Bazı Yollar Yalnız Yürünür – Özgür Bacaksız
Tür: | Deneme |
Yazar: | Özgür Bacaksız |
Yayınlanma Tarihi: | 2018 |
Yayınevi: | Destek Yayınları |
Konusu
Bazı Yollar Yalnız Yürür, konuyla ilgili özlü sözlerle kısa tanıtımlar ve bu yazıların arasını dolduran resimlerle süslenmiş bir kitaptır. Hayatın birçok konusu hakkında kısa düşünceler ifade eden yazar, felsefi bir vurgu da yapmaktadır.
Bazı Yollar Yalnız Yürünür Özeti
Bu sayfadaki yazısında, bu yüzyılda insanların robotlaştığını ve otomatik hareket ettiğini, geçmişte çocukluğun erik ağaçlarında ya da sokakta oyun oynayarak geçtiğini anlatıyor.
Gözyaşları ve Kahkaha
Bir Sırtlan ve bir Timsah, Nil’in kıyısında buluşuyor. Timsah Sırtlan’a günlerinin nasıl geçtiğini anlatır. Timsah acıdan ve üzüntüden ağladığını ve etrafındakilerin gözyaşlarına timsah gözyaşları dediğini söyler. Sırtlan, dünyanın güzelliklerini gördüğünde güldüğünü ama bu sefer insanların gülüşüne sırtlan gülüşü dediğinden bahseder.
Bu yazıda her insanın bir maske ile yaşadığından bahseder. Kalabalığın içinde insanlar her zaman olduğundan farklıdır; Başka biri gibi davranmaya çalıştığını düşünür. Makale, insanların hayatlarının rollerden, tiyatrolardan oluştuğunu söyler.
Karşılıklılık
Öğrencilerden biri, hocasından seçkin insanların birlikte hareket etmesi gerektiğini açıklamasını ister. Konfüçyüs, seçkin bir insanın üç alanda birbirleriyle hareket etmekten vazgeçmemesi gerektiğini söylüyor. Bir kişinin efendisi varsa ve ona gerektiği gibi hizmet etmiyorsa, ancak kendi hizmetkârından hizmet bekliyorsa, mütekabiliyet ilkesine uymuyor demektir.
Bir insan atasına ve annesine saygı göstermiyor ve kendi çocuklarından bekliyorsa, mütekabiliyet ilkesine uymuyor demektir. Bir kimse, kardeşine saygı göstermezse ve kardeşinden beklerse, mütekabiliyet ilkesine uymaz.
Doğru ile Yalan'ın Seyahati
Doğru ve Yalan ayrı seyahat ederken; bir gün tanışırlar. Bir araya gelmek için vazgeçerler. Doğru’nun seyahat nedeni müşterilerin borçlarıdır.
Yalan ise kendi zihninde dolaşıp insanlara umut, hayal kırıklığı ve hayal kırıklığı dağıtmıştır. Birlikte seyahat ederken nereye gideceklerine karar verirler. Ama gittikleri her köyden kovulurlar. Ondan sonra bir köye gelirler ve bir ev görürler. Yaşlı kadınlar konuşmadan bir eve girip çıkarlar. Evin oğlu ölür. Onlar da taziyelerini sunarlar. Üzgün bir ifadeyle mezara gider. Annesi yanına gelir ve neden ağladığını sorar. Aç olduklarını ve aç olmasalardı oğlunu hayata döndürebileceğini söyler. Anne güzel bir Yalan ve Gerçek besler. Mezarın etrafı ahşapla çevrilidir. Yalan, anneye içeriden oğlunun gelmeye hazır olduğunu söyler ama ölen Kral onu tutar. Bunun üzerine padişahın oğlu yeni padişaha haber gönderilir. Yeni Kral ve Kraliçe onun gelmesini istemezler, bu yüzden dinlenmesi gerektiğini söylerler. Sonra anne ağlayarak eve döner. Yola çıkmadan önce Yalan doyar. Ama sağın boğazından bir lokma geçmez. Doğru, Yalan ile gelenin Gerçek ile birlikte gittiğini anlar. Bunun üzerine Yalan ile yollarını ayırır ve bir daha görüşmez.
Dostluklar
Öğrenciler Bilge’ye arkadaşlığın ne olduğunu sorarlar. Bilge bunu açıklar. Tek bir dostluk yoktur. Farklı arkadaşlık türleri vardır. Ne kadar insan varsa o kadar dostluk vardır. Tencere kaynadığı sürece dostluk vardır. Bu dostlukta her zaman bir karşılık vardır. Bazı arkadaşlar ise uzakta olsalar bile varlığı hissedilen arkadaşlardır. İlişkiniz olmayan birine arkadaş denilebilir. Onlar da şarap gibidir; Devam ettikçe kalitesi ve keyfi artan bir arkadaştır. Zevk üstüne arkadaşlık sadece kötü zamanlarda olmaz; İyi günlerinde yanında olan bir dosttur.
Öğrenciler, “Bela getirene dost mu denir?” onlar sorar. Bilge denilebileceğini ve bu tür arkadaşların onu tanımadığını söyler. Hatta bir sonraki vezire sormalarını söyler. Vezir gelince talebeler de ona sorarlar. Vezir ise şu anda bilmediğini ancak görevden alınırsa öğreneceğini söyler.
Bazı Yollar Yalnız Yürünür – Kitap Açıklaması
Kitapsız, çiçeksiz, hayvansız, vicdansız, doğrusuz insandan uzak dur.
Umudu öldürüp, nefreti toprağa dikmek isteyenlerden uzak dur.
Hayatı sadece ideoloji ve düşünce olarak görenden uzak dur.
Mutlu olmanı, sorgulamanı, düşünebilmeni kendilerine yapılmış bir tehdit olarak görenlerden uzak dur.
Kendilerine duydukları yabancılık yüzünden karşısındakini kötü bilenlerden uzak dur.
Nefreti evinin kapısına koyan, artık her dışarı çıktığında avucunda nefret taşıyanlardan uzak dur.
İnsan hayatına olan saygısızlığı bir övünç madalyası gibi, gurur mekanizması gibi görenlerden uzak dur.
Kelimeleri özenle seçmeyen, her cümlesi biat olan, her sözcüğü toz olandan uzak dur.
Sesinin tonu kalbinin tonundan çok olanlardan uzak dur.
Çünkü neye çok yaklaşırsan, neyi çok biriktirirsen, ona dönüşürsün.
(Tanıtım Bülteninden)