Deniz Feneri – Virginia Woolf
Tür: | Roman |
Yazar: | Virginia Woolf |
Yayınlanma Tarihi: | 2016 |
Yayınevi: | Kırmızı Kedi |
Karakterler
Mrs. Ramsay: Kocasına seven ve ona hayran olan fedakâr bir ev kadınıdır.
Mr: Ramsay: Ramsay kendi kendine düşünen, mesafeli bir bilim adamıdır.
James Ramsay: Mr. İle Mrs Ramsay’ın en küçük çocuklarıdır.
Lily Briscoe: Ressam olmak isteyen, yaşı geçmiş bekâr bir kadındır. Ramsay ailesinin dostlarıdır.
Charles Tansley:
Konusu
Sekiz çocuklu bir ailenin gürültüsüz, sade yaşamı hakkındadır. Roman, yaz tatillerini sekiz çocuğu ve arkadaşlarıyla bir adada geçiren Ramsay ailesinin etrafında dönüyor.
Roman bazı hayal kırıklıkları ve kaybolan duygular etrafında dönüyor; kadının toplumdaki yeri, evliliğin kadın hayatındaki rolü; Kadınların evlilik dışında anlamlı bir hayata sahip olup olamayacaklarını derinlemesine inceleyen feminist konulara odaklanır.
Deniz Feneri Özeti
Hikâye Ramsay ailesine dayanmaktadır. Ramsay ailesinin oldukça sıradan ve sakin bir hayatı vardır. Bay Ramsay bencil, mesafeli bir bilim insanıdır. Bayan Ramsay sadık bir ev hanımıdır. Bayan Ramsay ellili yaşlarında olmasına rağmen güzel bir kadındır. Hikâyedeki bir diğer önemli kişi ise en küçük oğulları James Ramsay. Fenere ulaşmayı en büyük arzusu olarak görür. Lilly ise bu hikâyede kendi ayakları üzerinde duran özgür ve bağımsız kadın modeli temsil eden Ramsay ailesinin arkadaşlarıdır. Lilly aynı zamanda bir ressamdır. Zamanının çoğunu resim yaparak geçiriyor. Sanatla ilgilenir.
Mr. Ve Mrs Ramsay’ın sekiz çocuğu vardır. Sekiz çocuğuyla birlikte İskoçya’da arkadaşlarıyla tatil yapan ailenin en küçük oğlu James Ramsay, deniz fenerine gitmek ister. Ancak kötü hava koşulları nedeniyle gidemezler. Zaten baba Mr. Ramsay da bu geziyi onaylamıyor. Oğlu James’in dikkatini dağıtır. Çocuklarıyla pek ilgilenmez. Bu olaydan yola çıkarak kocasına büyük bir hayranlık besleyen Mrs. Ramsay, ailesini ve hayatını sorgulamaya başlar. Bu sorgulama, Mrs. Ramsay’i çok üzer. Çünkü kocasının kayıtsızlığı her seferinde onu yıpratıyor. Ayrıca Ramsay ailesinin evinde kalan arkadaşı Lilly, bekâr ve kendine bakan bir kadındır. Bu Mrs. Ramsay’i kendini sorgulamaya iten sebepler arasında yer alır.
Roman üç ana bölümden oluşur;
Birinci bölüm
Bu bölüm çok kısa bir süreyi kapsamaktadır. Virginia Woolf, James Ramsay’in deniz fenerine gitme arzusunun burada olduğunu açıkça ortaya koyuyor.
İkinci bölüm
Monologlar şeklinde geçmişe dönüşün olduğu görülmektedir. Mrs. Ramsay, ilişkisini sorgulamaya başladı ve kocasına bağımlı çaresiz bir kadın olduğunu düşündü. Öte yandan arkadaşı Lilly’yi taklit ediyor. Bu bölümde, karakterler arasındaki konuşma göz ardı edilebilir, daha çok bir iç monolog gibi. Mrs. Ramsay Just Mr. O sadece Ramsay ile olan ilişkisini değil, aynı zamanda Mr. Ramsay’in çocuklarıyla olan ilişkisini de sorgular.
Üçüncü bölüm
Üçüncü ve son bölümde, Virginia Woolf bizi on yıl ileriye götürüyor. Mrs. Ramsay vefat eder, Mr. Ramsay ailesinden tamamen kopar. Kendi kabuğuna çekilir ve herkesten uzaklaşır. Aile dağılmış gibi görünse de, şimdi 16 yaşında olan James Ramsay sonunda deniz fenerine ulaşmayı başarır. Şimdi onun dileği gerçekleşir.
Kitabın başından itibaren deniz feneri bir arzu nesnesidir. Arzulanan ve ulaşılamaz olan her şeydir. Ancak James Ramsay deniz fenerine ulaştığında 6 yaşındaki çocuk neşesini kaybetti. Deniz feneri artık onun için sıradan ve önemsizdir.
Kısa Bilgiler
- İngiliz yazar Virginia Woolf’un (1882-1941) kimilerine göre en ilgi çekici romanı olarak kabul edilen 1927 tarihli eseridir.
- İngilizce orijinal adı To the Lighthousedur.
- 1998 yılında, Modern Kütüphane tarafından seçilen 20. yüzyılın en iyi 100 İngilizce romanı listesinde 15. sıra Deniz Feneri romanına verilmiştir.
- 2005 yılında, roman Time dergisi tarafından 1923’ten beri en iyi yüz İngilizce romandan biri olarak seçilmiştir.
- Romandaki karakterler arasında bir iletişimsizlik vardır. Yer yer suskunluk o boyutlara varır ki ne derse desin, karşısındaki kişinin sesi duyulmak istenir. Aslında karşıdakinin sesini duymak, sağlıklı bir iletişimin göstergesi değildir. Zaten kişinin karşısındakine kendini tam olarak ifade etmesinin olanaksızlığı vurgulanır.
- Romana göre zaten kendimizi karşımızdakine tam olarak anlatmamız imkânsızdır ve kendimizi karşısındakinin yerine tam olarak koyabilmemiz, yani empati mümkün değildir: “Ne olduğumuzu, neler duyduğumuzu kim bilebilir? Kim, en içli dışlı olduğumuz anda bile, işte tanımak, beraberlik budur diyebilir?”
- Woolf roman boyunca düşüncenin dilden önce geldiğini örnekler. Ayrıca düşüncenin tam olarak ifade edilebilmesinin mümkün olmadığını ileri sürer: “Düşünceyi dağıtan, parçalayan sözcükler hiçbir şey anlatamazlardı. (…) İnsan, bedenin bu heyecanlarını, sözcüklerle nasıl anlatabilirdi? Aradaki boşluğu nasıl anlatabilirdi?”
- Woolf, bu romanında ilerideki intiharına bir göndermede de bulunur. “Kendini, üzerinde durduğu daracık tahtanın ucundan insanı yutuveren o sulara bırakıverdiğini gören olmamıştı.”
- Woolf, 28 Mart 1941’de 59 yaşında iken, evinin civarındaki bir nehre kendini bırakarak ölmüştür.
- Roman, aynı zamanda Virginia Woolf’un tek otobiyografik eseri olarak görülmektedir. Yazarın çocukluk anılarına dayanarak yazılmıştır.
- Woolf dile dökülmeyen, insanların iç dünyasına hapsettiği düşünceleri başarılı bir biçimde kaleme alarak, okurun merak ettiği insanların görünüşleri, birbirleriyle olan ilişkileri ve tipleri hakkında bilgi sahibi olmasını önemsizleştirir.
Deniz Feneri – Kitap Açıklaması
Yirminci yüzyıl edebiyatına damgasını vuran yazarlardan Virginia Woolf, roman sanatındaki teknik buluşlarıyla, özellikle de bilinçakışı tekniğini ustalıkla uygulamasıyla bilinir. Virginia Woolf’un en otobiyografik romanı olarak nitelenenen Deniz Feneri, yazarın kendi ailesinin izlerini taşır. Sıcak ve içtenlikli bir aile atmosferiyle dokunan roman, sekiz çocukları ve dostlarıyla birlikte bir adada yaz tatilini geçiren Ramsay ailesinin çevresinde döner. Kocasına hayran güzel Mrs. Ramsay, ressam olmak isteyen, yaşı geçkin bekâr Lily, züğürt Tansley, eşiyle çocuklarına duyarsız davranan bencil Mr. Ramsay, Deniz Feneri’nin öne çıkan figürleri. Bu kişilerin karakterlerini ele veren iç monologlarıyla gelişen roman, adanın açıklarındaki deniz fenerine yapılacak gezinin ve Lily’nin elinden çıkacak Mrs. Ramsay tablosunun izleğinde ilerliyor. Woolf’un şiirsel metni adanın seslerini ve görünümleri okura taşırken, I. Dünya Savaşı öncesi İngiltere’sinin geleneksel aile yaşamının felsefi ama son derece özel portresini de çiziyor. Deniz Feneri, Woolf’un kendi çocukluğuyla uzlaşması olduğu kadar yirminci yüzyıl başlarında kadının toplumdaki yerini, evlenmenin kadın yaşamındaki rolünü, kadının hayatta evlilik dışında anlamlı bir hayatı olup olamayacağını derinlemesine irdeleyen, feminist sorunlar üzerine eğilen bir roman.