Matmazel Noraliya’nın Koltuğu – Peyami Safa
Tür: | Roman |
Yazar: | Peyami Safa |
Yayınlanma Tarihi: | 1949 |
Yayınevi: | Ötüken Neşriyat |
Karakterler
Ferit Gülener: Tıp Fakültesini yarıda bırakan bu gencin hem sağlık sorunları hem de psikolojik sorunları vardır. Ailesinin dejenere hayat tarzı, onun topluma uyumunu zorlaştırırken; hastalık nedeniyle annesini ve ablalarını kaybetmiş olması onun takıntılı, temizlik hastası birisi olmasına neden olmuştur. Aradığı iç huzuru bulduğunda hem kendine hem de yakınındakilere ışık olur.
Nilüfer Gülener: Ferit’in küçük kız kardeşidir. Verem hastasıdır. Ferit ile benzer sıkıntılar yaşıyor, teyzesi Necmiye Hanım ile yaşarken onun nekes tutumuna ve baskısına maruz kalır.
Selma: Ferit’in sevgilisidir. Üniversite öğrencisi olan genç kızın da ailesiyle ilgili sorunları vardır.
Yahya Aziz Bey: Felsefe hocasıdır, Ferit’in huzura kavuşmasını sağlayan önemli isimlerden birisidir.
Tosun Bey: Ferit ile aynı pansiyonda yaşayan ve romatizma hastalığından dolayı odasından çıkmayan birisidir. Aslında Ferit’in teyzesini öldürmeden önce de cinayet işlemiştir ve bu pansiyonda saklanmaktadır.
Konusu
İkinci Dünya Savaşı’nın dünyada yaşattığı psikolojik buhran, korku ve gelecek kaygısı yaşayan halkta travmalara neden olmuştur. Modernleşmeyi yanlış algılayan bireylerin yaşadıkları psikolojik sorunlar da romanda ayrıca işlenmiştir.
Matmazel Noraliya’nın Koltuğu Özeti
Romanın ana karakteri Ferit Gülener tıp eğitimi alan birisidir. Annesini ve iki ablasını verem hastalığından kaybeder, akabinde de babası Londra’ya gider ve bir daha ondan haber alınamaz. Annesinden kalan mirası, teyzesi Necmiye Hanım’ın idare etmesi nedeniyle küçük kız kardeşi Nilüfer, teyzesiyle birlikte yaşamaya başlar. Necmiye Hanım, cimri ve huysuz bir kadındır. Ferit zaten ailesinin dejenere hayatları sebebiyle psikolojik sıkıntılar yaşıyordur, üzerine aile içindeki erken kayıplar onu iyice çıkmaza sürükler ve tıp eğitimini yarıda bırakır. Ferit, bu nedenlerden dolayı şartları kötü bir pansiyonda kalmaya başlar. Pansiyonda yaşayan kişilerin ruhlarının ve bedenlerinin travmalarına, fakirliklerinin getirdiği çaresizliklere şahit olur. Altı gün kaldığı pansiyonda nefsiyle hasbihal eder, ruhunun Allah ile ferahladığının farkına varır. Pansiyona aralıklarla kardeşi Nilüfer gelir ve teyzesini ve onun yaptığı baskılardan şikayet eder. Ferit’in bu duruma çok sinirlendiği bir gün aynı pansiyonda kalan Tosun Bey’e bir gün dayanamayarak teyzesini öldürebileceğini söyler. Tosun Bey, cinayetten aranan biridir ve bu pansiyonda saklanmaktadır. Tosun Bey, Ferit’e acıdığı için yardım etmek ister ve Necmiye Hanım öldükten sonra çaldıklarını Ferit’e verdikten sonra sırra kadem basar. Ferit’in zaten iyi olmayan psikolojisine bir de vicdan azabı eklenir. Ferit’i hayata bağlayan iki insan kalmıştır; kardeşi Nilüfer ve sevgilisi Selma. Nilüfer’in de hastalığının nüksetmesi üzerine, pansiyoner arkadaşının tavsiyesine uyarak Büyükada’da ev kiralar.
Pansiyonda tanıştığı Yahya Aziz Bey, Ferit’i Büyükada’da yalnız bırakmaz, birlikte Matmazel Noraliya’nın evini kiralarlar. Matmazel Noraliya annesi İtalyan, babası Türk’tür. Babaannesinin sayesinde Müslümanlığı seçmiş, yaşadığı sürece türlü acılar çekmiştir. Hayattaki hiçbir istediğinin gerçekleşmemesi, onun 32 yıl boyunca köşkten çıkmamasına neden olmuştur. Noraliya kitap okuyarak ve ibadet ederek günlerini geçiren yalnız bir kadındır. Bir yıl evvel hayatını kaybeden Noraliya’nın hikayesini dinleyen Ferit anlatılanlardan çok etkilenir. Evde kaldığı ilk gece rüyasında Noraliya ile tavan arasındaki koltuğunda sohbet ettiğini görür. Ertesi gün Noraliya’nın günlüğünü okuduktan sonra, ona karşı içinde bir sıcaklık oluşur. Kendi içindeki bir türlü anlamladıramadığı sıkıntıların ne olduğunun farkına varır. Aslında Ferit’in ruhundaki sıkıntı; kendinde olmayan imanın eksikliği ve imana olan hasretidir. Anlık hazlardan sıyrılıp manevi huzura varır ve adeta kendisiyle tanışır. Bulduğu huzur sayesinde kardeşine, sevgilisine ve ona ihtiyaç duyan herkese ışık olur.
Matmazel Noralya’nın Koltuğu – Kitap Açıklaması
Karşılaştığı bir takım olağanüstü olayları benimsediği materyalist ve pozitivist felsefenin ilkeleriyle açıklayamayan, şüphe, tereddüt ve bunalımlar içinde kıvranan Ferit, tıp fakültesini bırakıp felsefe bölümüne geçen fakat içinde bulunduğu mütereddit ruh hali sebebiyle buraya da düzenli olarak gitmeyen bir üniversite öğrencisidir. Ferit, Yüksek kaldırım’da içinde birbirinden garip insanların yaşadığı bir pansiyonda kalmaktadır. Pansiyonda kaldığı altı gün boyunca karşılaştığı olağanüstü olaylar ve kız arkadaşı Selma ile arasında geçen tartışmalar, ciddi bir psikolojik bunalımdan geçen Ferit’in durumunu daha da kötüleştirir. Pansiyonda tanıştığı Aziz, bu sıkıntılı günlerinde Ferit’in en büyük destekçisi olur. Teyzesinin gizemli bir şekilde ölümü ile yüklü bir mirasa kavuşan Ferit, yaşadığı travmayı atlatabilmek için Aziz’in tavsiyesiyle Ada’da bir ev kiralar. Bu ev bir yıl önce ölmüş, gizemli bir kadın olan Matmazel Noraliya’ya aittir. Peyami Safa’nın, kaleme aldığı romanları içinde en fazla beğendiğini ifade ettiği romanı Matmazel Noraliya’nın Koltuğu, anlatım tekniği ve olay örgüsü bakımından bütün eleştirmenlerce Türk edebiyatının en ciddi psikolojik romanı olarak kabul edilmektedir.
(Tanıtım Bülteninden)
Biz kovalayanı beğeniyoruz fakat kovalananı seviyoruz. Delilik şüphesiz aptallıktan iyidir.