Sürgün – Refik Halit Karay
Tür: | Roman |
Yazar: | Refik Halit Karay |
Yayınlanma Tarihi: | 1940 |
Yayınevi: | İnkılap Kitabevi |
Karakterler
Hilmi Efendi: Komutanı ile haklı olduğu bir tartışmaya girince sürgüne gönderilen bir yüzbaşıdır.
İrfan: Hilmi Efendi’nin çok eski bir arkadaşıdır.
Nevber: İrfanın deliler gibi aşık olduğu kızdır.
Konusu
Yazar romanında sürgünde yaşanılan zorlukları ve verilen mücadeleleri işlemiştir. Romanın konusunda her bakımdan yaşanan farklı zorluk ve alışılmışın dışındaki durumlar oluşturmaktadır.
Sürgün Özeti
Hilmi Efendi aktif olarak görev yaptığı sırada bir üst rütbede yer alan komutanı ile haklı olduğu bir konu sebebi ile tartışma yaşamıştır. Yaşanılan bu tartışma sebebi ile Hilmi Efendi Beyrut’a sürgüne gönderilmiştir. Henüz daha sürgün yerine gitmeden içerisinde bulunduğu durumun ne denli kötü ve çekilmez bir durum olduğunun farkına varmıştır. Hayatında ilk defa gideceği Beyrut şehrinde başına nelerin geleceğinden ya da burada kimler ile karşı karşıya kalacağından bir haberdir. Karmaşık bir ruh hali ile sürgün yerine gitmektedir. İstanbul’da ise bir karısı ve Seher adında bir kızı bulunmaktadır. Sürgüne gitmesi sebebi ile onlardan da ayrı kalmak zorundadır.
Beyrut’a geldiği ilk günlerde fazlası ile yalnızlık çekmektedir. Aynı zamanda elindeki parası da son derece kısıtlıdır. Geldiği Beyrut’ta bir iş bulana kadar elindeki para ile geçinmek zorunda olduğundan yemeğinden dahi tasarruf etmek zorunda kalmaktadır. Daha sonrasında ise genellikle Türklerin yaşadığı mahallerde bulunan kahvelere giderek dertleşebileceği ve memleketi hakkında konuşabileceği birilerini aramaya başlamıştır. Hilmi Efendi, son derece iyi niyetli ve efendi bir karakter yapısına sahipti. Hemen herkesle iyi anlaşmayı başarmaktaydı. Yine bir gün tesadüfen Beyrut mahallelerinde gezinirken eski bir arkadaşına rastlamıştır. Arkadaşı bir gazoz satıcısıydı ve onu daha görür görmez tanımıştır. Hilmi Efendi bu duruma fazlası ile sevinmiştir. Çünkü yalnızlığını giderecektir. Arkadaşı olan Çopur Apti ile birlikte kalacaktır. Aynı zamanda Çopur Apti’nin iki arkadaşı daha ardır. Ancak hiçbir şey Hilmi Efendi’nin planladığı gibi gitmeyecektir. Bir sabah gazoz almak için dükkana geldiğinde adamın her şeyini toplayıp kaçtığını fark edecektir. Neyse ki burada çalışırken azda olsa bir miktar para biriktirmeyi başarmıştır. Fakat daha sonra ne yapacağını bilemez ve yanındaki arkadaşları ile kavga etmeye başlar.
Yine bir gün Hilmi Efendi, İrfan adında çok sevdiği bir arkadaşı ile karşılaşmıştır. Onu gördüğünde bütün dertlerinin çözüm bulacağını düşünmüştür. Bunun ardından İrfan Halep’e gitmiştir. Burada işlerini yoluna koyduktan sonra Hilmi Efendi’yi de yanına alacaktır. Ancak Hilmi Efendi bir bürokrat olan farklı arkadaşının yanına gitmek ister. İrfan buna şaşırsa da bir yolunu bulacaklardır. Bürokrat arkadaşı Hilmi Efendi’nin ailesine haber göndermesine yardımcı olacaktır. Aradan geçen zamanın ardından Bürokrat arkadaşı ve Hilmi Efendi Halep’e geleceklerdir. Burada çok büyük bir ilgi ile karşılanacaklardır. İrfan daha önceden tanıştığı ve içerisinde Nevberin’de bulunduğu bir grubu onlar için davet etmiştir. Fakat Hilmi Efendi’nin tüm bunlarda hiç gözü yoktur. Yinede herkes Nevber’den söz etmekteydi. Bir şekilde Hilmi Efendi ile birlikte izlemeye gittiler. Hilmi Efendi kızını burada görünce olduğu yere yığılıp kalmıştı.
Kısa Bilgiler
- Sürgü, Refik Halit Karay’ın sürgün yıllarında geçirdiği hayatın izlerini taşıyan bir romanıdır.
- Milli mücadele yıllarında Ankara hükümeti ile ters düşen fikrileri sebebi ile Beyrut’a kaçmıştır. Sürgün adlı romanını da burada yazdığı düşünülmektedir.
- Roman ilk olarak 1940 yılında İstanbul’da basılmıştır. Günümüzde dahi bu eser yoğun ilgi görmekte ve güncel olarak okunan romanlar arasında yer almayı başarmaktadır. Birçok farklı eserinde olduğu gibi bu eserinde de yazar sürgünde olduğu yıllarda tanıdığı insanların karakter yapısını ve kültürünü kitabına yansıtmıştır.
Sürgün – Kitap Açıklaması
“Güzel tasvir etmek Refik Halid’in müktesep hakkıdır. Onu lisandaki kuvvet bakımından ancak Flaubert ile mukayese edebilirim. Hatta Flaubert’in ölçerek biçerek yazdığı cümleler onun âleminden daha merasimsiz çıkabiliyor. Sürgün Türk dilinin Madam Bovary’sidir.”
-Refi Cevat Ulunay-
“Bilhassa Hilmi Efendi tipi Duhamel’in ölmez Salavin’i gibi edebiyat tarihinde unutulmaz bir hatıra olarak kalacaktır. İşte büyük sanat ve yaratıcılığın mucizesi… Türk dilinin bu eşsiz sanatkârına muhakkak ki en güzel üslubu borçluyuz.”
-Halid Fahri Ozansoy-
“Sürgün üslup itibarıyla bir harikadır. Tahkiye, ruh ve karakter tahlilleri kudretli, insan ve memleket tasvirleri çok yüksektir. Eser baştan aşağı o devrin yıkılışını, dejenere tiplerini bütün açıklığıyla, yalnız karakter tahlilleri yapmak suretiyle bize göstermektedir.”
-Suat Derviş-
(Tanıtım Bülteninden)