık olurlar mesela.
Benim için yazarlığın sırrı, nereden geleceği hiç belli olmayan ilhamda değil, inat ve sabırdadır.
Cebinizde, çantanızda bir kitap taşımak; özellikle mutsuzluk zamanlarınızca cebinizde, çantanızda sizi mutlu edecek bir öteki dünya taşımak demektir.
Orhan Pamuk Alıntıları
Masumiyet Müzesi
Füsun kolonyayı dökerken, Kemal’i sona saklamıştı. İnsan vedalarda da en sevdiğini en sona saklar…
Çok sevdiğimiz bir varlığa, hiç bir karşılık beklemeden en değerli şeyimizi verirsek, işte dünya o zaman güzel olur.
Sabırla, tevekkülle insanın kazanamayacağı kalp, fethedemeyeceği kale yoktur, değil mi?
Orhan Gencebay’ın sevgilisine “ Mutluluk senin, hatıralar benim olsun! “ demesine, ön sıralardan biri “ Enayi “ diye bağırdı.
Midemde öğle yemeği, ensemde güneş, aklımda aşk, ruhumda telaş ve kalbimde de bir sızı vardı.
Ona hak ettiği kadar iyi davranmadığım için de, bak yıllar sonra hala acı çekiyorum. Oğlum, bir kadına, zamanında, iş işten geçmeden iyi davranmayı bilmek lazım.
Hayat kısa, günler yıllar inatlaşarak geçiyor. Artık bizim birlikte başka bir yere gidip mutlu olmamız lâzım.
Kırmızı Saçlı Kadın
Rakı ve sigara kokulu gecenin derinliğini kafamın içinde hissediyordum.
Göğe çıkıp yıldızların ışıltısına ulaşmak yerine, şimdi üzerinde uyuduğumuz toprağın içine girmeyi hayal etmemiz doğru muydu?
Dünya ile arama uzaklık koydum. Dünya güzeldi, içim de güzel olsun istedim.
Herkes gibi olmak için her şeyi unutup hiçbir şey olmamış gibi yapmalıydım.
Bir kadınla üç şey yapabilirsin: Ya onu seversin, ya onun için acı çekersin ya da onu yazarsın.
Ben, beni kimse görmediği zaman en çok kendim oluyorum.
Yeni Hayat
Neden güzel ve duyarlı kadınlar hayatı kaymış kırık erkeklere aşık olurlar?
Bir gün bir kitap okudum ve bütün hayatım değişti.
Bir şey bekliyoruz, belki bir mucize, belki bir ışık, belki bir melek, belki bir kaza; bilmiyorum…
Cevdet Bey ve Oğulları
Küçük zevklerimle, küçük dertlerimle bu hayat bana yetiyor.
Duygu, vicdan gibi ağır, kıpırdanması zor bir şeydi.
Burada kadınlara dünya gerçekten cehennem.
Hesap kitap olduğu yerde akıl vardır, korku değil.
Küçük parlayışlarla akıp giden bir zaman, direnmeyen su gibi hayat vardı.
Sessiz Ev
Birlikte karşılıklı iki kişi susarsın da bazen karşılıklı konuşmaktan daha anlamlı olur bu sustukların…
Bir zamanlar dünyanın güzel bir yer olduğunu düşünürdüm, çocuktum, aptaldım.
Aşk ikiyüzlülüğe sürüklüyor insanı, oysa aşık olduğuma inandığım için, ben, bu sürekli ikiyüzlülük duygusundan kurtulacağımı sanmıştım. Ah, bir bitse bu bekleyiş!
Okumak en iyi şey, oku ve öğren, çünkü yapılacak o kadar çok şey var ki…
Yaşadığım yüzyıl, gözüme herşeyi kırıp büken bir gözlük yerleştirmiş, gerçeği göremediğimi seziyorum, ama Allah kahretsin seviyorum da gördüklerimi!
Kar
Yalnızlık bir gurur sorunudur; kendi kokusunun içine mağrur bir şekilde gömülür insan.
Ama mutsuzluk gerçek bir intihar nedeni olsaydı Türkiye’ deki kadınların yarısı intihar ederdi…
Bir kere uzaktan gördüm. Ama bir ruh olarak tabii ki tanıyorum onu: İnsan en çok aşık olduğu kişiyi tanır…
Ancak en saf şairler ihtilal zamanında aşkla meşgul olabilirler.
Zekamdan değil, bir kişilik sahibi olmamdan korkuyorsunuz, dedi Kadife. Şehrimizde erkekler kadınların zekasından değil, başlarına buyruk olmalarından korkarlar çünkü.
İnsan bir başkasının sesini ne kadar duyabilir içinde?
Kara Kitap
Kaçırdığı hayat parçacığı neredeydi?
Hiçbir şey hayat kadar şaşırtıcı olamaz!
Ne tuhaf okurlarsınız siz, ne tuhaf ülke burası.
Gözyaşları içindeki bir erkek niye telaşlandırır bizi?
Az yaşıyoruz, az görüyoruz, az biliyoruz; bari hayal edelim…
Sarılmak da isterdim ama göremeyeceğim seni.
Unutulmuş bir otobüs durağında hiçbir zaman gelmeyecek bir otobüsü beklerken.
Seni hatırlatan her şey beni dayanamayacağım kadar üzüyor.
Hepsini unutacaksınız: … Anlayışsızlığı, ihaneti, haksızlığı, aldırışsızlığı, hızla geçen zamanı, hiç geçmeyen zamanı, kavuşamadıklarınızı, yalnızlığınızı, yenilgilerinizi…
Bu sabah uyandığımda aynı kişi miydim ben? Aynı kişi değilsem sorayım o zaman: Kimim Allah aşkına ben?
Hafızamızın, biz yaşlandıkça fazla yük taşımak istemeyen huysuz bir yük hayvanı gibi attığı ağırlıklar en sevmediği yükler midir, en ağırları mı, yoksa en kolay düşenler mi?
Orhan Pamuk’un Hayatı ve Eserlerine Bakmanızı Öneririz.
Sayfamızda Orhan Pamuk’un hayatı ve eserleri yer alır.