Yurdunu Kaybeden Adam – Cengiz Dağcı
Tür: | Roman |
Yazar: | Cengiz Dağcı |
Yayınlanma Tarihi: | 1957 |
Yayınevi: | Ötüken Neşriyat |
Karakterler
Sadık Turan: Romanın ana karakteridir. Almanya – Rusya savaşında Alman bir subay olarak görev alır. Yaşamının çoğu savaşlarda ve savaşta arkadaşlarını kaybetmesi ile geçer.
Marya: Polonya asılı bir kadındır. Sadık Turan ile hastahanede tanışır ve ona yardım eder. Ancak Amerikalıların bombardımanını esnasında ölür.
Konusu
İkinci Dünya Savaşı sırasında çeşitli Türk boylarından oluşan bir birlikle birlikte Almanlarla savaşırken Ruslar tarafından esir alınmış bir yedek subaydır. Bir süre sonra Almanlar, Ruslara karşı savaşa esir Türklerden oluşan bir birlik gönderir. Roman, Bu birlik içinde olan Sadık Turan’ın hayatı ve olayları konu edilir.
Yurdunu Kaybeden Adam Özeti
İkinci Dünya Savaşı’nda Almanlar, Ruslarla savaşırken ele geçirdikleri Kırım ve Tatar uyruklu esirlerden bir ordu oluştururlar. Bu askerler Rus ordusunda savaşırken esir alınsalar da bu sefer yine vatanlarını kurtarmak için Alman ordusunda Ruslara karşı savaşmak zorunda kalırlar. Almanlar bu askerlerin vatan ve millet sevgisini kullanarak Ruslara karşı savaşmasını ister. Sadık bu ordunun en üst düzey subaylarından biridir. Cepheye gitmeden önce memleketi Kırım’a gelerek doğup büyüdüğü toprakları görmek ister. Ailesi ve yakın arkadaşları Sadık’ın öldüğünü düşünür. Sadık’ı beklenmedik bir şekilde karşılarında gören ailesi şok geçirir. Bu anlar eserde uzun uzadıya anlatılır.
Sadık’ın kardeşi Bekir, Sadık gibi düşünmez. Ayrıca vatanını kurtarmak için Rus çeteleriyle Almanlara karşı savaşır. Sonunda ayrılık zamanı gelir ve iki kardeş görev yerlerine dönerler. Savaşın en şiddetli anında Almanlar, iki bine yakın askerini alarak batıdaki Alman kampına göndermeye karar vermirler ve bu esirlerden sorumlu olarak Sadık’ı atarlar.
Muhan adında bir asker kaçmaya çalışır. Muhan daha sonra yakalanır ve Alman kampına getirilir. Kampın komutanı Muhan’ın idam edilmesine karar verir. Muhan’ı idam edecek askerler, Sadık’ın komutasındaki askerler arasından seçilir. Ama Sadık Muhan’ın en azından askeri mahkemede yargılanmasını ister. Ancak Alman komutanın bu isteğe karşı çıkması esir askerlerin çaresizliğini daha da artırır. Bundan sonra Sadık’ın komutasındaki şirket Almanların isteklerine göre çalışmak istemez ve Almanlara olan sadakati giderek azalır. Hatta bir zamanlar fikir ayrılığına düştükleri iki Alman’ı öldürerek suçu çetelere yüklerler.
Sadık’ın bulunduğu bölgede savaş kızışmaya başlar. Filo Ruslar tarafından saldırıya uğrar ve Sadık ağır yaralanır. Sadık’ın yardımına kimse gelmez, ancak Polonya’da bir kampta tanıştığı ve âşık olduğu Marya adında genç bir kadın, Sadık’ın yaralarını iyileştirir ve onu birlikte kaçmaya ikna eder. Sadık ve Marya birlikte kaçar ama bu kaçışta Sadık, Marya’yı koruyamaz ve Marya ölür. Sadık kaçmayı başarır.
Kısa Bilgiler
- Yurdunu Kaybeden Adam, yaşamı boyunca Türkiye’ye gelmemiş olan Cengiz Dağcı’nın diğer eserleri gibi akıcı ve anlaşılır bir Türkiye Türkçesi ile kaleme alınmıştır.
- Kitabın başlarında ve çok büyük bölümünde Sadık Turan’ın hatıralarının dayanılmaz acılar barındırdığı, sağ kolu Ahmet Akın’ın sonunun hazin olduğu ifade edilir. Bu trajediler ise ancak kitabın sonlarına doğru anlatılmaktadır. Ahmet Akın’ın sonu ise çok hızlı bir şekilde adeta geçiştirilir.
- Romanda Gamalı Haç ile Kızılhaç arasında kalan Kırım-Tatar-Özbek-Kazak Türklerinin yaşadığı dram, Türk’ün Türk’e kırdırılması politikaları etkili bir şekilde ele alınmaktadır.
- Yurdunu Kaybeden Adam, İkinci Dünya Savaşının Avrasya ve Orta Asya Türkleri gözünden anlaşılması açısından önemli bir yapıttır.
Yurdunu Kaybeden Adam – Kitap Açıklaması
Esirlikten kurtulan ama hürriyetin tadına varamayan Cengiz Dağcı’yı anlatır.”Yurdunu kaybeden adam için hürriyetin bile bir manası kalmadığını şimdi anlıyorum. İçinde doğduğum, gülüp oynadığım yerlerde benim dilim konuşulmuyor artık. Bir zamanlar, o topraklarda dilimi konuşan insanların ne olduklarını da bilmiyorum. Son fırtına, ağacı devirdi. Bizler, uçurduğu birkaç yaprak, boşlukta yolunu şaşırmış, ümitsiz ve şaşkın, meçhul bir geleceğe doğru, yalpa vurup duruyoruz.
(Tanıtım Bülteninden)