Çilekli Dondurma – Sevim Ak
Karakterler
Gülüş: Annesi, babası ve dedesiyle yaşan küçük kızdır. Hayvanlara karşı sevgi doludur.
Peruz Teyze: Emekli öğretmen.
Atak ve Topaç: Yavru Sokak köpekleri.
Sinem: Gülüş’ün okul arkadaşı.
Bay Fonti:
Konusu
Müzede çalışan teyzesiyle kurduğu dostluk, annesini kaybedip yaralanan yavru köpekler, odasında bir anda canlanan heykelcik, sıkıcı emeklilik günlerini renklendirmek isteyen Fonti Bey ve Tonton’ın dedesi ona maceralara sürükleniyor.
Çilekli Dondurma, Gülüş adında küçük bir kızın komik ve hüzünlü anılarının harmanlanmasını konu ediniyor.
Çilekli Dondurma Özeti
Annesi, babası ve dedesi ile yaşayan Gülüş evin kızıdır. Annesinin kuaför, babasının kumaş dükkânı var. Teyzesi de kumaşçıda çalışıyor. Gülüş’ün bir de halası var. Gülüş’e adını veren de halasıdır. Müzede çalışır ve Gülüş’le çok güzel vakit geçirirler. Bir gün annesi ölmüş yavruları Atak ve Topaç’ı izler. Anneannesini de kaybettiğini düşünür. Anneannesinin gizlice evlerine çilekli dondurma bıraktığı günleri hatırlayarak üzülür. Ertesi gün okula giderken parkta Topaç’ı görür. Yağmurdan sırılsıklam olduğu için kurutmaya çalışır. Sonra Topaç onu takip eder. Bunun üzerine okula gelirler ve Topaç öğretmenden gizlenerek sobanın altında sessizce uyur. Okuldan sonra Peruz Teyze Gülüş’ü uyarır. Oyuncak bir köpek yavrusu bulana kadar Gülüş’ün peşini hiç bırakmaz. Gülüş bir gün müzeye teyzesinin yanına gider. Orada köpek yavrusu olan bir tişört yazdırırlar. Gülüş yeni tişörtünü çok beğenir ve hemen giyer. Müzedeki Bekçi Amca, Gülüş’ün köpek sevgisini görünce kayıp köpeğini anlatır. Bekçi Amca’nın köpeğinin nasıl öldüğünü dinleyen Gülüş, yine babaannesini hatırlar. Gülüş, eve döndüğünde Topaç ile kara köpeğin karşılaşmasına tanık olur. Topaç’ın artık yalnız olmayacağını düşünerek mutludur. Bu iki yavru, papyon yapmak için babalarının dükkânına giderler. Çilekli dondurma desenli bir kumaş seçtikten sonra ani bir fren sesi duyar. Dışarı çıktığında fren sesinin neredeyse Topaç’a çarpacak bir arabadan geldiğini öğrenir.
Yağmurlu bir günde Gülüş’ün canı çok sıkılır. Büyükannesiyle birlikte masallar ve kuklalar yaptığı zamanları hatırlar. Yağmurlu günlerde evde oynayacak arkadaşı olmadığı için üzülür. O sırada teyzesinin müzenin satış bölümünden aldığı köpek heykelciğini yanına alır. Yağmurdan ıslanan ve şişmeye başlayan heykel, garip bir çocuğa dönüşür. Gülüş böylece yeni arkadaşını bulur ve ona Terlikli Kız adını verir. Okul dışındaki zamanını onunla geçirir. Bir gün okuldan arkadaşı Sinem’e göstermek ister ama sonra vazgeçer. Daha sonra bir derste Terlikli Kız’ı düşünürken öğretmenin sorusuna cevap veremez. Okulu bırakır ve dedesinin sık sık gittiği hurdalığa gider. Eski bir arabada oturduğunuzda arka koltuktan bir ses duyarsınız. Sesin sahibi dedesidir. Biraz konuştuklarında dedesi Gülüş’ün hiç anlaşamadığı bir arkadaşı olduğunu anlar ve onu rahat bırakmasını söyler. Gülüş, Terlikli Kız’a benzeyen bir arkadaşını arar ama bulamaz. Bir süre sonra Terlikli Kız’ı sokakta bırakır. Günler geçmesine rağmen Gülüş, Terlikli Kız’dan bir haber alamaz. Bir gün teyzesi gönüllü olarak yetimhaneye gelen kızdan bahseder. Gulus, Terlikli Kız olabileceğini düşünerek onu görmeye gider. Ama kızı görse bile onun Terlikli Kız olup olmadığından emin olamaz. Yetimhaneye birkaç kez daha gider. Karlı bir günde bulunduğu için Snow adlı kızla arkadaş olurlar. Teyzesi, büyükannesinin kuklalarının bulunduğu sandığı Gülüş’e verir. Gülüş, babaannesiyle oynadığı oyunu Kar’la oynar ve Terlikli Kız’ın kendisi olduğuna karar verir.
Gülüş, yaz tatilinde bir gün dedesiyle birlikte çilekli dondurma almaya gider. Yolda Fonti Bey ile tanışırlar ve Fonti Bey’in emekli olduktan sonra çok sıkıldığını öğrenirler. Büyükbabası, Bay Fonti’ye bir hobi edinmesini tavsiye eder. Böylece Fonti Bey, orijinal yemeklerini herkesin tatmasını sağlayacak küçük bir restoran açmaya karar verir. Birkaç gün sonra evinin altındaki depoyu boşaltır ve restoranın tabelasını çakar. Gülüş ve dedesiyle birlikte diğer hazırlıkları da tamamlarlar. Sonunda restoran açılır ve ilk gün iki kişi gelse de gelenlerin sayısı gün geçtikçe artar. Açılıştan bir ay sonra kapıda kuyruklar oluşur. Fonti Bey’in özel yemeği Fomfava diğer üç dükkânda da müşteri bırakmaz. Böylece pizzacı, çorbacı ve kebapçı Fonti Bey’e düşman olur. Bay Fonti’nin dükkânına garson kılığında bir ajan koyarlar. Bu ajan her gün birkaç kişinin yemeğine fare zehri ekler. Ancak bu onların istediklerini elde etmeleri için yeterli değildir. Bu yüzden Belediye Başkanı’na şikâyet ederler. Belediye Başkanı Fonti Bey’in lokantasına gidip Fomfava yer ve çok beğenir. Bu plan başarısız olunca bir süre sonra yeniden plan yaparlar. Fomfava’dan bir parçayı analiz ettirerek aynı malzemelerle çeşitli deneyler yaparlar. Ama yine de başarısız olurlar. Bay Fonti’nin restoranı her gün daha da kalabalıklaşır. Fonti Bey’in hobi olarak başladığı işi çok yorucu bir hal alır ve bir akşam bir restoranda uyuyakalmasına neden olur. Ertesi sabah lokantanın açık olmadığını gören Gülüş, dedesinin yanına gider. Büyükbabası, Bay Fonti’yi sabahın erken saatlerinde bir bavulla seyahat ederken gördüğünü söylüyor. Aylar sonra Fonti Bey’den başka bir özel yemek olan Fukara’yı okyanus kıyısında hazırlayıp sattığı haberini alırlar.
Çilekli Dondurma – Kitap Açıklaması
Gülüş, şeker mi şeker bir kızdır. Evin tek kızı olmasına karşın, yalnız kalmaya hiç niyeti yoktur. Müzede çalışan halasıyla, annelerini kaybetmiş, yüreği yaralı yavru köpeklerle, Odasında aniden canlanan heykelcikle, sıkıcı emeklilik günlerini renklendirmek isteyen bay fonti’yle ve Tonton dedesiyle kurduğu dostluk, Onu birbirinden keyifli serüvenlere sürükler…
“çilekli dondurma’daki güzel öykülerin tadı, damağınızda kalacak…
(Tanıtım Bülteninden)