İsmet Bozdağ Sözleri
Bir toplumun yöneticisi, toplumdan beklediklerini kendisi topluma vermezse, kesinlikle başarısızlığa uğraması doğaldır.
Mustafa Kemal Paşa, kırk yıl bir kazanda kaynasa Fikrîye ile evlenemezdi. Çünkü onun için Fikrîye ile evlenmek annesinden ve kardeşinden olmak demekti.
Marifet namussuzu öldürmek değil, namussuzluğu itibardan düşürmektir.
Bir insanın canından bezdirilmesini, namussuzluğun en büyüğü sayıyorum. Benim dünyaya ve insana bakışım bu!
Zaten halkın, “ince hastalık” dediği ciğer tüberkülozu çekiyordu… Bu olayların getirdiği keder ve endişe, hastalığı daha da kamçıladı. Münih’te bir sanatoryuma tedavi için gönderildi…
Çünkü sürekli olarak gün ışığında yaşayanlar, uzun bir karanlığın ne müthiş bir uçurum olduğunu bilmezler…
Çoğu zaman uykusuz, dur duraksız, biteviye yorgunluk dolu günleri Mustafa Kemal Paşa için biraz çekilir hale koyan tek şey, her halde Fikriye Hanım’ın varlığıydı…
Doğu ülkelerinde politikacının kaderi budur: Onun istikbalinde, iktidar sandalyesi ile, darağacı, birbirinin içinde, sarmaş dolaş görünür… Ben bunlara alışmış bir insanım!
Fakat bu ayrı iki güç birleşseler ve İzmir’i zorlasalar, gerisini kimse hesaplayamazdı… Fakat Allah korudu ve bu iki düşman kuvveti, biri Söke’de, biri Çeşme’de son nefeslerini verdiler.
Hiçbir şeye “Küçük iş” diye sırtını çevirmeyen bu adam, besbelli ki, Devlet Adamı olarak yaratılmıştı.
Bugün düşünüyorum da, Latife ortaya çıkmasaydı, acaba Fikriye için Mustafa Kemal Paşa ile evlenme ümidi var mıydı? Hayır, böyle bir ihtimal yine de yoktu, sanırım…
Herifin aklı fikri çalıp çırpmakta, gözü başkasının lokmasında, eli başkasının cebinde, sonra lafa gelince Marksist!
Siz gerçekten Mustafa Kemal Paşa’nın annesisiniz!.. Deyince, Zübeyde Hanım, çoktandır kendisinden duymadığım canlı ve hayat dolu bir kahkaha koyuverdi: -Anasıyım, anasıyım ama o bana değil, ben ona benziyorum!
Ben savaştan korkarım; çünkü savaşı bilirim! Mussolini savaştan korkmaz; çünkü savaşı bilmez!
Köy Enstitüleri, günlük politikanın eğitime bulaşmasından öte bir şey değil. İsmet Paşa, ‘Devlet’in şakası olmadığını bilir; ama ‘milletin’ şakası olmadığını öğrenmesi için, 1950 yılını yaşaması gerekti!
Hayatımda yaptığım hatalardan biri de evlenmektir. İşte görüyorsunuz… Ordular yönettim, meclisler yönettim, savaşlar yaptım, kazandım ama bir kadını yönetemiyorum.
Batı’da politikacı bir tek karalanmış kâğıt parçasını bile atmaz, saklar, tarihe verir. Çünkü atmaya, saklamaya hakkı olmadığını bilir.
Bir milletin Devlet Başkanı o milletin Bayrağı gibidir. Kişiliğini sevmeyebilirim ama, saymaya mecburum… Kaldırsınlar halıyı yerden, çabuk!
İsmet Bozdağ Alıntıları
Latife ve Fikriye
Bu millet, Mustafa Kemal Paşa’ya kıyamete kadar borçludur.
Fukarayı Allah’ın koruduğu belli bir şey ya; ama hükûmetin fukaraya belli bir şey vereceğine, oh beyim, bizim muhtarın koca camızı (manda) bile inanmaz!
“Düzenlenen geçit töreni görülecek şeydi.. Fikriye, Mustafa Kemal Paşa’nın hemen arkasından gelen bir otomobilde bu töreni, gözyaşlarıyla tıkanarak seyrediyordu!.. Akşama kadar insanlar kurtarıcı Paşa için oynadılar, davul dövdüler, şarkı söylediler!.”
Kemal Tahir'in Sohbetleri
Atatürk devrimlerinin bekçiliğini kimseye kaptırmam… Atatürk’ün aleyhinde konuşanın ağzını yırtabilirim!
Bırakın Türkiye’de rejim tazelemeyi, abdest tazelemek bile mümkün değildir!
Batı, 16’cı yüzyıldan bu yana, “iman toplumu” olmaktan kurtulmuş, ‘”akıl toplumu” haline gelmişti. Oysa Avrupa dışındaki bütün ülkeler, bilhassa Osmanlı, hâlâ “iman toplumu” sürecini yaşıyorlardı.
Kanuni dönemi önemli bir dönem… Çöküşün başlangıcı… Büyük devlet adamları çağı…
Atatürk'ün Sofrası
Atatürk’ün Sofrası” bir çağın portresidir. Devlet, memleket ve dünya olayları, Atatürk sofrasının aynasına yansır, ulusal görüşe orada dönüşürdü.
Bilinmeyen Atatürk - Celal Bayar Anlatıyor
Marifet namussuzu öldürmek değil, namussuzluğu itibardan düşürmektir.
Gazi ve Latife
Velhasıl öyle bir temizlik ki, belki İzmir kuruldu kurulalı hiçbir evde yapılmamıştır. Tevrat’a göre Tanrı dünyayı altı günde yaratmış yedinci günü dinlenmiş ya beyaz köşkün temizliği yedinci gün de sürdü.
Mütemadiyen güneş altında yaşayanlar, uzun bir karanlığın ne müthiş bir uçurum olduğunu bilmezler.
Kemal Tahir'in Sohbetleri
Kur’an’da, birçok yerlerde, bazı toplumların Tanrı buyruklarına karşı geldikleri için cezalandırıldıkları yazılıdır. Osmanlı için Batılıya benzemek, cezanın en büyüğü idi!
Tarihten yararlanmak, toplumların var olmak şartlarından biridir. Tarih bir toplum için aleyhe işliyor görünüyorsa, tarihten yararlanmak dış düşman ajanların eline geçmiş, tersine çevrilmiş demektir.
Milletin kafasına, Devletin kendisini aldatabileceği bir kez girerse, artık onu oradan çıkarmak zordur, Devlete güvenini sağlamanın yolu kapanır.
Bitmeyen Devlet Kavgası
Bir termometrenin altına buz veya ateş koymak tüpün içindeki cıvayı oynatır ama odanın sıcaklık ve soğukluğunu değiştirmez.
Atatürk ve Eşi Latife Hanım
Güneşin daima ziyası altında yaşayanlar, uzun bir karanlığın ne müthiş bir uçurum olduğunu bilmezler.
İsmet Bozdağ’ın Sözleri ve Alıntılarına Bakmanızı Öneririz.
Sayfamızda İsmet Bozdağ’ın sözleri ve alıntıları yer alır.