Antabus – Seray Şahiner
Tür: | Roman |
Yazar: | Seray Şahiner |
Yayınlanma Tarihi: | 2019 |
Yayınevi: | Everest Yayınları |
Karakterler
Leyla: Romanın ana karakteri olan Leyla, İstanbul’a Anadolu’ya göç eden bir ailenin on beş yaşındaki genç kızdır.
Konusu
Antabus, içinde yaşadığımız şiddet ortamının kaynaklarını ve bu şiddetin yarattığı insani koşulları anlatıyor.
Antabus Özeti
Kısacık fakat içi dolu dolu ve her satırı gerçek olan bir kitabı okuyacaksınız.
Her kadın gibi okurken kızacak, hatta kendi kendinize neden bunlar oluyor diye soracaksınız.
Hikâyemiz başkahramanın dilinden anlatılıyor. Leyla’yı on beş yaşında, İstanbul’a Anadolu’dan göç eden bir ailenin tek kızı olarak tanıyoruz. Aslında evden dışarı burnunun çıkartılmasına izin verilmezken eve bir az daha para girsin diye konfeksiyona işçi veriliyor. Bundan sonra olaylar tipik bir üçüncü sayfa haberi olarak ilerliyor. Şiddet görerek büyüyen Leyla, tecavüze uğruyor, kandırılıyor, evlendiriliyor, yine şiddet görüyor…
Ana çatı olarak baktığımızda ne bir virgülü eksik ne de bir noktası fazla.
Kısacası Antabus’ta Leyla’nın sağlam ironi, hatta sarkastik anlatımıyla başına gelenleri okuyoruz. Daha ilk sayfalarda yazar elimize Leyla’ya dair bir son veriyor. Sonra sanki içine sinmiyor bu son ve Leyla’nın hayatında alternatif bir sayfa açıyor. Filmi başa sarıyor ve ilk sona kadar olan kısmı anlatıyor, o noktadan sonra devam ederken alternatif sonun ilkinden daha iyisi olacağına dair hiçbir umut vaat etmiyor. İlk başta eğreti duran Leyla karakteri giderek oturuyor ve okur için içselleştirilmesi daha mümkün bir hal alıyor ama anlatıda Leyla’dan daha başarılı oluşturulmuş bir karakter daha var, Ülker Abla. Hem karakter olarak daha fazla ayakları yere basıyor hem de her ne kadar hayali bir karaktermiş gibi dursa da gerçek olmaya Leyla’dan daha yakın ve ördüğü iplerin renkleri için kullandığı isimlerden ötürü de kesinlikle sempatik ve orijinal. Ülker abla karakteri de bence Leyla kadar önemli ve acılar içinde…
Anlatımın dili sade ve akıcı, hikâye gereği yer alan argo tabirler yerinde ve abartılmaksızın kullanılmış.
Okurken, sizler de gazetelerin 3. sayfaların da okuduğunuz, televizyonların sabah kuşakları da izlediğiniz buna benzer kadın hikâyelerini hatırlayacaksınız.
Bu satırlar yazılırken, sizler de okurken bir yerde şiddet gören yardım çığlığı atan bir kadın var. Her şehir de her mahalle de. Eğitimli, eğitimsiz fark etmeksizin kadınlar fiziksel ve duygusal şiddete uğruyor ne yazık ki ☹
Kadın dünyasına, kadın gözüyle bakış için güzel bir roman olduğunu düşündüğüm bu kitabı önce kadın olarak bizlerin okuması dileğiyle…
Antabus – Kitap Açıklaması
Leyla’yı çok iyi tanıyoruz. Sadece gazetelerin üçüncü sayfa haberlerinden değil; kendimizden, ailemizden, yakın çevremizden, komşularımızdan… Leyla, başına buyruk olmasının önüne engeller konularak tek başına bırakılmış… Antabus, Leyla ile birlikte, ona bakıp görmezden gelenleri de anlatıyor.
Seray Şahiner, Antabus romanında bir “iç sesler” geçidiyle baş başa bırakıyor okuru. Susturulduğu için kendi kendine konuşan kadınların romanı bu. Bu kadarla kalmıyor elbette; roman, bu kadarla kalmadığı yerde başlıyor. Leyla sesini tekrar fark ediyor, o sesi buluyor ve nihayet yükseltiyor.
Antabus şimdiden, Şahiner’in kaleminden edebiyat tarihine müthiş parlak bir metin olarak geçti. Tekrar tekrar yayınlandı, tiyatro oyunu olarak sahnelendi, hakkında çok konuşuldu, çok yazıldı… Şimdi bir kez daha Antabus zamanı.
“Mesela ben dayak yedim diye karakola gitsem, biriniz şahitliğe gelmezsiniz, niye? E aile meselesi ne olsa, yarın öbür gün ben kocamla iyi olurum, hatta size, ‘Sana ne be, kocam değil mi döver de sever de,’ bile derim de, siz kötü olursunuz di mi?
Siz karışmazsınız. Bana üzülürsünüz tabii ama taraf tutmazsınız…
Öyle de bir tutarsınız ki: Ben zulüm çekerken susuyorsanız, kocamın tarafındasınız. Siz, erkek tarafısınız. Amaaan, benim babam bile özbeöz babamken, kız tarafı değil erkek tarafıydı.
Size baba diyebilir miyim?!”
(Tanıtım Bülteninden)