Elif Şafak Sözleri
Kanat çırpan kuşlara bakın. Kanatlarının nasıl hareket ettiğine dikkat buyurun, bir aşağı bir yukarı. Bir hüzün, bir saadet. Böyledir hayat. Hoş bir kararda, ahenk içinde, dengede.
Neden baktın neyi geride bıraktığına ? Söylesene, insan terk ettiği şeye neden dönüp bakar son defa.
Kaderinse dünya küçüktür, ama kaderin değilse, çıkmaz sokakta bile karşılaşamazsın…
O kadar çok değişmelisin ki, sen olmaktan çıkmalısın…
Herkesin bir derdi vardı. Kimsenin kimseye deva sunduğu yok!
Mazi bir girdaptır. Fark ettirmeden içine çeker.
İki büklüm oldum acıdan. Gene gülümsedim.
Aşk mesafe yüzünden ölmez. Şüphe yüzünden ölür.
Ama ne kadar saklarsa saklasın, sadakatsizliğin kendine has bir kokusu vardı.
‘’Düzenim bozulur, hayatımın altı üstüne gelir” diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden daha iyi olmayacağını?
Halbuki Allah söze değil, niyete bakar.
Böyledir işte. Doğruyu söyledin mi, kızar köpürürler.
Kırk fırın ekmek yemeye yolladım kendimi. Dünyayı dolaştım. İnsanlar tanıdım, hikayeler topladım. Üzerinden çok baharlar geçti. Fırınlarda ekmek kalmadı; ben hâlâ ham, hala aşkta bir çocuk gibi toy…
Senin için değildi yaptığım onca şey. Sen zannettiğim kişi içindi.
Senin gönlün değişirse, dünya değişir.
Elif Şafak Alıntıları
Şemspare
Ertelemek, yaşamın mayasını kaçırır. Kızdıysan bağır, sevdiysen söyle, özlediysen arkasından koş.”
Baba ve Piç
Bürokratik düzenlemeler, evli çiftlerin bebeklerini kurtarmak için gösterdikleri özeni evlilik dışı doğan bebekler için göstermiyordu anlaşılan. Babasız bir çocuk neticede bir piçti ve İstanbul da bir piç, sallanan bir diş gibi her an düşmeye hazırdı.
Siyah Süt
Tebeşirle çizilmiş bir seksek oyunu kadar uçucu bir çizgisi vardır hayatın. Farkında olmadan basıyorsun çizgiye. Kızıyorlar anında Yandın! diye atılıyorsun oyun dışına.
Ustam ve Ben
Aşk gibiydi okumak da… Neden, nasıl müptelası olduğunu, bilen zaten gayet iyi bilirdi; bilmeyene de anlatamazdın bir türlü.
Şehrin Aynaları
Binlerce kelime, onlarca hikâye var boğazımda düğümlenmiş. Susuyorum konuşmam gereken yerlerde; dilimi tutamıyorum ne zaman susmam gerekse. Anlatacak çok şeyim olsa da, emin değilim anlaşılmak istediğimden.
Katillerimin yüzlerini seçemiyorum; isimlerindense geride harfler kalacak sadece.
Mahrem
Baykuş; kanarya beslermiş amcalar, teyzeler. Kumruları sever, kartalları över, güvercinleri uçurur, kargaları kovar, papağanları konuştururlarmış. Oysa çocuk baykuşları severmiş. “Uğursuz kuş o. İsmini anma, damına çağırma.” dermiş teyzeler, amcalar. Uğursuz kuşmuş baykuş; gece gördüğü, geceyi gördüğü için.
Derler ki, aşk da unutulurmuş her şey gibi. Hem de yaşanıp bittikten, soğuyup küllendikten sonra değil, tam da dolu dizgin devam ederken unutulurmuş aşk.
Elmas bir gözdür yürek. Ve çizilmeye görsün bir kere, artık hep sedefsi bir yırtıkla bakacaktır cümle aleme…
Kaç kitap okuyunca alim, kaç diyar görünce gezgin, kaç hezimetten sonra bezgin oluyordu insan?
Pek güzeldin, pek latiftin. Börek olsan seni yerdim. Az soğanlı, bol etliydin. Lafa daldım, dibin tuttu. Gönül bu, hemen unuttu.
Araf
Yabancı, isminin bir ya da birçok bölümü gölgede kalan insandır.
Şarkı üç dakika yirmi saniye ama tekrar tekrar çalınırsa sonsuza kadar sürebilir.
Birinin korkulardan, ev hamlardan bahsettiğini dinlemen onu esnerken seyretmeye benzer. Daha onunkiler bitmeden bir bakarsın sen kendininkileri saymaya başlamışsın.
Önce yüzlerini unuturuz sevdiklerimizin. En çok yüzümüzün unutulmasından endişe ettiğimiz halde.
Med Cezir
En sahici dostluklar ortak varlıklar üzerine değil, ortak yoksunluklar üzerine kurulanlardır.
Her zaman kolay kolay itiraf edemesek de bunu kendi kendimize, hep öteleri düşleyen, öte yer ararken en yakınlarındakileri mutsuz eden bizler… ben…
Önce yüzlerini unuturuz sevdiklerimizin. En çok yüzümüzün unutulmasından endişe ettiğimiz halde.
Uzaklaşırsın. Yol seni nereye götürürse. Yazı seni nereye sürüklerse. Burnunda bir sızı. Ne de olsa her yolculuk geri dönememe ihtimalini taşır bağrında.
Kitap hala kutsal benim için… kelime hala mühim ve harf hâlâ muamma.
Ölüm sahiciliğini yitiriyor kayıplar istatistiklere, çatışmalar haberlere dönüştüğünde.
İşgal Altında Sanat Mümkün mü?
Özgürlük çıkış kapılarının gümüşi aralığında.
Elif Şafak’ın Hayatı ve Eserlerine Bakmanızı Öneririz.
Sayfamızda Elif Şafak’ın hayatı ve eserleri yer alır.