Yakup Kadri Karaosmanoğlu Sözleri
Biliyordum ki insan, hayvanların en kötüsü, en bayağısı ve an az sevimli olanıdır. Evet, bilhassa en az sevimli olanı.
Ağlamak, ağlamak bu tatlı bir şey… Bu, yağmurun bir yaz günü kuru ve kızgın toprak üzerine yağışı gibi bir şey…
Sanki vatan yalnız İstanbul’dan ibaretmiş; sanki biz burada gurbette imişiz gibi.
Hiç şüphesiz arkamızda bıraktığımız mazinin son feryadı, önümüzde hissettiğimiz uçurumun ürpertisidir.
Utanç̧ ise, kıskançlık ve haset gibi unutulmaz, silinmez bir duygudur; geçtiği yerde ateşten izler bırakır.
Felaket bile bizi birleştiremedi. Aramızdaki, benimle onlar arasındaki uçurumu belki, hala ziyade derinleştirdi…
Sonradan öğreniyor insan hepimiz küçük çocuklarız gerçekte, yaşlı kimseler yok yalnızca daha yaşlı acılar var.
Fakat ben çok düşündüm, çok hissettim. O kadar ki, bütün fikirler, bütün hisler bana şimdi yavan geliyor.
Talim terbiye iyi örnek, bunların hepsi geçici şeylerdir. Ve çevre değiştirmedikçe, insan yetişmesine imkân yoktur.
Adam sen de; hayat dediğimiz şey bu sizin oynadığınız sahneden çok daha geniştir.
Zira hayat ne tamimiyle güzel, ne büsbütün çirkindir. Hem acıklı hem gülünç tarafları vardır.
Ben, bu hayvanları çok severim. Bu çirkin, galiz tabiat ortasında tatlı ve cana yakın yalnız onlardır.
Beni her şey yoruyor. En ufak bir sesten rahatsız oluyorum. Günün aydınlığı
Kalbimiz ne kadar beklenmeyen şeylerle doludur; kendi heyecanlarımız önünde ekseriya kendimiz hayrete düşeriz.
Ve arkamda hiçbir kimse bırakmayacağım. Ne bir dost, ne bir sevgili… Hiçbir izim de kalmayacak, hatta mezarım bile.
Çalışmak, çalışmak. Bir şeye yaramak, bir şeye yarar ve lazım olduğunu hissetmek… İşte, yaşamanın yegâne manası…
Türkiye denince yaralı bir avın üstüne üşüşen köpekler gibi havlıyorlar. Fakat biz teslim olmayacağız. Hepsini kovalayacağız.
Sanki kinle kararmış sevdanın ateşi, ruhunun bütün tatlı usarelerini kurutmuştu.
Aşk vardır ki esirini şuursuzluğun ve hayvanlığın son basamaklarına kadar indirir.
Yakup Kadri Karaosmanoğlu Alıntıları
Yaban
Çevre değiştirmedikçe insanın değişmesine imkân yoktur.
Çünkü her hayatın kendine göre bir başlayışı, bir bitişi vardır.
Ben beladan artakalmış bir adamım.
Türkiye’nin karanlık semasında Mustafa Kemal adı bir şafak yıldızı gibi parlıyor.
Kaldı ki susmak bile, eğer gözler konuşuyorsa bir anlam taşır.
Niçin bana birdenbire harikulâde bir şey gibi göründü?
İnsan Türk olur da, nasıl Kemal Paşa’dan yana olmaz?
Sodom ve Gomore
Bir defa affeden âşık artık durmadan affetmeye mahkûmdur.
Hele görünüşler her zaman aldatıcıdır.
Aşk vardır ki tutkununu insanüstülüğüne kadar yükseltir! Aşk vardır ki esirini şuursuzluğun ve hayvanlığın son basamaklarına kadar indirirdir.
Kiralık Konak
Yeşil gözleri sevmeyiniz; sizi anlayan siyahlardır.
Şiirdeki “Aşk’la hayattaki “Aşk “ne kadar birbirine benzemiyormuş.
Fakat bilmiyorlar ki aşk, mucizeyle doludur, daha doğrusu, aşk bizzat mucizedir.
On Dördünde Bir Adam
İstanbul, eski İstanbul değildi.
Hep O Şarkı
Erkekler ne tuhaftır! Kaç yaşında olsalar, nice tecrübeden geçmiş bulunsalar kadın ve gönül işlerinde daima çocuk kalırlar.
Gönül kırmaktan daima ödüm kopmuştur. Çünkü elimden böyle bir kaza çıktığı vakit asıl kırılıp dökülen benim gönlüm olmuştur.
Frenkler “Gençlik bilseydi, ihtiyarlık yapabilseydi,” derlermiş. Ne doğru söz. İnsan, yaşla hakikate eriyor amma, onu kullanmak, ona göre yaşamak gücünü kaybettikten sonra…
Ankara
Sanki bu âlem bana küs ve ben ona dargın gibiyim.
Anamın Kitabı
Gözüm yılıp korktuğumdan mı? Zannetmiyorum. Ben yalnız uslu ve çekingen değil aynı zamanda son derece utangaçtım da.
Bir Serencam
Her şey unutulup geçer diyenlere inanmayınız: Bizim şimdiki ruhumuz dünkü hâdisatın muhassalasıdır.
Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun Hayatı ve Eserlerine Bakmanızı Öneririz.
Sayfamızda Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun Hayatı ve Eserleri yer alır.