Ana SayfaSözler ve MesajlarHasan Ali Toptaş Sözleri

Hasan Ali Toptaş Sözleri

Hasan Ali Toptaş Sözleri

Bir şey demedi, içinde bulunduğu çaresizliğin içinden kıpkırmızı gözlerle baktı sadece.

Sanki söylediklerini yüzlerce yıl uzakta yasayan bazı insanlara da ulaştırmak istercesine, bağıra çağıra konuşuyorlardı.

Yüzü̈ virgüllerle dolu upuzun bir cümle gibi hissettim.

Rengârenk gürültülerle dolup taşan alacakaranlık bedestenler biraz görünür.

Morun tonlarından sıyrılıp lacivert karanlıklara doğru akan dağlar.

Kelimelerden oluşmuş yorgun bir cümle edasıyla bu gözler arada bir kendiliğinden, rüzgâr yemiş bir çift ela göl gibi ışıl ışıl dalgalanırdı.

Daha şimdiden sessizliğinde dağların ardındaki bozkırın derinliğini taşıyan, ay yüzlü̈ bir kız vardır o sırada…

Saatlerce baksam ona, kim olduğunu bilmeden, günler, aylar, yıllar süren saatlerce baksam ve o da beni bilmese.

Keşke insanlar dünyayı sevmeyi öğrense, yaşadıkları topraklarda birer misafir olduklarını anlayıncaya ve çocuklarına daha yeşil bir gelecek hazırlamanın bilincine erişinceye kadar, ne yazık ki bu katliam böylece sürüp gidecek!

Rüzgâr denen şey yalnızca rüzgâr değildi… Okumasını bilmek gerekirdi onu. Bunu bilenler, rüzgârın içinde hayata dair hemen hemen her şeyi bulabilirlerdi.

Daha yüksekte de, insanda çaresizlik ve yalnızlık hissi uyandıran yıldızlar vardı; irili ufaklı, uzak uzak yıldızlar.

Hasan Ali Toptaş Alıntıları

Beni Kör Kuyularda

Nefret edemeyenin sevgisi de yalandır.

Sen diyorsun ki, kötüler gelip bize kötülük edinceye kadar iyidirler, başımızın üstünde yerleri vardır.

Ağlamak ki zekâtıdır, tüm anlatamadıklarımızın. Birden ağlamaya başladı. Ağlayınca da gözlerinden yaş yerine, yaş büyüklüğünde taşlar döküldü, ıslak ıslak ortalığa saçıldılar.

Anlıyorum,” dedi, nice sonra Halil. “Sen diyorsun ki, kötüler gelip bize kötülük edinceye kadar iyidirler, başımızın üstünde yerleri vardır.

Gölgesizler

Bir bildiğin varsa şimdi söyle derim ben. Çünkü sabaha geç kalabilirsin. Şunu da unutma ki, yeryüzünde gecikmişliğin ilacı yoktur.

Kim bilir nelerin yorgunu bunlar, diye geçirdim içimden, kim bilir kimlerin yorgunu…

Bu öpmelerle yaşıyordu bir anlamda, açlığını ve susuzluğunu bu öpmelerle gideriyordu.

Koşarsın koşarsın da varamazsın hani; içindeki umut, varamadığın kadar büyür.

Herkesin, asla göremeyeceği halde görmek istediği kayıp bir yüzü vardır.

Düşünce insanın içine düşünce, yolun yarısı tamam. Yani varılır bir yere, önceki noktada değilsindir artık ve dönemezsin. Dönsen de eksik.

Sıkıntılı bir yürekle, gırtlağına dek karanlığa batan yeryüzüne bakıyordum.

Yorgundu bir de, bir şeyi hiç çaba göstermeden beklemeye mahkûm edilmişçesine…

Yere göğe sığmayan kederinin içindeydi aslında, içindeki öfkeyle, yıkılmışlığının ortasındaydı.

Bu öpmelerle yaşıyordu bir anlamda, açlığını ve susuzluğunu bu öpmelerle gideriyordu.

Heba

Bilirsin, zihnimizde karanlık bir ezber odası vardır ve şartlar oluştuğunda orada uyuyan ezberler dilimizden yahut hareketlerimizden dökülür de biz hiç hissetmeyiz onların böyle dökülüverdiğini…

Bir insanın, kendisine zulmedene gülümsemeye mecbur bırakılmasından daha beter bir zulüm olamazdı yeryüzünde.

İnsan bir kez lafa başladı da birazcık yol aldı mı, kendi sesiyle kendisini şımartıyor galiba. Şımarmak da, biliyorsunuz, çocukluğumuzdaki ruha misafirliğe gitmektir.

Atacağımız bir sonraki adım değil, o anda ayağa fırlamış olmamız ayakta tutuyordu bizi.

Bir insanın, kendisine zulmedene gülümsemeye mecbur bırakılmasından daha beter bir zulüm olamazdı yeryüzünde.

Sen çok değişmişsin, dedi Kenan, hiç eskisi gibi değilsin. Bende gördüğün değişikliğin birazı sendeki değişikliktir, diye karşılık verdi Ziya.

Kuşlar Yasına Gelir

Kendini anlatmak için hayat bazen beklediğimizden hızlı davranıyor diyecektim ama vazgeçtim, o sırada bu cümle, fazlasıyla anlam yüklediğimiz boş sözlerden biriymiş gibi geldi bana.

Hırs atına binenler, çoğu kez ne vakit düştüklerini anlayamazlar.

Elini kaldırıp havada birkaç kere sallayarak uzakları gösterdi. O istikamette dünyanın yarısı, biraz daha gidilirse tamamı vardı.

Zaten o yıllarda burnumuzun ucunda gezinen bir mazot kokusuydu babam, kulağımızda çınlayan uzak bir motor sesiydi ve gitti mi gelmek bilmezdi bir türlü…

Ona, kendini anlatmak için hayat bazen beklediğimizden hızlı davranıyor diyecektim ama vazgeçtim.

Hasan Ali Toptaş’ın Hayatı ve Eserlerine Bakmanızı Öneririz.

Sayfamızda Hasan Ali Toptaş’ın hayatı ve eserleri yer alır.

Like
Love
Care
Haha
Wow
Sad
Angry
KitapDiyarı
KitapDiyarı
İnsan her şeyi anlatamaz, zaten kelimeler de her şeyi anlatmaya yetmez.

BENZER KONULAR

YORUMLAR

Abone ol
Bildir
guest
0 Yorum
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları görüntüleyin

Sosyal Medya

786BeğenenlerBeğen
4,122TakipçilerTakip Et
21TakipçilerTakip Et
22TakipçilerTakip Et
55AboneAbone Ol

Günün Kitabı

Editör Seçimleri

Popüler Konular

Son Konular