Ben Kirke

Ben Kirke – Madeline Miller

Tür:Bilim – Kurgu
Yazar:Madeline Miller
Yayınlanma Tarihi:2019
Yayınevi:İthaki Yayınları
Karakterler

Perseis: Kirke’nin annesi

Helios: Kirke’nin babası

Aietes: Kirke’nin erkek kardeşi

Pasiphae: Kirke’nin kız kardeşi

Perses: Kirke’nin erkek kardeşi

Prometheus: Kirke’nin amcası

Selene: Kirke’nin halası

Athena: Zeus’un oğlu

Hermes: Ölülerin ruhunu yeraltı dünyasına gönderen tanrı.

Zeus: Bütün dünyaya hükmeden tanrı.

Konusu

Ben Kirke, Antik Yunan tanrılarının büyülü mücadelelerini anlatan mitolojik bir romandır. Eser, son zamanlarda ön plana çıkan büyülü gerçekçiliğin farklı bir uygulamasıdır. Nitekim Miller, Ben Kirke adlı romanında küçük karakterlerle büyük ve büyülü bir dünya yaratır.

Ben Kirke Özeti

Kirke’nin kendi hayat hikâyesini anlatma serüveni, ailesini tanıtması ve tanrıların dünyasında hayatın nasıl olduğunu anlatması ile başlar.

Amcası Prometheus, ölümlülere yardım ettiği için Zeus tarafından cezalandırılır. Cezası Kafkas Dağları’nda bir kayaya zincirlenir ve ciğerini her gün bir kartal yener. Kirke, amcasının bu cezayı almasına üzülür ve yanına gider. Ona destek olmaya çalışır. Bunu yaparken babasından da korkar. Çünkü cezalıya kendi dünyasında yaklaşmak doğru değildir. Bu durumlar yaşanırken Kirke, ailesinden kimseyi sevmediğini, beceriksiz ve çirkin olduğunu hayat hikâyesini anlatır.

Babasının sarayında yaşananları anlatır. Her çocuk doğurduğunda annesinin babasından değerli bir taş aldığını söyler. Kirke bir kaybeden olarak görüldüğü ve ailesi tarafından dışlandığı için yalnız dünyasında takılır. Sahilde dolaşırken Glaukos adında ölümlü bir balıkçıyla tanışır. Onunla vakit geçirmek zamanla keyifli hale gelir. Onunla her gün sahilde tanışır ve onunla vakit geçirir. Glaukos, ebeveynlerinin bakımından sorumludur. Bu yüzden balık tutmalı ve para kazanmaya çalışmalıdır. Kirke bu duruma çok üzülür ve büyükannesinden yardım ister ve Glaukos’tan oltasıyla yüzlerce balık yakalamasını ister. Anneannesi onun bu üzücü halini görür ve isteğini yerine getirir.

Glaukos, balık tutarken oltasının balıklarla dolup taştığını görünce çok mutlu olur. Glaukos’a ilgi duyduğunu kendi kendine itiraf eder. Ölümlü olması, bir gün öleceği anlamına gelir. Onun ölümüne dayanamayacağını düşünerek bir şey düşünür. Bir gün yürüyüşe çıktığında birçok bitki ve çiçek dikkat çeker. Onları toplamaya ve bir büyü yapmaya karar verir. Bu büyü Glaukos’u tanrı yapmak ve ölümsüz kılmak içindir. Ölümsüzlerin dünyasında bu büyük bir suçtu ve cezası ağırdı. Ancak büyüyü yaptı ve Glaucos bir tanrı olur. Bu duruma kimse karşı koyamamış ve tanrılar Glaukos’u aralarına almıştır. Zamanla Glaukos, dişi perilerin ilgi odağı haline gelir. Dikkatini çekmek ve evlenmek için yarışırlar. Bu yarışmada Skylla adlı peri galip gelir. Bunu duyan Circe, kıskançlıktan bitkilerden bir büyü yaptı ve onu bir canavara dönüştürür. Bu durum zamanla kötüleşince, Kirke ailesine yaptığı tüm yanlışları ifşa eder. Glaukos’u bir tanrıya ve Skyla’yı bir canavara çevirdiğini söyler. Bunu duyan Zeus, hayatının geri kalanında onu Aiaie adasına sürgün eder. Kirke bu duruma çok üzülür. Ama bu adaya gitmesi gerekir. Bu adaya gittiğinde bitkilerle büyü denemeye başlar. Hayvanları besler ve onları koruması altına alır.

Günler akıp geçer. Bir gün Odysseus adlı bir denizci, mürettebatıyla birlikte Circe adasına sığınır. Kirke başlarının belada olduğunu görür ve onlara yardım eder. Bu ekip Truva Savaşı’ndan geldiklerini ve uzun bir süre ülkelerine dönemediklerini söyler. Bir süre adalarında iyileşmeye çalışırlar, mümkün olan en kısa sürede geri dönme sözü verirler ve Kirke’yi adada kalmaya ikna ederler. Kirke durumlarına üzülür ve kabul eder. Odysseus ile iyi vakit geçirir ve onun kahramanlık hikâyelerini dinler. Onunla bile. Onu adadan göndermemek için birçok bahane bulur. Bir yıla kadar orada kalırlar. Ardından bahar mevsiminde ülkelerine dönme zamanının geldiğini söylerler ve geri dönerler. Onlar gittikten sonra Kirke’ye bir şey olur. Hamile olduğunu anlar. Aniden doğum yapar. Çocuk Odysseus’tan. Çocuk ölümlü olduğu için zorluklarla büyür. Hatta tanrı Athena tarafından kötü şans getireceği için çocuğun canını alması gerektiğini söyler. Kirke buna izin vermez. Çocuğunu ona karşı korur. Bu zorluklarla çocuğu Telegonos büyür. Annesine babasının kim olduğunu sorar ve Kirke ona her şeyi olduğu gibi anlatır.

Telegonos, annesinin iznini isteyerek babasının kral olduğu Ithaca’ya gitmek istediğini söyler. Annesi önce itiraz etse de daha sonra ısrarcı tavrına dayanamaz ve izin verir. Telegonos babası tarafından hoş karşılanmaz çünkü kendisini öldürmek isteyen düşmanlarından biri olduğunu düşünür ve onu öldürmek ister. Telegonos’u korumak için Kirke’nin bir tanrıdan istediği zehirli kuyruk, oğlunu bu durumdan korur. Odysseus, Telegonos’un mızrağına dokunduktan sonra ölür. Bunun üzerine Telegonos, babasının ilk eşi Penelope ve oğlu Telemakhos ile annesinin bulunduğu adaya gelir. Kirke bu duruma çok şaşırır ama zamanla oğlunun anlattıklarıyla onları kabul eder. Bir gün Athena, Circe adasına gelir ve Telemakhos’u babasının varisi olarak savaşarak bir ülkenin kralı yapmak istediğini söyler. Telemakhos bunu kabul etmez. Bunun yerine Telegonos, Athena ile gitmek ister. Kirke itiraz etse de oğlu onu dinlemez ve Athena’nın yanına gider. Kirke de babasını arar ve onun için Zeus ile tanışmak istediğini ve cezasını bitirmek istediğini söyler. Babası ilk başta kabul etmez ama Kirke bir şekilde kabul ettirmenin bir yolunu bulur. Cezası kaldırılınca o ve Telemakhos ailesinin yaşadığı adaya gider. Orada otlar toplarlar ve Aiaie adasına dönerler.

Ben Kirke – Kitap Açıklaması

NPR, Washington Post, Buzzfeed, People, Time, Amazon, Entertainment Weekly, Bustle ve Newsweek’e göre Yılın En İyi Kitabı

Goodreads okurlarına göre 2018’in En İyi Fantastik Kitabı

“Bu dikkat çekici hikâye sizi, Kirke’nin yaptığı bir büyü gibi etkisi altına alacak.”

– Mary Doria Russell, Serçe’nin yazarı –

“Tek kelimeyle büyüleyici ve zarif anlatımıyla Ben, Kirke, kadın yaşamının sıradan ve de sıradışı bir hikâyesi.”

– Eimear McBride, Kız Natamam Bir Şeydir ‘ in yazarı –

Ozanlar benden, –erkek– kahramanın karşısında diz çöküp merhamet dilenen bir kadın olarak bahsetti hep; ilaç katarmışım tatlı şaraplarına, büyüleyip domuza çevirirmişim hızlı giden gemilerin tayfasını, babaevini unutturur, sılaya kavuşmalarına müsaade etmezmişim. Ne demeli, kadınlara haddini bildirmek ozanların en sevdiği vakit geçirme biçimidir; yerlerde sürünüp ağlamazsak gerçek bir hikâye olmazmış gibi.

Ama yanılıyorlar, yanılıyorsunuz: Cadılık illa nefret, kıskançlık ya da başka türlü bir kötülükten doğmaz; ben ilk büyümü aşkımdan yapmıştım.

Ben, Helios’un kızı, Aiaie Cadısı Kirke. Hayatım boyunca trajedinin beni bulmasını bekledim. Bulacağından hiç kuşkum yoktu çünkü başkalarının hak ettiğimi düşündüğünden daha fazla arzum, isyanım ve gücüm vardı, yıldırımları üstüne çekecek şeylerdi bunlar. Ve bir gün, artık bu dünyaya dayanamayacağım, diye düşündüm.

Bunun üzerine denizin derinliklerindeki kadim bir tanrı seslendi: Öyleyse çocuğum, başka bir dünya yap.

Ben, Kirke’de Madeline Miller; Odysseus, İkaros, Minotauros, Prometheus ve Zeus gibi mitolojik karakterlerin binlerce yıldır anlatılagelen hikâyesini farklı bir bakış açısından sunmakla kalmayıp Olymposlu tanrıların dünyasını Homeros’un destansılığında aktarmayı başarıyor.

(Tanıtım Bülteninden)

KitapDiyarı
KitapDiyarı
İnsan her şeyi anlatamaz, zaten kelimeler de her şeyi anlatmaya yetmez.

BENZER KONULAR

YORUMLAR

Abone ol
Bildir
guest
1 Yorum
En eski
En yeni En çok oy alan
Satır İçi Geri Bildirimler
Tüm yorumları görüntüleyin
Nazteacher
Nazteacher
Ziyaretçi
3 yıl önce

‘Hayat dokuma tezgahı gibi basit bir şey değil. Dokunduğun şeyi bir çekişte söylemiyorsun’

emeğinize sağlık

Sosyal Medya

774BeğenenlerBeğen
4,854TakipçilerTakip Et
21TakipçilerTakip Et
22TakipçilerTakip Et
62AboneAbone Ol

Günün Kitabı

Editör Seçimleri

Popüler Konular

Son Konular