Suskunlar – İhsan Oktay Anar
Tür: | Roman |
Yazar: | İhsan Oktay Anar |
Yayınlanma Tarihi: | 2007 |
Yayınevi: | İletişim Yayıncılık |
Karakterler
Asım: Cüce Efendi tarafından öldürülen karakterdir. Sevdiği kız için bestelediği beste, ölümünden sonra bozulur. Bu nedenle, ruhu romanın sonuna kadar ıstırap içindedir. Hata düzeltilince ruhu rahata kavuşur.
Batın Hazretleri: Batın kelimesine göre romanda net olarak görülmeyen kişidir. Kâinattaki en muhteşem neyzen olduğu söylenir. Romanda kutsal hayatın nefesini solumuştur. Yazar, romanda Tanrı’yı bu isimle sembolize etmesini istemiştir.
Davut: Yirmi beş yaşında bir karakterdir. Kahvede müzik ilmini öğrenir. Neva adında bir kıza âşıktır. Asım’ın bestesindeki hatayı düzelten kişidir. Cüce İskender’in gerçek kimliğini ve Asım’ın hayaletinin gizemini çözen kişidir.
Diğer Karakterler: Eflâtun, Bağdasar, Kirkor, Kalın Musa, İbrahim Dede Efendi, Rafael, Tağut, Veysel Bey, Nevâ, Pereveli İskender Efendi, Lazar, Gülabi, Meymenet, Amin
Konusu
Roman, 17. yüzyılda İstanbul’da ruhlarında hissettikleri bir aşkın müziğini besteleyen üç müzisyenin hayatları konu edinmiştir.
Suskunlar Özeti
Yaşlı bir muhafız, Yenikapı Mevlevihane’sinin çevresinde mavi ışık saçan bir hayalet görür. Diğerleri aynı şeyi gördüğünde, şehir sallanır. Asım’ın evinde boğulmasını ve öldürülmesini bu hayalete bağlarlar. Aslında cinayeti “Cüce Efendi” lakaplı İskender Efendi işlemiştir. Gerçek adı Alessendro Perevelli olan Cüce Efendi Asım tarafından satın alınan bir köledir. Müzikte büyük bir yeteneği var. Asım besteleriyle şehirde popüler bir konumdadır. Cüce, Asım’ın âşık olduğu Neva adında bir kıza âşık olur. Bu aşk, Cüce’yi Asım’ın katili yapar.
Cüce, Asım’ın Neva için hazırladığı kâğıda domuz yağı bulaştırır ve Neva ile annesinin yaşadığı eve fırlatır. Asım’ın ruhu bu olaydan sonra acı çekmeye başlar. Bu lanetli kâğıt musiki ustalarına verilir. İbrahim Dede, bu kâğıttaki semavinin kusurlu olduğunu düşünür ve çözmeye kararlıdır. Bu süreçte şehrin müzisyenleri birer birer öldürülür. Katilin şeytanın simgesi olan Tağut olduğu öğrenilir.
Tağut, cinayetleri ölümsüzlük vaat ettiğini gerekçesi ile Cüce Efendi’ye işletir. Romanın sonunda gerçek müzik ustası olduğu düşünülen Platon, Cüce tarafından öldürülür. Bu sırada bir ışık belirir. Bu ışık Neyzen Batın. Platon’a Yaşam Nefesini üfler ve onun yeniden dirilmesine neden olur. Davut, Asım’ın bestesindeki hatayı bulur ve Asım’ın ruhunun huzur bulmasını sağlar.
Kısa Bilgiler
- Kitap, yazarın ablaları Süheyla ve Füruzan’a ithaf edilmiştir.
- 2007 yılında Kastamonu valiliği, Kastamonu İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün düzenlediği I. Oğuz Atay Roman Ödülü’ne değer görülmüştür.
- Eser, 2013 yılında İlban Ertem tarafından çizgi romana uyarlanmıştır.
Suskunlar – Kitap Açıklaması
Eflâtun rengi hayaller kuran bir “suskun”un sözleridir, bu roman. İşittiğini gören, gördüğünü dinleyen, dinlediğini sessizliğin büyüsüyle sırlayan ve tüm bunların görkemini hikâye eden bir adamın alçakgönüllü dünyasına misafir olacaksınız, satırlar akıp giderken. O ise, muzip bir tebessümle size eşlik edecek, sessizce… Sayfaları birer birer tüketirken, benzersiz erguvanî düşlerin “gerçekliği”nde semâ edeceksiniz ve bu düşlerden âdeta başınız dönecek. Hayat kadar gerçek, düş kadar inanılmaz bu dünyanın tüm kahramanlarının seslerini duyacak, nefeslerini hissedeceksiniz. Çünkü Suskunlar, sessizliğin olduğu kadar, seslerin ve sözlerin, yani musikînin romanıdır. Sonsuzluğun derin sessizliğinin “nefesini üfleyen” ve ona “can veren” bir adamın hayallerinin ete kemiğe bürünmüş kahramanları, en az sizler kadar gerçektir; ya da siz, en az onlar kadar bir düş ürünü… Bağdasar, Kirkor, Dâvut, Kalın Musa, İbrahim Dede Efendi, Rafael, Tağut, Veysel Bey ve diğerleri… Onlar, sessizliğin evreninden İhsan Oktay Anar’ın düş dünyasına duhûl ederek suskunluklarını bozmuşlardır. Bir meczûp aşkı tattı, bir âşıksa aşkına şarkılar yazıp ruhunu maviyle bezedi; diğeri, kaybolduğu dünyada bir sesin peşine düşerek kendini buldu. Nevâ, belki de, herkesin âşık olduğu bir kadının pür hayâliydi. Hayâlet avcısı, kendi ruhunu yakalamaya çalıştı. Zâhir ve Bâtın ise, zıtlıkların muhteşem birliğinde denge bulan iki ayrı gücün cisimleşmiş hâliydi. Suskunlar’ı okuduktan sonra aynaya bakmak, yansıyan aksinizde gerçeği görmek, gördüğünüzü işitmek ve duyduklarınızla sağırlaşıp susmak isteyeceksiniz. Sayfalar tükenip bittiğinde, kim bilir, belki de “suskunlar”dan biri olacaksınız…
HFZsefa kitap gerçek bir tutku