Firavun İmanı – Tarık Buğra
Tür: | Roman |
Yazar: | Tarık Buğra |
Yayınlanma Tarihi: | 2018 |
Yayınevi: | İletişim Yayınları |
Karakterler
Hüseyin Avni: Romanın ana karakteri olan ve vatanı uğruna ölmekten korkmayan gözü kara bir vatanseverdir.
Ali Yusuf: Çıkarları doğrultusunda her adımı çekinmeden atan bir adam olduğu gibi ayrıca Vatana ihanet etmiş ve Zile isyanını çıkartmıştır.
Mehmet Akif: Zile İsyanında Hüseyin Avni’ye yardım eden İstiklal Marşını da yazan kişidir.
Sadi: Ali Yusuf tarafından öldürülen bir vatan hainidir.
Konusu
Roman, Mustafa Kemal’in tartışılmaz liderliği etrafında şekillenen Cumhuriyetin kurucu kadrosuna karşı, Kuvayi Milliye hareketinin kendi içinde şekillenen milli-muhafazakâr hoşnutsuzluk, tepki ve muhalefetin, onun iradesine karşı oluşmasını konu almaktadır.
Firavun İmanı Özeti
Sakarya Kana Bulanırken
Yunanlıların Ankara’ya yaklaşmasının üzüntüyle ifade edildiği, Ankara’nın kaybedilmesi halinde sonun habercisi olduğu ifade edildi. TBMM’de oy çokluğu ile Atatürk’ün Sakarya Muharebesi için Başkomutanlığa atandığı açıklandı. Mehmet Akif’in savaşın halk üzerindeki etkisine ilişkin yorumları ve halkın ülkenin geleceğine ilişkin görüşleri aktarıldı.
Savaş İçinde Savaş
Savaş nedeniyle içler acısı olsa da toplumda farklılıklar olduğundan şikâyet edilir. Kurtuluş için birçok görüş ayrılıklarının olduğu belirtilmiştir. Hatta halk arasında isyan bile çıkar. Mecliste bu isyanı durdurmak için fikirler ileri sürülür ve bu isyanı durdurmak için belirli bir grup seçilip görevlendirilir.
Zile’de Bir Adam
Fuat Zahir’in geçmişi, isyanı durdurmaya gidenler arasında anlatılır. Dolandırıcı, kötü, ülkesinin geleceğini düşünmeyen zavallı biri olarak resmedilir. Bölümün sonunda, isyanı durdurmak için gidenler arasında göründüğü, ancak aslında yabancı devletlerin para teklifleriyle isyanı daha da ateşlemek niyetiyle gittiği acı bir şekilde ifade edilmektedir.
Ve Küçük Kız Sordu
İsyancıları durdurmakla görevlendirilen Mehmet Akif, Hüseyin Avni, Hüseyin Salim ve Hasan Basri adlı kişilerin Zile yakınlarındaki köye gelip burada yaşadıkları bildiriliyor. Bu köyde, ülkenin savaş durumunda kimin haksız olduğu bilinmediği için halk onları önce güvensizlikle karşılar. Ancak bir han sahibi onlara hanını açar. Onlar orada otururken köyden birkaç kişi gelip onlarla sohbet eder. O sırada Ali Yusuf ismini kullanan Fuat Zahir adında bir kişi gelir. Diğer bölümde de belirttiğimiz gibi bu kişi isyanı teşvik eden kişidir. Buraya geliş amacı bu kişilerin Ankara’dan geldiği haberini almaktır. Onlara iyi görünmeye çalışır, ancak Akif konuşmalarının amacını anlar ve temkinlidir. Anladığı dilden konuşur. Sonra Ali Yusuf gider. Akif ayrılırken insanlara güzel bir farkındalık konuşması yapar, Akif’in konuşmasından etkilenirler ve gelen Ali Yusuf’un kendilerine girmeden önce onları uyardığını ve hemen gelenlere güvenmemeleri gerektiğini söylerler. Akif onlardan bir ricada bulunur. Zile’de tanıdıkları varsa haber vermelerini isterler, arkadaşları da Hasan Basri’ye yardım etmelerini ister. Adamlar tamam der ve gider. Sabahleyin Zile’ye giderler. Ali Yusuf onlarla tanışır. Camide namaz kılarlar. O dönem ajan olan Hüseyin Salim ve Ali Yusuf içlerinde bir şey olduğunu ama yakında kokacağını fısıldar.
Mısır Tarlasında Domuzları Ürkütmek
Köylüler dua ederken davul sesleri duyulur. Herkes şaşırır ve dışarı çıkar ve bir adam Ankara’dan haber aldığını ve ordumuzun Sakarya’da Yunanlıları yendiğini duyurur. Köylüler çok mutlu, Ankara’ya olan inançları artar. Tabii ki Ali Yusuf bunu duyunca saklanır ve köyden kaçar.
Akıl Denen Cife
Yunanların yenildiğini duyan Ruslar, Türk halkına yaklaşmak için planlar yaparlar. Bu nedenle halktan okuyup vatan için savaşan insanlara seçtikleri ajanları göndermeleri, onlara sinsice yaklaşmaları ve dostluk teklif etmeleri istenir. Dostluk teklifinin dışında amaçları, Rusya’nın birkaç fotoğrafını gösterip savaş öncesi ve sonrası gösterip onları ikna etmektir. Bu ajanlar, Akif’in grubundaki Aziz isimli şahsın yanına gelir ve onu etkilemeye çalışırlar ve yaparlar. Aziz, Hüseyin Avni’ye kendi anlattıklarını anlatır. Avni, bunların sadece birer rüya olduğu ve bu adamların iyi niyetli olmadığı konusunda onu uyarır. Bu durumu arkadaşlarına bildirmeleri gerektiğini söyler. Bölümün son bölümünde ise Rusya ile Türkiye arasında bir dostluk anlaşması yapıldığı söylenir. Sonuç olarak ülkede Rus karşıtı olanların linç edildiği acı bir şekilde dile getirilir.
Bir Gelir İnsan Cihâne
Hasan Basri’nin uykuya dalmadan önce tefekkür etmesiyle başlar. Ülkedeki son durum hakkında kafasından geçenler aktarılır. Daha sonra Hüseyin Sadi adında hain ve ikiyüzlü bir kişiden bahsedilir. Çıkarları için ülkesini sattığı, kafasındaki iç çelişkileri ve düşünceleri uykuya dalmaya çalıştığı anda aktardığı anlatılır.
Kürsüdeki Mücahidler
Ruslardan gelen maddi yardımın aslında Buharalıların kendilerini Türk kardeşlerine göndermek için Ruslara verdiği para olduğunu öğrenir, ancak bu konu en kısa sürede Ruslar tarafından ele alınıyor. Daha sonra Meclis’te devrim karşıtlarının idam edileceğine karar verilir ve bu konuda mecliste tartışmalar olur ve halk susturulur. Bölümün sonunda İstanbul’dan büyük mühimmatlı bir saldırı olacağı haberi gelir ve bunu duyanlar şok olur. Ancak bu haberi duyan Gazi Paşa, vatan için savaşan arkadaşlarına gizli bir telgraf göndererek ileride cepheden müjdeli haberlerin geleceğini haber verir. Sonra İstanbul haberleri durur.
En Büyük Başlangıca veya En Acı Sona
İyi haber cepheden gelir. İzmir artık Türklere aitti. Bölümün sonunda Gazi Paşa’nın öldürülmesiyle ilgili bilgilerin olduğu söylenir. Üzücü olan ise bu durumla hiçbir ilgisi olmayan vatansever Hüseyin Avni Bey’in bu olaya karıştığının iddia edilmesi ve İstiklal Mahkemelerinde yargılanmasıyla bölüm sona erer.
Tek Yenilmez: Vicdan
Suikast olayında Hüseyin Avni Bey’in masum olduğu anlaşılır ve serbest bırakıldığı bildirilir. Ancak Hüseyin Avni, vatanı için bu kadar fedakârlık yaparak ve ölümü göze alarak böyle bir suçla itham edilmeyi göze alamaz. Bunun acısını hep hissetmiştir. İnsanların kendisine gelmemesine de çok üzülür.
Firavun İmanı – Kitap Açıklaması
Firavun İmanı’nda Tarık Buğra, Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet’in kuruluşu sorunsalını bu kez Sakarya Savaşı arifesi ve hemen ertesi dönem bağlamında romanlaştırıyor. Kahramanları yine “sıradan” halk veya dönemin ikinci, üçüncü plandaki kişilerin temsil eden tipler. Roman Mustafa Kemal’in tartışılmaz liderliği etrafında şekillenen Cumhuriyet’in kurucu kadrosu ve onun iradesine karşı, bizzat Kuvayi Milliye hareketi içinden şekillenmekte olan milli-muhafazakâr hoşnutsuzluk, tepki ve muhalefetin şekillenişini konu alıyor. Bu tepki ve muhalefetin sonraki yıllarda Mustafa Kemal’i ve onun “devrimlerini” doğrudan karşısına almak yerine bunu bir anti-komünizm edebiyatı içine yerleştirilmiş imalarla ifade eden bir politik söylem tutturduğu bilinir. Bu bakımdan Firavun İmanı’nda milli-muhafazakâr tepki ve muhalefetin 1920’lerin Sovyetçi ve komünist sıfatla tiplerine yönelik ve onların üzerinden ifade ediliyor olması, Cumhuriyet’in daha sonraki yıllarını haber veriyor.