Behiç Ak Sözleri
Fırat bir keresinde Meliha Hanım’a, “Yalıyı niye boyatmıyorsunuz?” diye sormuş; o da, “Zaman denen ressamın duvarlarımda oluşturduğu bu tabloları bozamam!” demişti.
Başına ‘sokak’ kelimesi eklenen her şey pespayedir anneme göre.
Sevgi öyle güçlü bir duyguymuş ki kimse onu yenemez, hızına kimse yetişemezmiş.
Galiba insanlar kendilerini yenilerlerse, eşyalarını da yenilemiş gibi hissediyorlar…” diye düşünür oldular.
Ah bu insanlar! Çok tatlılar ama keşke mutluluklarını bu kadar vahşice ifade etmeseler.
Hayat denen şeyin yarısı uyumakla, diğer yarısı da tamir etmekle geçer zaten.
Ama insan bir yere yerleşmeye görsün, zamanla kendini oralı hissediyor.
Aşağıdaki insanların hayatları hikâyesizlerince, bilin ki bu, hikâye kitapları çatılara taşındığı içindir.
Dünyanın kapısı size ne kadar kapatılsa da, aralayan birileri mutlaka çıkıyor.
Kolaylıkların arkasından, kısıtlamalar ve yoksunluklar geldiğini biliyordum. En az hareketle, en çok şeyi yapmak hiç de iyi bir fikir değildi. Sonunda eşya haline getiriyordu insanı.
Ne tuhaf, değil mi? diye devam etti Akın Bey.’ İnsanlar göç edince değil de, hayvanlar göç etmeye başlayınca savaşın vahşetini daha iyi anlıyoruz.
Ne de olsa, o an kendimi tam da “kurtulunmak istenen ama atmaya kıyılamayan” bir şey gibi hissediyordum.
Ömrü uzatmanın tek kuralı vardı: Barış. Sürekli barış! Doğayla, insanlarla, kendiyle, hayvanlarla…
Çalışmanın değil, sadece tıklanmanın önemli olduğu bir dünyada yaşıyordu.
Savaş, insanların ömrünün kısaltılması için icat edilmişti. Oysa o, uzun ömürlü ve sağlıklı yaşamak istiyordu.
Eşyanızı değiştireceğinize, kendinizi biraz değiştirebilirsiniz!” diye miyavladı Mestan.
Yenisini satabilmek için. Yoksa hiçbir şey kolay kolay eskimez. Yüz yıl dayanan ampul üretmek mümkün. Ya da hiç bozulmayan bilgisayarlar.
Susmak ve konuşmamak arasındaki ince ayrım hiç konuşulmuyor.
Okulda bize sadece sorulara cevap vermeyi öğretiyorlar. Oysa ben soru da sormak istiyorum.
Kolaylıkların arkasından, kısıtlamalar ve yoksunluklar geldiğini biliyordum. En az hareketle, en çok şeyi yapmak hiç de iyi bir fikir değildi. Sonunda eşya haline getiriyordu insanı.
Paniğe kapılmayın, ilişkiniz biraz paslanmış; biraz pas çözücü sizi mutlu edecektir, gibi lâflar eder.
Kedi Mestan’sa, “Gördünüz mü? Bir de biz kedilere ‘nankör’ derler. Biz mi nankörüz, yoksa insanlar mı? Diye miyavlar.
Behiç Ak Alıntıları
Güneşi Bile Tamir Eden Adam
Paniğe kapılmayın, ilişkiniz biraz paslanmış; biraz pas çözücü sizi mutlu edecektir.
Bebek Annem
Sadece bir yeri değil, bir insanı, kediyi sokağı, evi, hatta küçük bir şeyi, ne bileyim, topluiğneyi bile terk etmek korkunçtur bazen, “dedi.
Bulutlara Şiir Yazan Çocuk
Her şiirin kendine ait hayatı var.
Kuyrukları harf ve rakamlardan oluşan uçurtmalar tasarlayalım, gökyüzüne salalım. Bulutların üstünde cümleler kuralım.
Çatıdaki Gezegen
Özel arabalı, şoförlü ama sokaksız bir çocuğum ben. Kendimi oradan oraya taşınan bir paket gibi hissettiğim çok olmuştur.
Güneşi Bile Tamir Eden Adam
Hayatımda bu kadar iyi yürekli ve aynı zamanda da bu kadar kıskanç bir adam görmedim. Havada uçan kuştan yerdeki karıncaya kadar bütün canlıları sevme ve kıskanabilme becerisi var onda.
Tıpkı çamaşır makineleri gibi, arada insan ilişkilerini de tamir etmek gerekir. Hayat denen şeyin yarısı uyumakla, diğer yarısı da tamir etmekle geçer zaten.
Postayla Gelen Deniz Kabuğu
Sanal âlem yalanlarla dolu. Herkes her an kendisiyle ve başkalarıyla ilgili milyonlarca yalan üretiyor.
Her Şeyi Yanlış Anlayan Kedi
Ahh bu mimarlar! ‘Ben bilirim’ hastalığına tutulmuşlar.
Yaşasın Ç Harfi Kardeşliği
Okulda bize sadece sorulara cevap vermeyi öğretiyorlar. Oysa ben soru da sormak istiyorum , “ diye tutturmuştu.
Kedilerin Kaybolma Mevsimi
Kusura bakmayın ama ” dedi kedi, sizler bende kendi özelliklerinizi sevdiniz. Aslında, benden daha çok, kendinizi seviyordunuz.
Tek Kişilik Şehir
Yalnızlık, insanı bazen çok yoruyor. İki çift laf edebileceği bir insan arıyor.
Çok gelişmiş, mükemmel bir yaratık olan insan, beden denilen kemik, et, kan ve idrardan olma bir kitleyi yanında taşımak istemiyor.
Bütün yalnızlar bencildir, bütün benciller de yalnız.
Bir şehirdeki ekonomik hareketliliğin göstergesi şehrin çöplükleridir.
Bir zamanlar mutlu olduğunu insan sadece mutsuz olduğu zaman fark eder. Mutsuz olduğunu da mutlu olduğu zaman.
Behiç Ak’ın Hayatı ve Eserlerine Bakmanızı Öneririz.
Sayfamızda Behiç Ak’ın hayatı ve eserleri yer alır.